Kira davalarında arabuluculuk uygulaması kapsamında 69 bini anlaşmayla sonuçlandı
Bakan Tunç, 1 Eylül 2023'ten itibaren kira davalarında arabuluculuk uygulaması başlattıklarını ifade ederek, "Arabulucuya başvurular olmasaydı bunların hepsi davaya intikal edecekti. Bu 129 bin 259 başvurudan 69 bin 239'u anlaşmayla sonuçlandı" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Danıştayın Hakimler ve Savcılar
Kurulunca meslekten ihraç edilen hakim ve savcılara yönelik kararına ilişkin,
"Vatandaşlarımızda bir tereddüt doğdu. 'Acaba FETÖ'yle mücadelede bir
zafiyet mi var?' endişesi oluştu. Öncelikle şunu ifade edelim: FETÖ'yle
mücadele noktasında, tüm terör örgütleriyle mücadele konusunda
kararlılığımızdan hiçbir zaman taviz vermeyiz" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TV100 kanalında gündeme dair
soruları yanıtladı.
"Danıştay 5. Dairesi, FETÖ'yle irtibat ve iltisakları
gerekçesiyle meslekten ihraç edilen kimi hakim ve savcıları göreve iade kararı
vermişti. Bununla ilgili de 'Acaba FETÖ'cü yargıçlar, savcılar göreve mi
döndürülüyor?' gibi kamuoyunda tartışmalar oldu. Siz de yeniden inceleneceğini
söylediniz. Şu an hangi aşamada?" şeklindeki soru üzerine Bakan Tunç,
şöyle yanıt verdi:
"Çok sayıda gündem maddemiz var. Bunlardan bir tanesi
de bu hafta özellikle gündeme gelen Danıştayın Hakimler Savcılar Kurulunca
meslekten ihraç edilen hakim ve savcılara yönelik aldığı kararlarla ilgili
gündem oldu. Haklısınız. Vatandaşlarımızda bir tereddüt doğdu. 'Acaba FETÖ'yle
mücadelede bir zafiyet mi var?' endişesi oluştu. Öncelikle şunu ifade edelim:
FETÖ'yle mücadele noktasında, tüm terör örgütleriyle mücadele konusunda
kararlılığımızdan hiçbir zaman taviz vermeyiz. Bu anlamda gerek PKK gerek FETÖ
gerek diğer terör örgütleriyle kararlı bir şekilde mücadelemizi sürdürerek
ülkemizin huzurlu geleceğine halel getirmek isteyen tüm şer şebekeleriyle
mücadele etmekte ve teyakkuzda olmakta kararlıyız."
17-25 Aralık ve 15 Temmuz süreçlerinde FETÖ ile irtibatlı ve
iltisaklı oldukları gerekçesiyle yargıda görevden ihraç edilen hakim ve
savcıların bulunduğunu hatırlatan Tunç, bunların hukuk içerisinde kalınarak
yapıldığını vurguladı.
Tunç, "Özellikle OHAL kararnameleriyle ihraç edilen
memurlar bakımından OHAL Komisyonu kuruldu. Eğer bu idari işlemde hata varsa
OHAL Komisyonu bu başvuruları aldı. 120 bin başvuru oldu OHAL Komisyonuna. 120
bin başvurunun 20 bini iade edildi." ifadelerini kullandı.
Hakim ve savcıların ihracının Hakimler ve Savcılar Kurulu
kararıyla olduğunu, o süreçte 4 bin 6 hakim ve savcının meslekten ihraç
edildiğini söyleyen Tunç, bunlardan 3 bin 888'inin dava açtığını, bir kısmının
yurt dışına kaçtığını, dava açanlardan 387'si hakkında Danıştay tarafından iade
kararı verildiğini kaydetti.
"MÜFETTİŞLERİMİZ
O DOSYALARI YENİDEN İNCELİYORLAR"
Bakan Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"387 dosya bakımından mesleğe iade edilmiş olan 371
kişi görevde. Bu dosyalar bakımından HSK Teftiş Kurulu bir inceleme yapacak.
İnceleme şu anda başladı. Müfettişlerimiz, o dosyaları yeniden inceliyorlar.
Danıştay kararının temyizi gibi bir şey söz konusu değil. Danıştayın daire
kararları zaten temyiz edildi. Şu anda temyizde de 1286 dosyanın İdari Dava
Daireleri Kurulunda görüşülmesi devam ediyor. Bunların bir kısmı kesinleşen,
bir kısmı kesinleşmeyen kararlar."
"Yargıda hala FETÖ şüphesi var mı?" sorusuna
karşılık Tunç, bu konuda teyakkuzda olunması gerektiğini vurguladı.
Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay'ın milletvekilliğinin
düşürülmesine ilişkin avukatlarının AYM'ye "düşürülmenin yok hükmünde
sayılması"na yönelik başvurusunun karara bağlandığı ve AYM'nin her iki
başvuruda da "karar verilmesine yer olmadığı" kanaatine hükmettiği
belirtilerek, "Siz, dün 'AYM'nin karar verilmesine yer olmadığı şeklinde
değil yetkisizlik nedeniyle ret kararı vermesi gerekir.' dediniz. Nihai yetki
AYM'ye verilmiş ve bağlayıcı değil midir bu?" sorusunu Tunç, şöyle
yanıtladı:
"Can Atalay'ın yargılandığı dava, Gezi olaylarıyla ilgili
dava. Gezi olayları da bir darbe kalkışması olarak yargımız tarafından kesin
hükme bağlanan bir dava. Osman Kavala ağırlaştırılmış müebbet ve Can Atalay ve
bir kısım sanıklar bakımından 18 yıl ağır hapis cezası ve bir kısım sanıklar da
bu dosyadan beraat etti, bir kısım sanıklar da yurt dışına kaçtığı için onların
dosyası ayrıldı. Davada ilk derecede ağır ceza mahkemesinde karar verildi.
İstinaf karar verdi ve temyizde iken Can Atalay milletvekili adayı gösterildi.
Tabii Yargıtay sürecindeyken henüz Yargıtay karar vermeden önce de milletvekili
seçildi. Milletvekili seçildikten sonra Yargıtaya başvurdu ve dedi ki: 'Ben
milletvekili seçildim, benim artık dokunulmazlığım var. Benim yargılamamı
durdurun.' Yargıtay 3. Ceza Dairesi de 'Siz, milletvekilliği dokunulmazlığı
kapsamında değilsiniz.' dedi. Şu gerekçeyle dedi: Anayasa'nın 83. maddesine
göre 'Bir milletvekili, seçimden önce ya da sonra işlediği bir suç nedeniyle
tutuklanamaz, tutulamaz, sorguya çekilemez' ama bunun istisnaları vardır. Onun
istisnası da ağır cezalık suçüstü halinde dokunulmazlık olmaz. Bir diğeri de
seçimden önce soruşturmasına başlanmış olması kaydıyla Anayasa'nın 14'üncü
maddesindeki durumlar bakımından da dokunulmazlık olmaz. Yargıtay, bu
gerekçeyle dokunulmazlığın olmadığı kararıyla o talebi reddetti."
ANAYASA MAHKEMESİNİN
YAPISI
Anayasa Mahkemesinin mevcut yapısına değinen Tunç, Anayasa
Mahkemesinde siyasi parti kapatma davaları, kanunların denetimi ve siyasi
partilerin mali denetiminin olduğunu söyledi.
Tunç, 2010 Anayasa değişikliğiyle bireysel başvuruyu
getirdiklerini hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bireysel başvurular da genelde adliye mahkemelerinden
verilen kararlar sonrasında, mahkeme kararından kaynaklanan hak ihlalleri
şeklinde Anayasa Mahkemesine gelince oradaki yapısal durum adliye
mahkemelerinden verilen bir kesin hükmün değerlendirilmesi konusunda olduğunda
asıl problem orada çıkıyor.
Anayasa Mahkemesinin yapısında siz Ceza Genel Kurulundan
geçmiş, 26 ceza dairesi başkanı, ceza hukukçusu karar vermiş ve bu kararı
hukukçu olmayan Anayasa Mahkemesinin bir bölümüne denetlettirmiş oluyorsunuz.
'Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurulara bakan bölümü Yargıtay ve Danıştay
üyelerinden oluşur.' şeklinde bir düzenleme olsa, Mecliste uzlaşma olsa ama
öyle değil, bu bir uzlaşma gerektirir, nitelikli çoğunluk gerektirir. Bu,
Anayasa değişikliği gerektirir. Belli sayıda milletvekili kanun teklifi verir
Anayasa değişikliğine dair ama bir uzlaşma söz konusu olmazsa oradaki nitelikli
sayıyı bulamadıktan sonra bu sonuca ulaşmaz."
"HUKUK MESLEKLERİNE
GİRİŞ SINAVI 2024'ÜN İKİNCİ YARISINDAN İTİBAREN BAŞLAYACAK"
Yeni sistemde hukuk fakültelerinden mezun olanların
avukatlık stajına başlayabilmeleri, hakim ve savcı yardımcılığı sınavına
katılabilmeleri için hukuk mesleklerine giriş sınavına gireceklerini söyleyen
Tunç, bu sınavın 2024'ün ikinci yarısından itibaren başlayacağını dile getirdi.
"Cezalar, caydırıcı mı? Mafya, suç örgütlerine yönelik
cezaları yeterli buluyor musunuz?" sorusuna karşılık Tunç, ihbarlara
yönelik tutuklama sebebi varsa tutuklama kararı verildiğini, yoksa
verilemeyeceğini kaydetti.
Bakan Tunç, "Diyelim ki bir suç örgütüyle ilgili 30
kişi gözaltına alındı ama savcılık aşamasında alınan ifadeler, dosyadaki
deliller itibarıyla o kişilerden bir kısmının kuvvetli suç şüphesi yoksa onun
hakkında tutuklama kararı verilemeyeceği için bir kısmı serbest kalır. Bu,
tamamen dosyadaki delillerle alakalı bir konu. Cezasızlık algısıyla ilgili,
bunu ortadan kaldırmaya yönelik bir yasal düzenleme hazırlığımız var. Özellikle
8. yargı paketinde yok ama cezai konular, seçim sonrasında daha geniş bir
zamanda ele alacağımız konular." diye konuştu.
"129 BİN 259
BAŞVURUDAN 69 BİN 239'U ANLAŞMAYLA SONUÇLANDI"
Kira davalarında arabuluculuk konusuna değinen Tunç, "1
Eylül'den itibaren kira davalarında arabuluculuk uygulamasını başlattık. Kiracı
ya da kiraya veren eğer hem kira miktarıyla ilgili hem de tahliyeyle ilgili bir
dava açmak istiyorsa dava açmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğunu
getirdik. Tüm Türkiye genelinde kira uyuşmazlıklarında arabulucuya başvurular,
1 Eylül'den itibaren şu ana kadar 21 Şubat itibarıyla 129 bin 259. Arabulucuya
başvurular olmasaydı bunların hepsi davaya intikal edecekti. Bu 129 bin 259'dan
69 bin 239'u anlaşmayla sonuçlandı." ifadelerini kullandı.
"HAYVANLARIMIZA
EZİYET EDENLERLE İLGİLİ YARGI OLARAK HASSASİYETİMİZİ KORUYACAĞIZ"
Bakan Tunç, "Eros" isimli kedinin canice
öldürülmesine ilişkin davada sanık hakkında Cumhuriyet Savcılığının itirazda
bulunduğunu, itiraz neticesinde Ağır Ceza Mahkemesinin kararı kaldırdığını ve
yargılamanın yeniden başlayacağını söyledi.
Tunç, "Hayvanlarımıza özellikle bu şekilde eziyet eden,
onları öldürenlerle ilgili yargı olarak biz hassasiyetimizi koruyacağız. Bu
konuda Sayın Cumhurbaşkanı'mız bir gece yarısı 'Nasıl olur böyle bir şey?' diye
beni aradı. Hepimiz hassasız bu konuda." diye konuştu.