KÜLTÜREL ESERLERİ ‘KORUYUN’ ÇAĞRISI

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanı Zeynep Boz, “Bu yıl henüz mart ayında olmamıza rağmen bin 109 eserimizi kültür varlıklarımıza kattık. Kültürel miraslarla din, dil ve ırk bağı kurmak zorunda değiliz. Ağaçlar ve doğa nasıl ülkemizin zenginliği ise, bu eserlerde ülkemizin zenginliğidir” dedi.

Fatma ARSLAN/İrem GÜNEYBAZ

Lider Haber’de Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) Başkanı Yeliz Gül Ege’nin sunumuyla ekranlara gelen “Farkında mıyız?” programının bu haftaki konuğu Kültür ve Turizm Bakanlığı Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanı Zeynep Boz oldu. Programda kültürel miras varlıkları kaçakçılığı, definecilik, kaçak kazı ve kaçakçılıkla mücadele konuları masaya yatırıldı.

Programda konuşan Boz, Türkiye’de geçen yıl 3 bin 480 eser iadesi alındığını bildirdi. Bu yıl henüz mart ayında olunmasına rağmen bu sayının bin 109’a ulaştığını ifade eden Boz, “Geçen yıl yapılan iadelerle zirve yaptık. Bu yıl ise henüz mart ayında olmamıza rağmen bin 109 eserimizi kültür varlıklarımıza kattık. Güzel bir başlangıç yaptık. Bu sene eserlerimiz bin 200’de bitse bile biz kendimizi daha az başarılı görmüyoruz. Bu sayılar kaçırılan eserlerin sayısı, karşı tarafında ne kadar harekete geçtiği ile alakalıdır” diye konuştu.

KAÇAKÇILIKTA CEZAİ YAPTIRIMLAR

Boz kültür varlıklarını korumanın sadece yurt dışına kaçırılan eserleri geri almakla değil, ülke içinde dolaşımda olan kültür varlıklarının korunması da olduğunu belirterek, “Kültür varlıklarının korunmasında her vatandaşımızın destek olması gerekiyor. Ülkemiz topraklarında henüz keşfedilmemiş birçok kültür varlığı var. Kültür varlığının tespit edildiği süreçte varlığından haberdar edilmesi de büyük önem arz ediyor. Bakanlığımız bu kapsamda kültür varlığının kaçırılmasına göz yummayan, varlığından haberdar eden vatandaşlarımızı ödüllendiriyor. Bu elbette komisyon marifeti ile belirlenen bir miktar oluyor. Öte yandan bunu görüp haber vermezseniz ve bu tespit edilirse de hapis cezası alabilirsiniz. Çünkü kanunen haber verme zorunluluğunuz var eğer bunu uygulamazsanız  1 ila 3 yıla kadar, satarsanız 2 ila 5 yıla kadar hapis cezası alırsınız. Satmaya teşebbüs etmeden bile bildirimsiz kültür varlığı bulundurduğunuzda 2 ila 5 yılla cezalandırılırsınız” ifadelerini kullandı.

“DEVLETTEN ÇALIYORSUNUZ”

Bu durumu geçim kapısı olarak görülmemesi gerektiğine de dikkati çeken Boz, “Bu sahibi yok, kazıp çıkarayım ve satayım denecek bir alan değil. Kazdığınız anda kültür varlığı buluyorsunuz, bu halk arasından bilinen define değil bir arkeolojik bir eserdir. Bu nedenle o anda bilimi öldürüyorsunuz ve ufak miktarlarda kazanç elde ediyorsunuz. Kültürel miraslarla din, dil, ırk bağı kurmak zorunda değiliz. Ağaçlar, doğa nasıl ülkemizin zenginliği ise, bu eserlerde ülkemizin zenginliğidir. Bu yolla para kazanmaya çalışırken devletten çalıyorsunuz. Bir takım insanlar bunları yapabilmek için çeşitli ifadeler kullanıyor. Bu eserler bizden önceki medeniyetlere ait, bizim malımız değil diyorlar. Bu söylemlere maalesef inananlar da oluyor” dedi.

Definecilik adı altında yapılan faaliyetlerle ilgili de konuşan Boz, define kelimesinin devlet tanımının 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na göre kültür varlığı olmayan, son 6 padişahtan kalan ve hala maddi getirisi nedeniyle dolaşımda olan sikke gibi bilimsel değeri olmayan buluntular olduğunu anlattı.  Bu iki kavramın doğru şekilde ayırt edilmesi gerektiğini ifade eden Boz, gömü bulan ya da arayacak olan vatandaşların da izinsiz hareket etmemeleri gerektiğini vurgulayarak,  şunları kaydetti:

“Bir gömü bulduysanız yapılan incelemelerde bölgenin sit alanı veya mezarlık olmadığı tespit edilirse müze uzmanı, jandarma veya polis ekipleri gözetiminde 15 gün geçmeden kazı yapabilirsiniz. Ancak kazı esnasında ise örneğin seramik buluntular çıktıysa o zaman orada yapılan kazı durdurulur. Çünkü artık o alan sit potansiyeline sahiptir. Devletimiz işte bu kadar net bir şekilde define ve kültür varlıklarını birbirinden ayırt ediyor”

Öte yandan Boz, vatandaşları definecilik yapan kişilere karşı dikkatli olmaları ve sosyal medya üzerinde bu tür işler yapan kişilerinde ilgili birimlere bildirmesi konusunda çağrıda bulundu.