KORKMADAN YAŞAMAK

Sevgili okurlar, benim muhabirlik yaptığım ilk yıllarda Antalya’da suç işlenmesini önlemek amacıyla Emniyet Müdürlüğü bünyesinde Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü vardı. O şube müdürlüğü harika çalışmalar yapıyordu.  Sonra o birimin adını hiç duymaz oldum…

Aksine polislerin gözünün önünde işlenen suçlarla karşılaşır hale geldim. Örneğin; 2014 yılı 7 Eylül akşamı Antalya’nın Kemer ilçesinde ilçe emniyet müdürlüğünün önünde bir kasapla bir restoran sahibi arasında çıkan kavgada 16 yaşındaki Hüseyin Karakoç isimli çocuğun bıçaklanarak öldürülmesi.

Örneğin; Antalya Konyaaltı’nda 4 Mart 2015 gecesi “İmdat Kurtarın, yardım edin” diye çığlıklar atan Deniz Aktaş’ın i olay yerine sevk edilen polis kapıya dayandığında öldürülmesi. Hem Deniz Aktaş’ın, hem de 16 yaşındaki bu çocuğun öldürülmesiyle ilgili davayı adliye muhabirliği yaptığım dönemde takip ettiğim için yakından biliyorum.

Hatta her iki olayla ilgili mahkemelerde görülen davalarda polisin olaya geç müdahale etmesi sonucu can kayıplarının olduğu iddia edilmişti. O cinayetler aklıma gelince “bu şehirde Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü diye suçların işlenmeden önlenmesini amaçlayan bir müdürlük vardı. Acaba bu kuruma ne oldu. Neden adını duymaz olduk” diye merak ettim.

Araştırınca o şube müdürlüğünün yıllar önce kaldırılmış olduğunu öğrendim. Oysaki bu kurumun kaldırılması yerine bilakis faaliyet alanının daha çok genişletilmesini arzu ederdim. Çünkü suçlar artık sadece sokaklarda değil, internet ortamına da taşınmış halde. Her geçen gün farklı bir suçla karşılaşabiliyoruz. Bu da can ve mal güvenliği ile ilgili kaygıların artmasına yol açıyor.

Örneğin; birçok insan dolandırılmaktan korktuğu için telefonları çaldığında açmaya bile cesaret edemez hale geldi. İnternetten tanımadıkları numarayı sorgulayanlar engelleyenler, “eyvah dolandırıldım mı” diye panikleyenler, konuşurken cep telefonlarını dinlemelere karşı bir başka odaya götürenler, sosyal medya hesaplarını kapatanlar…

Hangisini anlatalım.

Şimdi de Enerji Bakanlığı’ndan aradıklarını söyleyerek enerji kimlik belgesi almaya zorlayanlar türedi. Enerji Bakanlığı, siz vatandaşları cep telefonlarından arayıp enerji kimlik belgesi almaları için özel şirket çalışanlarını apartmanlara mı gönderiyorsunuz? Arayan siz değilseniz, göndermiyorsanız kim bunlar?