Kur’an-ı Kerim yönelik saldırıları kınadı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Avrupa'da her şey kitap yakmayla başladı. Bu kitaplar da bugün olduğu gibi devlet gözetiminde yakıldı” dedi. Bakan Fidan, İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin soruyu yanıtlayarak, “Ekim’deki meclisin açılmasıyla beraber hep beraber sürecin nasıl evirildiğini göreceğiz” ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Macaristan
Dışişleri ve Ticaret Bakanı Peter Szijjarto'nun daveti üzerine geldiği
Macaristan'da temaslarını sürdürüyor. Bakan Fidan Szijjarto ile
gerçekleştirdiği görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Görüşmede işbirliğinin her alanda geliştirilmesine yönelik adımların ele
alındığını kaydeden Bakan Fidan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin
geçtiğimiz yıl 3,5 milyar dolara ulaştığını hedefin ise 6 milyar dolar olduğunu
söyledi. Ekonomik ilişkilerin kapsamlı bir şekilde ele alındığını aktaran Bakan
Fidan, Ekonomi ve Ticaret Ortak Komitesi’nin ilk toplantısının Türkiye’de
gerçekleştirileceğini sözlerine ekledi. Enerji, ulaştırma, eğitim turizm
alanındaki gelişmelerin ele alma fırsatı olduğunu kaydeden Fidan, Ukrayna’daki
savaşın yanı sıra bölgesel konuların gündemde olduğunu sözlerine ekledi. Bakan
Fidan’ın Macaristan’ın Türkiye’nin AB üyeliği konusunda da desteğinin devam
edeceğine inandığını kaydettiği konuşmasının ardından basın mensuplarının
sorularını yanıtladı.
"BU SALGINI
MÜMKÜN OLAN EN ŞİDDETLİ ŞEKİLDE KINIYORUZ"
Bakan Fidan,
“Kur'an-ı Kerim yakma hadiseleriyle alakalı olarak bu konuda daha önce vermiş
olduğumuz cevaplar var. Bu salgını mümkün olan en şiddetli şekilde kınıyoruz.
Bu konuda uluslararası aktörlerle İslam ülkeleriyle ve ev sahibi olan bazı
ülkelerle ciddi görüşmeler içerisindeyiz. Bu arada girişimlerimiz neticesinde
daha önce olmayan gelişme de bu meyanda vuku buldu. Bunları hatırlatmak
gerekirse, özellikle 12 Temmuz'da Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi,
Kur'an-ı Kerim'e saldırıları dini nefret olarak tanımladı. Bu ilk defa olan bir
konu. Daha sonra 25 Temmuz'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kutsal
kitaplara yönelik her türlü şiddet eyleminin uluslararası hukukun ihlali gören
karar kabul edildi. Türkiye olarak biz de bu karara ortak sunucu olduk”
ifadelerini kullandı.
31 Temmuz'da İslam
İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanlarının Toplantısı olduğunu hatırlatan Bakan
Fidan, “Bu toplantıya yönelik İslam ülkeleriyle aramızda yaptığımız
toplantılarda, görüşmelerde neler, ne türden kararlar alınacağına ilişkin görüş
alışveriş devam etmekte. Ama 31 Temmuz'da İslam dünyasının özellikle salgın
haline dönüşen Kur'an-ı Kerim'i hakaret içeren eylemlerini protesto edici
birtakım kararlar alacağına inanıyorum. Bu İslam dünyası için de bir ilk
olacak. Aksi takdirde yani Avrupalı müttefiklerimizin belli konulardaki
hassasiyetlerinin yeterince artacağına inanmıyoruz. Çok yakın tarihe baktığımız
zaman alınacak çok dersler var. Avrupa'da her şey kitap yakmayla başladı. Bu
kitaplar da bugün olduğu gibi devlet gözetiminde yakıldı. Kitapların yakınının
sonrası toplama kampları, toplama kamplarının sonrasının ne olduğunu da
biliyoruz. Şimdi de devlet gözetiminde kutsal kitaplara hakaret edilmesinin ve
bunu fikir özgürlüğü etrafında tanımlanmasını doğru olmadığını düşünüyoruz.
Bunun ortaya çıkaracağı stratejik sosyal ve diğer gelişmelerin de yeterince
anlaşılmadığını düşünüyoruz. Bu konuda Avrupalı siyasetçilerin ve devlet adamlarının
da yeni yeni bir farkındalık geliştirmeye başlaması gerektiğini de inanıyoruz
ve bu konuda farkındalıkların olduğunu da görüyoruz ama bunu kendi pratiklerine
ve politika yapımına nasıl yansıtırlar onu göreceğiz. Fakat bundan bağımsız
olarak bizim kutsal değerlerin aşağılanmasına tahammül etmemiz mümkün değil.
Buna olan tepkimizi en güçlü şekilde uluslararası platformlarda göstermeye
devam edeceğiz. Bu konuda uluslararası dayanışmayı ve iş birliğini arttırmaya
yönelik çalışmalarımıza da devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.
BAKAN FİDAN,
İSVEÇ’İN NATO’YA KATILMASINA İLİŞKİN SORUYU ŞU ŞEKİLDE YANITLADI:
“Bu konuda tabii
Macaristan'la bir koordinasyon içerisinde hareket etmekteyiz. Kendilerine de bu
konudan dolayı çok teşekkür ediyorum. Yoğun bir temas trafiğimiz var. Madrid
Zirvesi’nde bu konu gündeme gelmişti. Türkiye olarak biz Finlandiya ve İsveç
arasında ilkeli yaklaşımımızdan dolayı bir tabii ki fark gözettik. Bizim için
özellikle NATO'ya üye olacak ülkelerin terörle mücadelede ve NATO'nun güvenlik
paradigmasını kendi sistemlerine uyarlayabilecek ölçüde olmaları önemliydi.
Terörle mücadele konusunda Finlandiya'nın ortaya koyduğu tavır bizim için
tatmin edici olduğundan Nisan 2022’de üyelikleri konusunda bir sıkıntı kalmadı.
İsveç'le çalışmalarımız devam etti. Biliyorsunuz bir ortak komite kuruldu. Bu
komite İsveç'te Türkiye'nin endişelerini gidermeye ilişkin çalışmaları yaptı.
Bunun neticesinde 5 toplantı oldu. Bu toplantı neticesinde bir takım kararlar
alındı. İsveç en son Haziran ayı başında kendi anayasasında ve yasalarında
tadilata giderek terörizmin tanımını ve terörizmle ilişkini adli mücadele
kurallarını yeniden bir gözden geçirdi ki Türkiye'nin isteklerine daha ciddi
tepki reaksiyon gösterebilsin diye. Fakat bu değişiklikler çok yeni yapıldığı
için yani belli adımların pratikte atılması biraz zaman alacak gibi duruyor.
Hali hazırda atılmış bazı adımlar var. Diğer adımların atılmasını da
bekliyoruz.”
Vilnius Zirvesi’ne
de değinen Bakan Fidan, “Vilnius Zirvesi’nden önce hem NATO üyesi ülkeler hem
Avrupa Birliği'ne mensup ülkeler Türkiye'yle yoğun bir temas trafiği içerisine
girdiler. Vilnius Zirvesi’nde İsveç'in NATO üyeliğinin Türkiye tarafından kabul
edilmesi yönünde ciddi bir lobi faaliyetinde bulundular. Bunun ittifak için ne
kadar önemli olduğu vurgusuna çok ciddi değindiler. Sayın Cumhurbaşkanımız
şöyle bir stratejik politika girişiminde bulundu. İsveç'le Türkiye arasında
seyreden görüşmelerin seyrini sadece İsveç ve Türkiye arasında olmaktan
çıkartıp yeni bir stratejik seviyeye evirdi. Orada da özellikle NATO'nun NATO
müttefiklerinin ve Avrupa Birliği'nin madem Avrupa güvenliğine bu kadar önem
veriyorlar, burada Türkiye'nin haklı endişelerini ve taleplerini de aynı
perspektifte, aynı şekilde gündeme almaları gerektiği konusunda güçlü bir vurgu
yapıldı. Burada şöyle bir tespitimiz var. Avrupa Birliği güvenlik mimarisiyle
NATO güvenlik mimarisi artan bir şekilde örtüşmekte. Özellikle Avrupa Birliği
üyesi ülkelerin NATO ile bu iş birliğinin artması, Avrupa Birliği üyesi olmayan
ama NATO üyesi olan ülkelerin ileride ne türden bir güvenlik yapısıyla baş başa
kalacağına ilişkin soru işaretleri ortaya çıkartmakta. Sayın Cumhurbaşkanımız
bu soru işaretini çok açık bir şekilde ortaya koydu ve beraberinde esas
itibariyle NATO ittifakı için diğer önemli bir konu olan madem NATO üyesi
ülkeler güçlü olarak topyekun bir NATO gücü ortaya koyuyoruz, önemli bir NATO
üyesi olan Türkiye'nin yaptırımlarla maruz kalmamasının altını çizdi. Bizce
İsveç NATO Genel Sekreteri ve Türkiye arasındaki toplantıda liderler arasında
toplantıda ortaya çıkan önemli konulardan biri de buydu. Aynı şekilde
Cumhurbaşkanımız Avrupa Birliği konusunda da Türkiye'nin görüşlerini dile
getirdi. Yine İsveç'in NATO üyeliği çerçevesinde Avrupa Birliği NATO üyelikleri
ve Avrupa Birliği güvenlik mimarisi NATO Güvenlik Mimarisi bütün bunların
hepsinin topluca tartışılması gerektiği ve Türkiye'nin de buradaki
görüşlerinin, endişelerinin ve ihtiyaçlarının dikkate alınması gerektiği ve
giderilmesi gerektiği konusundaki vurgularımız yapıldı. Taleplerimiz iletildi.
bunlar çok kapsamlı ve ciddi bir şekilde Vilnius Zirvesi’nde tartışıldı.
Neticesinde bir bildiri çıktı. Burada Türkiye'nin talepleri kayda geçmiş oldu.
Özellikle terörle mücadelede YPG'nin ve FETÖ'nün hiçbir şekilde desteklememesi
gerektiği konusu tekrar gündeme alındı. PKK'yla savaşın devam etmesi
konusundaki vurgu yapıldı. Türkiye'ye yönelik yaptırımların kaldırılmasına
yönelik vurgu. Özellikle Avrupa Birliği konusunda bunun detayları var. Gümrük
Birliği, vize konuları gibi. O konularda da gerekli konular kayıt altına
alındı. Çok geniş çerçeveli bir müzakere ortaya kondu. Bu görüşme neticesinde
ortaya bir yol haritası çıktı. Ekim’de meclis açılacak. Cumhurbaşkanımız da
defaatle ifade etti. Nihai hükmü meclisimiz verecek. Ekim’deki meclisin
açılmasıyla beraber hep beraber sürecin nasıl evirildiğini göreceğiz”
açıklamasını yaptı.
İHA