LİDER’LE 15 TEMMUZ

1990’lı yıllarda İstanbul’da Üniversite öğrencisiydim. Mimar Sinan Üniversitesi’nde Arkeoloji ve Sanat Tarihi eğitimi görüyordum.

O dönemde Antalya Lisesi’nde aynı sınıfta eğitim gördüğüm şimdi Kum Heykel Festivali’nin direktörlüğünü yapan Cem Karaca ise İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde eğitim görüyordu.  

İstanbul’da bir süre aynı evi de paylaştığım Cem ile birbirimizin okuluna gidip geliyorduk.

 Bu süreçte ortak arkadaşlarımız da olmuştu. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinden Cengiz Özdemir o dönemde Şişli’de özel bir radyonun genel yayın yönetmenliğini yapıyordu.

Cengiz’den gelen teklif üzerine bir süre kaldığım Kumkapı’daki  Kadırga  Erkek Öğrenci yurdundan ve okuldan yakın arkadaşım Hakan Ataman ile radyoda program yapmaya başlamıştık.

Bizimle birlikte o dönemde küçük bir kız çocuğu olan oyuncu Nur Fettahoğlu’nun ablaları Remziye ile Selvinaz Fettahoğlu da aynı radyoda çalışıyorlardı.

Medya sektörüne bu vesileyle adım atmıştım.  Üniversitedeki derslerimin yoğunluğu nedeniyle radyo maceramıza son vermek durumunda kalmıştım.

Ama bu işi sevmiştim.

Ve okulumdan mezun olunca 1995 yılının ortalarında Antalya’ya dönmüştüm. Bir hafta sonra da kendimi 07 Televizyonu’nda program yapımcısı ve sunucusu olarak bulmuştum. 

İşte o dönemde Lider Gazetesi’nin kurucusu sevgili arkadaşım Sabri Çağlar ile yollarımız kesişmişti. Sabri ile birlikte o yıllarda birçok kez Perge’ye gidip rahmetli Haluk Abbasoğlu’nun kazı çalışmalarını çektiğimiz günleri daha dün gibi hatırlıyorum.

 Aradan çeyrek asır geçtikten sonra Sabri ile yollarımız Lider Gazetesi’nde tekrar kesişti.  İhlas Haber Ajansı’nda uzun yıllar çalıştıktan sonra Lider Gazetesi’ni yayınlamaya karar veren Sevgili Sabri işin mutfağından gelen bir gazetecidir. 

Sabri gazetenin 15 Temmuzda yayın hayatına başlayacağını söyleyince ben de 15 temmuzla ilgili bir yazı yazmaya karar verdim.

15 Temmuz hain darbe girişiminin olduğu dönemde ben Doğan Haber Ajansı’nda çalışıyordum.

Adliye Muhabirliği yapıyordum. Haliyle hem 15 temmuz günü Antalya’da yaşananları, hem de hain darbe girişiminden sonra Antalya’da yürütülen soruşturmaları,  yapılan göz altıları, tutuklamaları, hazırlanan iddianameleri, açılan davaları, davalarda verilen ifadeleri ve bu davalarla ilgili verilen kararları en fazla takip eden gazetecilerin başında ben gelirim.

Bunları zamanı gelince uzun uzun paylaşırım.

Ama 15 Temmuz hain darbe girişimi ile ilgili özetle şunu söyleyebilirim.

Antalya’da 15 Temmuz hain darbe girişiminin  yaşandığı akşam bir tane bile asker kışlasından çıkmamıştır.

Halk kışlaların önüne akın etmesine rağmen askerle vatandaşlar asla karşı karşıya gelmemiştir.

O gece bir tane bile kurşun sıkılmamıştır.

Haliyle bir damla bile kan dökülmemiştir.

Darbecilerin gönderdiği sözde sıkı yönetim direktifine de asla uyulmamıştır.

Antalya’nın o gece olaysız geçirmesinde en büyük etken; bundan kısa bir süre önce Diyarbakır Valiliğine atanan Münir Karaloğlu’nun  15 temmuzda gerçekleştirdiği kriz yönetimindeki başarısındadır.

Zira o akşam darbe girişimini haber alır almaz  dönemin Valisi Münir Karaloğlu;  ikamet ettiği Konyaaltı Caddesindeki konutunu karargah  merkezine dönüştürmüştür.  

Karaloğlu o hain kalkışmayı  haber alır almaz önce  dönemin  Antalya İl Emniyet Müdürü Cemil Tonbul’u, ardından   MİT  BÖLGE  Başkanını aramış  sonra da, dönemin  3 Cumhuriyet Başsavcı  Vekilini, sonra da dönemin Antalya Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mustafa Kaya ile, darbecilerin sözde  Tunceli Sıkı Yönetim Komutanlığına atadığı  dönemin Antalya Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Ahmet Yurdagül  ve   darbecilerin sözde Antalya sıkı yönetim Komutanlığına atadığı Antalya Tugay Komutanlığına bağlı Burdur 58’inci Piyade Eğitim Alayının eski  Komutanı Piyade Albay Metin Karagöz’ü valilik konutuna çağırmıştır.  

Gece dönemin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel de karargaha dönüştürülen konuta gelip bir süre kalmıştır.

Komutanların polis nezaretinde silahsız olarak  Valinin konutuna getirilmesiyle o gece   Vali Münir Karaloğlu  krizin bütün sevk ve idaresini başarıyla yürütmüştür.

 O başarılı kriz yönetimi sayesinde Antalya’da ne polisle askerler, ne de askerlerle vatandaşlar karşı karşıya gelmemiştir. 

Böylece Antalya o hain kalkışmayı olaysız atlatmıştır.

Bir süre önce Diyarbakır Valiliğine atanan  Münir Karaloğlu’na yeni görev yerinde de başarılar diliyorum.

Lider’e gelince;  yayın hayatına 15 Temmuzda başlayan gazetemiz Antalya’mıza hayırlı ve uğurlu olsun.