KONYA OVASI SUYA HASRET KALDI
Türkiye'nin tahıl ambarı Konya Ovası suya hasret kaldı. Ekim ayından bu yana yağış beklenen tarlalara ekilen ürünler baş göstermedi.
Türkiye'nin tahıl ambarı Konya Ovası suya hasret kaldı. Ekim ayından bu yana yağış beklenen tarlalara ekilen ürünler baş göstermedi.
Konya'nın merkez Karatay ilçesi İsmail Mahallesi'nde tarlaları inceleyen Ziraat Mühendisi Hüseyin Çelik, eskiden bir metre karın içinde gezerken şimdi ise serçenin yiyeceği otun bile olmadığını söyledi. Sonbahar aylarında beklenen yağışların düşmemesinin tarlalardaki su ihtiyacını artırdığını vurgulayan Çelik, “1980'li yıllarda kardan, yağıştan biz burada kışın traktörle gezemezdik. Bu tarlayı sadece sürer, eker bir de baharda ilaç atmaya, gübre atmaya gelirdik. Belki bu tarlaya ben 15 kere geldim. Acaba bir devinme var mı diye. Mesela 80'li, 90'lı yıllarda bu vakitlerde geldiğimiz zaman tarlada tavuk gizlenirdi. Ekini biraz erken ektirenler, ekini sapa kalkmasın diye koyuna, kuzuya yayarlardı. Ama şimdi serçenin yiyeceği ot yok” dedi.
“ŞU ANDA TOHUM YATAĞINI KAZDIĞIMIZDA KESEK ÇIKIYOR”
Tarlalara tohum atılalı 3 ay geçtiğini dile getiren Hüseyin Çelik, yağışların olmaması nedeniyle yüzde 50'nin üzerinde verim kaybı beklendiğini dile getirdi. Çelik, "Ekim ayının başından beri bu tarlalar yağmur ve su bekliyor. Bir ara az yağmur oldu. Ondan mütevellit gördüğümüz gibi buğdaylardan biraz yüzeye düşenleri kök atmış, yukarıya doğru sap atmış ama birçoğu cansız. Şu günlerde olacak 3-4 parmaklık bir yağmur gerçekten çok değişiklik oluşturacak. Büyük sıkıntı var. Birçok tarlada da büyük bir ihtimalle eğer hava şartları böyle giderse verimde yüzde 50, yüzde 60'larda bir düşüş olacağı tahmin ediliyor. Ocak ayını geçtik ama biz bu mevsimde eskiden yarım metre, 1 metre karın içinde gezerken şu anda tohum yatağını kazdığımızda kesek çıkıyor. Bunun da verimlere çok etki edeceğini düşünüyoruz. İnşallah Mevla gerekli yağmuru verirse, bahar iyi gelirse o zaman kurtarır. Ama şu şartlarda pek iç açıcı değil” şeklinde konuştu.
Bugün sulama imkanı olan çiftçilerin ürünlerinin durumunun iyi olduğunu ifade eden Çelik, “Çiftçilerin bazıları bir kere sulamış olmamış, iki kere sulamış, belki bazıları üçüncü sulamayı yapıyor. Ama sulama imkanı olmayanlar için çok sıkıntı, hem verim açısından hem çiftçi açısından. Çiftçi belki tohumu vadeli almış olabilir ya da elinde olanı kullandı, gelecek seneye yatırım yapmıştır. Ama durum bu şekilde giderse pek iç açıcı gözükmüyor gelecek sene için. Verimde büyük kayıplar olur” diye konuştu.
İHA
İklim değişikliğinin tarım üzerine etkilerini ve alınması gereken önlemleri anlatan Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde Türkiye tarım sigortaları kapsamında çeşitli tehditlere karşı üreticilere hükümet 10 milyar liralık bir ödeme yaptı. Ürününü garanti altına almak isteyenlerin tarım sigortası mutlaka yaptırması gerekiyor” dedi.
Türkiye’de ve dünya genelinde iklim değişikliğinin tarımsal üretimi ciddi şekilde etkilediğini belirten Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, iklim değişikliğinin Akdeniz Havzası’nı fazlasıyla etkilendiğini vurguladı. Özçatalbaş, “1 ile 4 santigrat derecelik bir artış söz konusu. Ancak 1 santigrat derecelik artış bile tarımsal faaliyetlerde önemli sınırlamalara yol açabiliyor” dedi.
Türkiye'den 114 ülkeye yılın 9 ayında 1 milyar 160 milyon dolarlık meyve ihracatı yapıldı.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumunun (TUİK) açıkladığı Ağustos ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE'nin Ağustos ayında aylık yüzde 1.39 ilan edildiğini belirten Çandır, “Bu rakam, endeksin ölçülmeye başladığı 2015 yılından itibaren Ağustos ayları ortalamasının (2.00) yaklaşık yüzde 30 altında olmuştur. Uzun bir aradan sonra ilk defa ortalamanın altında bir aylık tarımsal girdi fiyat endeksi düşüşü ilan edilmiştir” dedi.
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) Müdürü Abdullah Ünlü Toprağın Sesi programının konuğu oldu. Müdür Ünlü kurum olarak sektör ve paydaşlara öncülük etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Türkiye'nin tohumculuk sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Akdeniz Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Türkiye’nin, tohumculuk sektöründe dışarıya bağımlı bir ülke olmadığını belirterek, aksine ihraç eden bir ülke olduğunu vurguladı.
Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Isparta ve Burdur illerinde Şubat-Nisan dönemi özelinde ciddi kuraklık belirtileri gözlemlendiğini belirerek, kuraklık durumuna karşı alınması gereken önlemleri aktardı. Şube, yağışlarda geçen yılın Nisan ayına göre yüzde 70 azalma yaşandığını vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tayvan'a nitrofuranlı yumurta gönderildiği iddialarını araştırmak üzere inceleme başlatıldığı açıkladı.
Antalya’da 20 dönüm örtü altı alanda yıllık 50 bin paket tohum üretimi yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 7 türde 50 çeşit tohumu 16 ülkeye ihraç ediyor. Uzun, “Antalya’da ilerleyen yıllarda seralarda belki de yemek için domates üretilmeyecek. Tamamen tohumluk üretilecek. Çünkü biz tohumluk ürettiğimiz zaman birim alandan 10 katı daha fazla kazanabiliriz. Bunu bugün günümüzde Hindistan başarmış durumda. Sektörümüze teşvik alabilirsek hem istihdama katkıda bulunuruz hem de ülkemizin ihracatına katkıda bulunuruz” dedi.
Antalya’nın Serik ilçesinde sabahın erken saatlerinde seraya giren kadınların mavi yemiş (blueberry) mesaisi başladı. Saksılardan tek tek toplanan mavi yemişlerin 125 gramı 45 liradan alıcı buluyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz