Antalya'nın Kaş ilçesinde yaşayan 88 yaşındaki Nusret Tepe, babasından devraldığı geleneksel yöntemle buğday öğütülen değirmeni 50 yıldır işletiyor.
15.02.2025 - 09:00
YAYINLANMA18.05.2025 - 18:23
GÜNCELLEMESarıbelen Mahallesi'nde mesleğini yürüten Tepe, çarkların ahenkle döndüğü, buğday kokan değirmeninde ömrünün yarısından fazlasını geçirdi.
Buğday öğüterek yöre halkına hizmet eden Tepe, iş yerinin
kapısını her sabah sevgiyle açıyor. Geleneksel yöntemle çalışan değirmen,
gelişen teknoloji ve un sanayisine rağmen buğdayını öğütmek isteyen
çiftçilerden ve doğal ürüne rağbet gösteren vatandaşlardan ilgi görüyor.
Gücü, kuvveti yetene kadar babasının emanetinin çarklarını
döndürmek isteyen Tepe, ömrünü geçirdiği ata mesleğini severek sürdürüyor.
Tepe, babasından miras kalan 80 yıllık değirmeni ayakta tuttuğunu
söyledi.
Gelişen teknolojiye rağmen hala müşterileri olduğunu
vurgulayan Tepe, "Buğday eken çiftçilerimiz hasat sonrası geliyor. Bizim
değirmenin öğüttüğü un çok güzel ve kaliteli oluyor. Çevre mahalle ve
ilçelerden gelen müşterilerim var. Bu değirmende kepekli ve karabuğday unu
yapıyoruz. Çok sağlıklı ve yemesi kolay olduğu için tercih ediliyor. Karabuğday
ununu genellikle şeker hastaları talep ediyor." ifadelerini kullandı.
Geleneksel yöntemle buğday öğütmenin Kaş'a gelen yerli ve
yabancı turistlerin de ilgisini çektiğini belirten Tepe, "Buraya turistler
geliyor değirmenin fotoğrafını çekiyor. Burada yapılan çalışma ile buğdayın
öğütülme sürecini çok ilginç buluyorlar." dedi.
Babasının değirmeni işlettiği dönemlerde sıklıkla
elektriklerin kesilmesi nedeniyle zorlandığını aktaran Tepe, "Artık böyle
sorunlar günümüzde yaşanmıyor. İş yerimin kapısını her sabah besmele ile
açıyorum. Müşterilerimle burayı, anılarımı yaşatıyorum. Çok sevdiğim mesleğimi
yaşımın yettiği yere kadar devam ettirmek istiyorum." diye konuştu.
Hacıoğlan Mahallesi'nden buğday öğütmeye gelen Mehmet Ali
Kapaklı, çocukluğundan beri geldiği değirmenin yöre halkına hizmet ettiğini
söyledi.
Kapaklı, "Burada yapılan un çok güzel, kepekli ve has
un olduğu için çok lezzetli oluyor. 1977'den beri kendi ürettiğimiz buğdaydan
un elde etmek için burada öğütüyoruz." dedi.
Sarıbelen Muhtarı Mevlüt Küçükkaya da değirmenin adeta
yaşayan tarih olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Bu değirmenimizi 4 kuşak gördü. Nusret amca yıllardan
beri bu işi yapıyor. Köyümüzün değirmenine sahip çıkıyoruz. Aynı zamanda
tarihimize de sahip çıkmış oluyoruz. Umarız, değirmenin faaliyeti Nusret
amcadan sonra da devam eder. Köyümüze gelen vatandaşlarımız bu değirmeni
görünce 'Doğal kara değirmen hala var mı?' diye şaşırıyorlar ve memnun
oluyorlar."
AA