KIRMIZI ETTE BÜYÜK KAYIP
Girdi maliyetlerinin her geçen gün artmasına karşın beli bükülen süt üreticilerinin çözümü ineği kesmekte bulması, kırmızı et sektörünü çıkmaza soktu. ATB üyesi Sönmez, kırmızı ette büyük kayıplar yaşandığını belirterek, “Et sektörü kısır döngüde. Bu gidişle et bulamayıp, ithale bağımlı olacağız” dedi
Yem ham maddesinin yüzde 70 ithal olması nedeniyle sütten kar elde edemeyen süt üreticileri çareyi ineklerini kesime götürmekte buluyor. Süt üreticisinin zarar etmesi ise kırmızı et sektörünü de büyük bir çıkmaza sürükledi. Üreticinin hayvanlarını keserek, üretimden çekildiğini belirten Antalya Ticaret Borsası (ATB) Canlı Hayvan ve Et Ticareti Meslek Komitesi Üyesi Ata Sönmez, “Sür üreticisinin zarar etmesi bizi de derinden etkiledi. Çünkü süt ve eti birbirinden ayırmak imkansız. İkisi birbirine bağlı sektörlerdir. Kesilen ineklerle birlikte hayvan varlığı azalacak ve doğurganlık yok olacak. Bu da hayvan ithalatını gündeme getirecek. Dolayısıyla bu gidişle ne yazık ki ithale bağlı yaşamak zorunda kalacağız” dedi.
“NE ÜRETİCİ, NE TÜKETİCİ MEMNUN DEĞİL”
Kişi başı et tüketiminin, Avrupa ülkelerinde 80-85 kilogram civarı, Amerika’da 100-110 kilogram arası, Türkiye’de ise 14 kilogram arasında olduğunun altını çizen Sönmez, “Gelişmiş toplumlarda kırmızı et tüketimi önemlidir. Türkiye’de de bunu arttırmamız lazım. Sütte de durum aynı şekilde. Süt tüketiminde de çok gerideyiz. Bu durumdan ne üretici ne de tüketici memnun değil. Üretici zarar ediyor, üretimden çekiliyor. Tüketicinin ise alım gücü yok, fiyatları pahalı buluyor. Et sektörü kısır döngüde. Büyük bir kaos yaşanıyor. Günden güne çıkmaza gidiyoruz” ifadelerini kullandı.
YERİNE YENİSİNİ KOYMAK YILLAR ALIYOR
Ata Sönmez, bir hayvan kesildiğinde yerine yenisini koymanın yıllar alacağını belirterek, geçen zamanın kırmızı et için büyük bir kayba yol açtığını kaydettiği açıklamasında, “Bir hayvanın doğumundan, kesimine kadar geçen süre ortalama 40 aydır. Yani bir hayvan kesildiği zaman yerine üretim yapmak için yenisini koymak 3 yıl gibi bir zamanda ancak mümkün olabilir. Bu da çok büyük bir zaman kaybıdır. Kesilen hayvanın yerine yenisinin gelmeyeceği anlamını taşır. Oysa tavukta durum öyle değildir. Bugün piyasada tavuk olmasa 45 gün içerisinde yenisini üretebilirsiniz. Bu nedenle süt ve kırmızı et üreticisinin desteklenmesi gerekir” sözlerine yer verdi.
KORONA ETİ DE VURDU
Et sektöründe yaşanan sorunların sadece maliyetlerle sınırlı kalmadığına dikkat çeken ATB Canlı Hayvan ve Et Ticareti Meslek Komitesi Üyesi Ata Sönmez, tüm dünyayı derinden etkileyen koronavirüsün et sektörünü de vurduğunu dile getirdi. Turizmin pandemiden ciddi oranda etkilenmesinin yanı sıra toplu yemek üretimi yapan noktaların ve restoranların kapanması ya da mevcut kapasitelerini yüzde 80 oranında azaltmaları nedeniyle ev dışı tüketim satış kanalı sektörel bazda ciddi anlamda zarar gördüğü ifade ediliyor.
UMUTLU BEKLEYİŞ
Son olarak yem fiyatının geçtiğimiz 1 yılda yaklaşık yüzde 50 oranında artmasına rağmen, çiğ süt fiyatının hiç artmaması nedeniyle çaresiz kalan üretici, yeni yılı umutla bekliyor. Yılbaşında süt fiyatlarına zam yapılmasını ümit eden üretici, şimdiden bekleyişe girdi. Son umutlarının 2021 yılında yapılması beklenen fiyat artışı olduğuna dikkat çeken üreticiler, beklenen artış gelmezse üretime devam edemeyecek duruma geleceklerini dile getirdi.
FATMA ARSLAN