KÖRÜ KÖRÜNE SİYASET YAPMAK!

“Körü körüne” demek aslında “Düşünüp taşınmadan, doğruyu bilmeden yapmak” anlamına geliyor. Bu maalesef ülkemizde birçok alanda karşımıza çıkıyor. Siyasette ise daha çok.

Bugün ben size iki olayı aktaracak ve “Körü körüne siyaset” nasıl yapılıyor ortaya koymaya çalışacağım. Hoş siz buna “Kes kopyala yapıştır” siyaseti de diyebilirsiniz!

Yıl 2014, AK Parti’nin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Menderes Türel seçim propagandası döneminde, ’Menderes Türel Antalya’ya iyi gelecek/Antalya’ya iyi gelecek’ sloganlarını ve güneş logosunu kullanmıştı.


MHP’den ihraç edilen Meral Akşener’de 25 Ekim 2017’de İYİ Parti’yi kurmuş ve ’İYİ Parti Türkiye’ye çok iyi gelecek’ sloganı ile Türel’in afişlerindeki gibi güneşi kullanmıştı.

Adına çalıntı mı dersiniz, aşırma mı dersiniz, benzerlik mi dersiniz yoksa “Kes, kopyala, yapıştır” hatta “Körü körüne siyaset mi” dersiniz bilemem. Lakin büyük bir tartışmanın yaşanmasına yol açmıştı bu durum.

Öyle ki Menderes Türel, ‘Antalya’ya iyi gelecek’ sloganı ve logosunu, Türk Patent Enstitüsü'ne başvurarak Aralık 2015'te tescil ettirdiklerini bile açıklamıştı. Fakat Türel ve AK Parti olayın fazla büyümemesi için büyük bir centilmenlik örneği sergileyip konuyu kapatmıştı.

Yıl 2019 ve CHP Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Muhittin Böcek, "Sen ben yok; biz varız #bizbirlikteyaparız" sloganı ile yola çıkıp kampanyasını başlatmıştı.


Yani Böcek ve ekibi sıfırdan bir slogan üretip seçimde kullanmıştı. Aradan yaklaşık 5 yıl geçti ve bu sloganı hala birçok alanda hem CHP hem de Muhittin Böcek kullanmaya devam ediyor.

Yıl 2023, yer Antalya Döşemealtı: İş insanı ve siyasetçi Cihan Bulut, 2014 yılında Muratpaşa’dan aday olup seçimi kaybettikten sonra bu kez 2024 yerel seçimleri için AK Parti’den Döşemealtı Belediye Başkanı Aday Adayı oldu.

Ben kendisini bu tutumu için eleştirdim. Haklı olup olmadığım daha sonra ortaya çıkacaktır. Ancak ben Cihan Bulut’un bu işe ne kadar hazır olup olmadığını anlatacağım. Yukarıda verdiğim propaganda örneği ile.

Şimdi Böcek’in ‘Sen ben yok; biz varız’ sloganını aklımızın bir köşesinde tutalım. 2019’da ortaya çıkartılmıştı bu. Yıl 2023 ve 2024 seçimleri için aday adayı olan Cihan Bulut da aynı sloganı kullanmaya başlamış!


Bulut’un sloganı ile Böcek’in sloganı arasında küçük bir nüans farkı bile yok; tıpa tıp aynısı! Bulut’un afişi de aynı Böcek’inki gibi “Sen ben yok; biz varız” sözleri kullanılarak yapılmış.

Yahu önünüzde koskoca Türel’in sloganını aşıran bir Akşener örneği varken böyle bir hataya nasıl düşersiniz? Hadi sizin ekibiniz düşünemedi; sizin de mi hiç aklınıza gelmedi bu sloganın Böcek’e ait olduğu?

“Körü körüne siyaset” yapmak bu değilse ben de ne olayım. Eğer böyle “Kes kopyala yapıştır” siyaseti yapacaksınız hiç yapmayın. Çünkü şu anki Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç zaten yıllar önce “Kes kopyala yapıştır” projeleri ile yola çıktığı için bir arpa boyu yol ilerleyemedi.

Aman dikkat edin, siz de aynı hataya düşmeyin!

------------------

TİYATRODA SON PERDE

Bu tiyatro öyle böyle bir tiyatro değil. Aspendos’ta oynansa ancak bu kadar etkili olur. Senaryosunu yazan da oynayan da aynı isim. Hep kapalı gişe oynuyor.

Tam bir senarist, tam bir aktris, tam bir artist; her oyunun başrolünde kendisi. Bu senarist oyuncumuz Manavgat’ta bir dönem “Polat Alemdar” rolüne bürünen Belediye Başkanı Şükrü Sözen!

Türkiye’nin en büyük yangını Manavgat’ta yaşanır o yine başrolde olur. Herkesin evi yanarken o malikânesini kurtarma derdine düşer; sonra da “Hüngür hüngür ağlayıp” rol çalar.

Bir de Türkiye’nin en önemli gününde yani Cumhuriyetin 100’üncü Yılı kutlamaları öncesi “PATTTT” diye ortadan kaybolur. Yaklaşık 15 gün kimselere görünmez, sır olur. Herkes meraklanır!

Ardından kadın voleybol takımını ziyaret ederek SÜRPRİZZZZ yapıp ortaya çıkar. Amma yokluğu belli olmasın diye hep uzaktan, yandan, arka cepheden fotoğraf çektirip; “Ben buradayım” mesajı verir.

Peşinden 15 yıllık çalışmasını anlatmak için halkın karşısına geçer. Senaryosu önceden belli olan oyununda “Müsaade ederseniz ben bırakıyorum, bir daha aday olmayacağım” deyip gözyaşı döker yalancıktan. Hani tiyatro sanatçılar ağlar numarası yaparlar ya onun gibi bir şey!


Senaryonun inandırıcı olması için evinin önüne 100-150 kişi toplatıp, önceden hazırlanan “Gitme kal, bizi bırakma” afişleri astırılır. Ardından tekkenin şeyhi gibi insanları kendini ziyaret turlarına başlatır.

İlk önce 80 civarında mahalle muhtarına kendini ziyaret ettirip, “Gitme kal” şarkısını söyletir. Peşinden de belediye çalışanlarını yoklama usulü belediye önünde toplatıp slogan attırır. CHP Genel Merkezi’ne, “Bakın ben istemiyorum ama herkes beni istiyor” mesajı verir.

Ve bu tiyatro oyunu tutar. Partisinin kampı için Manavgat’a gelen CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel de bu oyuna konuk oyuncu olarak dâhil edilir.

Bir programda CHP Genel Başkanı Özel; aday olmak isteyenlerin kendisiyle görüşmek istediğini ve adaylık başvurusunda bulunduğunu,  Şükrü Sözen'in ise aday olmak istemediğini, görevi bırakmak istediğini bildirdiğini söyler.

Özel, “Ben kendisini ikna etmeye çalışıyorum. Manavgat'ta başka aday yok. Manavgat, başkanı kaybetmek istemiyor. Adaylık başvuruları sona eriyor ve başka bir aday yok. Manavgat kendinden razı, çalışanlar kendinden razı” diyor.

Akabinde ise PM’de adaylığını onaylamak için davetlilerden alkış isteyen Özel, "Başkanım, genel başkanlığımın ilk adaylık ilanını kabul buyurunuz" deyip Şükrü Sözen'i kürsüye davet ederek elini kaldırıp adaylığını ilan ediyor.

Ama unuttukları bir şey var; o da kayıp 15 günün hesabı. Bunu CHP Genel Başkanı bile sormuyor ama Manavgat halkı bunun cevabını bekliyor. Yoksa Sözen’in ortaya koyduğu performansın bir tiyatro olduğunu zaten ben dâhil sağır sultan bile biliyordu.

Ne yaparsanız yapın 15 günün hesabını verin. Başka bir şey istemiyoruz.