KIRMIZI ÇİZGİ

HSK kararnamesiyle bazı hakim ve savcıların görev yerleri değiştirilmiş. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti’nin her karış toprağı kutsaldır. Yargı mensupları da kutsal bir görev yapıyorlar. Çünkü adaletin olmadığı bir ülkeden devlet diye bahsedilemez.  O nedenle mahkeme salonlarında kocaman harflerle “Adalet Mülkün Temelidir” sözü yazılıdır. Yargı mensuplarının sorumlulukları, üzerlerinde taşıdıkları yük çok ağırdır. Hiçbir yerden talimat almadan görev yapmaları gerektiği için cübbelerinde düğme de yoktur.

***

Kararnamedeki isimlere şöyle bir baktım. Görev yeri değiştirilenlerin arasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a başbakanlık yaptığı dönemde hakaret içeren ses kayıtlarının sosyal medyaya düşmesi üzerine devlet büyüklerine hakaret suçundan yargılanan bir savcı da yer alıyor. Hukuka uygun delil olmadığı gerekçesiyle bu suçtan beraat ettiği iddia edilen o savcının ses kayıtlarında görüştüğü kişiye “Ben karşımda devlet göremiyorum. Biraz MİT, biraz Jandarma, biraz da sizi biliyorum” dediği de iddia ediliyor. Bu kişinin o ses kayıtlarında bahsettiği “devlet olarak sizi biliyorum” cümlesiyle neyi kastettiği, kimi kastettiği de araştırılmış mıdır bilemiyorum.

***

Darbe teşebbüsünü önceden haber alıp 15 Temmuz öncesi soluğu Gürcistan’da aldığı iddia edilen bu savcı daha sonra Antalya’ya atanmıştı. Bir süre önce de bir başka ilimizde görevlendirilmişti. Son kararnameyle şimdi de bir ilçeye gönderilmiş.  Kendisini adliye muhabirliği yaptığım dönemden tanıyorum.  Geçen yıl yazdığım bir köşe yazısından dolayı benim hakkımda “Bunun cezasını kesin” diye birilerine talimat verdiği iddia edilen bu şahsın o ses kaydındaki “devlet olarak sizi biliyorum” dediği kimlerdir bilmiyorum.

***

Bizim, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nden başka bir devletimiz yok. Devlet olarak bir tek bunu biliriz.  Atatürk de Türkiye Cumhuriyeti de, anayasal düzen de, seçilmiş hükümet de kırmızıçizgimizdir. Gerektiği zaman sağcısıyla, solcusuyla, kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle, Türkiye’nin tüm renkleriyle kenetlenip hepimiz bu aziz vatan için; Atatürk’ün kurduğu bu cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatmak için, anayasal düzenin devamı için demokratik yoldan seçilen hükümete, TBMM’ye sahip çıkmak için canımızı da veririz.

Geçtiğimiz 20 Aralık akşamı Türkiye’nin renkli kişiliklerinden Barbaros Şansal Antalya’da Türkan Şoray Kültür Merkezinde sahne aldı. Kendisini ilk kez canlı olarak izledim. Sıra dışı, aykırı bir terzi. Onu da zaten diğerlerinden farklı kılan en büyük meziyeti de bu olsa gerek. Sahnede başından geçen olayları anlattı.

***

Terzilik yaptığı günlerden, kıyafetlerini diktiği politikacıların eşlerinden, sanat dünyasından, televizyonlarda yaptığı “toplu iğne” ve “çatal iğne” adını verdiği programlarından, Silivri Cezaevinde kaldığı süreçte yazdığı makam odası isimli kitabından, Gezi olaylarından bahsetti.

***

Anlattıklarıyla bazen güldürdü, bazen de düşündürdü. Kendisini izlemeye gelenlerin çoğu eğitim seviyesi yüksek, orta yaşlı, bir kitleydi. Salonda kendisini dinlemeye gelenlerin arasında istihbarattan polis memurlarının olduğunu düşünüyordu. Konuşurken kelimeleri özenle seçtiğini fark ettim. 66 yaşındaymış. Yaklaşık 2 saat sahnede kalan Şansal hiç ara vermeden konuştu.

***

Geceyi; cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk için istediği alkışla sonlandırdı. Gecenin en güzel anı benim için bu andı.  Gecenin sonunda kendisini izlemeye gelenlerle fotoğraf çektiren Şansal’ı ben de sosyal medya hesabımdan tebrik ettim. Çünkü Atatürk bu ülkenin çimentosudur. Bizi de birbirimize bağlayan ayakta tutan da onun ilkeleridir. Paralel yapılar, derin ilişkiler değildir.