KURBANSIZ
Her gün bir önceki güne, her nefes bir sonraki nefese, her bakış ikinci bir bakışa kurban ediliyor bir hiç uğrunda. Günler birbirinin postunu yırtarak soyarken o postun takipçileri o kurbanların istekçileri olan pis ruhlar nede mutlular nede razılar bu feda edilişlerden. Ve bir rahmani elden işaret geliyor.
***
Günlerinizi ve nefislerinizi kurban ettiniz tesadüflere, sebeplere, tabiata ve materyalizme… Şimdi bütün bu faydasız kurbanlarınızı sizin saadetinize sebep olacak bir kurban ile birleştirin yoksa sizin kurbanlarınız size binek değil sizi kendine binek yapacak.
***
İsmail ol teslimiyet ile feda eyle secdelere başını, İbrahim ol kes bütün muzır ve zararlı duygularını… İşte bu duygu ve düşünceler ile yüreğimizin bam telinden en içten nağmeler ile çalıyor gönül dünyamız bu sevgi ile coşuyor zira müminlerin bayramı kurban geliyor.
***
Hal lisanları ile o mübarek hayvanlar insanlara: bizi sıratta binek yapın cennete sizinle girelim derler. Tabaklarda servislerde köfte pirzola kebap oldu emsallerim lakin ruhları sırata Burak olamadı, şimdi bana bir fırsat verildi beni kurban edin cesedim size afiyet şifa olurken Tekbirlerinizle ruhlarımızda size Burak olsun derler ve konuşurlar.
***
Kalp kulakları sağır olanlar “me”, “mö” leri işitir şaşkın şaşkın bakışır, sözde hayvan severlerde bu hayvan katliamına dur deyin deyip eleştirirler insan katliamını görmezler. Zira insan katliamı savaşlarla dünyada yaşatılırken empoze edilen haram bir yaşantıyla insanların ebedi hayatları katlediliyor bunu görmezler bilmezler.
***
Söyleyecek söz çok bugünlerin bahanesi ile bu köşe yazımı yazıyorum. Yardım kuruluşları kurbanları toplaya dursunlar paranızı verin biz keseceğiz desinler filan ülkeye yardım götüreceğiz desinler hizmetlerini en güzel şekilde yapsınlar ne güzel fakat farkında mısınız onlar işini yapıyor da bizler ne yapıyoruz.
***
Bir tanıdık teyze diyordu: “Oh şükür bu senede filanca kuruluşa kurbanı verdik ne eti ne kanı kemiği geldi hiçbir zahmet çekmedik çok kolay oldu 10 kg bize özel pakette geldi geri kalanı fakir fukaraya gitti hem çocuklarda öyle kurban kesilirken görmedi psikolojileri bozulmadı. Ne kadar kolay eskiden neydi öyle kurbanı al kes eve getir etiyle kemiği ile uğraş.”
***
Ne kadar masum ve güzel geliyor kolay geliyor değil mi kulağa. Kurban bir ibadettir o ruhu o anı yaşamaktır ondaki haz lezzet tat ve o ibadetteki şuur. Yardımlarınızı bu vesile ile yapmak yerine daha önce yapsanız olmuyor mu? Hazır kurban gelmiş ikisini aradan çıkaralım mantığı ne kadar kurban ibadetinin ruhuna uygun?
***
Kendimi çok şanslı hissediyorum, çocukluğumda kurbanı ve bu bayramları dolu dolu yaşamıştım her ne kadar o günlerden bugünlere iz ve kalıntı kalmış olsa da o günleri aramıyor değilim hani. Sonra yeni nesil çocuklara baktım sezaryenle dünyaya gelmiş ilaçlı mamalar ile yetişmiş sanal bir dünya ile yetişmeye başlamış maneviyat nedir daha anlamadan babalar ramazanı şekerlemiş kurbanı ellere ısmarlamış.
***
O çocuk babasına İsmail nasıl olsun. O baba evladına İbrahim nasıl olsun. Sözün özü imkanınız varsa kurbanı kendiniz ailenizle kesin sizden sonraki nesillere bu ibadeti ve ruhunu lütfen ulaştırın. İlla yardım kuruluşlarına vermek istiyorsanız verin fakat istikbalde olabilecek kurbansız bayramların mimarları olabileceğiniz ihtimalini asla unutmayın..
***
Eğer mümkünse evinize bir kurban keserken vereceğiniz yardımı ayrı bir şekilde verin bu yardımı yapmak için koca bir seneyi beklemeyin o gün geldiyse ayrı bir kurban ile kendi evinizin kurbanına karıştırmadan o kurbanı kesin.
MAKBUL AMEL
Sözlerimi İslam Peygamberi Hz. Muhammed aleyhisselamın hadis-i şerif mealiyle noktalıyorum: İnsanoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha makbul bir amel işlememiştir. Tüm İslam Aleminin ve insanlığın ebedi saadetini Rabbimden niyaz ederim