KİSPETE KADIN ELİ DEĞDİ
Edirne'de yaşayan Heves Kayın, 661'inci Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde er meydanına çıkacak pehlivanların kispetlerini hazırlayan eşi Adem Kayın'ın yanında 3 yıl önce yardımcı olarak başladı. Eşi gibi el sanatları eğitmeni olan Kayın, işi ilerlettiğini belirterek "Eşime kispetin kesim ve süsleme aşamalarında yardımcı olmaya çalışıyorum. Bir kadın olarak gururluyum. Gelecek kuşaklara da aktarmaya devam edeceğim" dedi.
Edirne'de tarihi 661'inci Kırkpınar Yağlı Güreşleri'ne sayılı günler kala, kispet ustalarında çalışmalar hızlandı. Er meydanında güreşen pehlivanlar, kendilerine özel kispet diktirmenin peşine düşerken, ustaları da taleplere cevap verebilmek için yoğun mesaiye geçti. El sanatları eğitmeni Adem Kayın da başpehlivanlar başta olmak üzere diğer sporcuların kispetlerini özenle hazırlıyor. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin yaklaşmasıyla yoğun çalışmaya giren Kayın, çırak bulamadığı için kurduğu atölyesinde kendisi gibi el sanatları eğitmeni olan eşi Heves Kayın'la kispet yapıyor.
YÜKSEK LİSANS TEZİ DE KİSPET ÜZERİNE
Heves Kayın, kısa sürede mesleği öğrenmesiyle yoğunluğa cevap vermeye başladığını söyledi.Yüksek lisans yaptığı üniversitede bitirme tezi olarak 'Moda ve Tekstil Tasarımında Kispet' isimli kitabı yazdı. Kitabın baskıya hazır olduğunu belirten Kayın, "Kispet merakı eşimden dolayı başladı. Yıllar içinde geliştikçe 2019'da yüksek lisans yaptım ve kispeti moda ve tekstil tasarımına uyarladık. Eşime kispetin kesim ve süsleme aşamaları ile daha hafif işlerde yardımcı olmaya çalışıyorum. Temel bütün işlemleri biliyorum. Bazen eşim çırak oluyor, bazen ben. Eşimin ilk çırağı benim. Kadınların yapamayacağı bir şey yoktur. İsterlerse her şeyi yapabilirler. Gelecek kuşaklara taşımak için bir tezim var. Bir kadın olarak gururluyum. Gelecek kuşaklara da aktarmaya devam edeceğim” diye konuştu.
'EN BÜYÜK DESTEKÇİM'
Eşinin, kendisine en büyük destekçi olduğunu söyleyen Adem Kayın ise "Biz geleneksel olarak kispeti yapmaya çalışıyoruz. 200 yıl öncesi ne ise bugün aynısını yapıyoruz. Eşimle beraber yapıyoruz, sağ olsun, hep yanımda ve bana yardımcı oluyor. Biz kispet yapıyoruz ama bunun tezini yazdık, kitabını yazıyoruz. Birisi kitabını edindiği zaman tek tek okuyarak tek başına kispet yapabilecek kadar kitap yazmak istiyoruz.
İnşallah gelecek kuşaklara da aktaracağız. Çırak bulamayınca eşimi bu işi öğretmeye karar verdim. Kendisi zaten benim gibi el sanatları öğretmeni. İşi öğrenmesi kolay oldu. Eşim de yüksek lisans tezini kispet üzerine yazdı. Dünyada ilk kez kispet üzerine bir tez yazılmış oldu. Bir kaynakça oluşturduk. Ana hedefimiz; geçmişi bugüne, bugünü geleceğe taşımak. Bu kültüre bu süreçte aracı olmaktan mutluluk duyuyoruz" dedi.
Kispetin, kişiye özel kıyafet olduğunu belirten Adem Kayın, "2 tane 100 kilonun üzerinde ve çok güçlü pehlivanın güreşi sırasında sürekli onun üzerinden oyun yaptıkları ve bu oyunları yaparken de bunun çok sağlam olması gerektiğini bizler biliyoruz. Ona göre herkese çok güzel, dayanıklı, sağlam kispetler yapıyoruz. Defalarca kontrol ediyoruz. Derisi, ipi, yapılışı, her şeyi bizim için özel olması gerekiyor. Kasnak kısmının çok sert olması gerekiyor. Güreş sırasında buradan tutuyor ve kırılmaması gerekiyor. Aslında süslemelerin görsel anlamda bir şeyi yok. Ama bunu sertleştirmek adına yapıyoruz. Daha sert olsun diye 5-6 kat deri koyuyoruz. Paçada tek kat deri devam ediyor" diye konuştu.
Adem Kayın, kispetin, sert olmasının yanı sıra pehlivanın rahatlığının da düşünülmesi gerektiğini vurgulayarak, "Giymek, taşımak çok zor. Pehlivan olmayan birisi kispet giyse en fazla 15 dakika dayanır. Alışmak, giymek de bir kültür. Pehlivana önce kispet giyme öğretiliyor. Bununla yaşaması, antrenman yapması gerekiyor. Yeni kispeti aldığında o gün giyip akşam Kırkpınar’a çıkamaz. En az 2-3 maç yapması gerekiyor. İlk giydiği zaman 5-6 saat çıkarmaması gerekiyor dedi.
DHA