KİMİ SEÇECEĞİMİZİ ÇOK İYİ BİLMELİYİZ!

Seçim öncesi yani pazar günü öncesi haftanın son yazısı. Hepimizin malumu 2 gün sonra sandığa gidip oy kullanacağız. Henüz 2023 seçimlerinin yorgunluğunu atamadan. Kimileri projelerini anlatırken, bazıları da “Cumhuriyet ve özgürlük elden gidecek” naraları ile bir takım hesaplar peşine düştü. Amma Antalyalıların düşüncesini hesaba katmadılar.

Kimileri 5 yılda yaptıkları hizmetin(!) semerelerini almanın, kimileri de bir ilki yaşamanın peşinde. Elbette istisnalar hiçbir zaman kaideyi bozmaz. Bir gerçeği de burada teslim etmek gerekir ki: Çalışkanlığı, mahareti ve halkın takdiri ile bu hizmete talip olanlara hiç kimsenin bir söz söyleme hakkı olamaz.

Artık vakit doldu ve bundan sonra söz söyleme sırası nihayet seçmene geldi. Bu saatten sonra seçmen sözünü söyleyecektir. Ancak, seçecekleri adaylarda bulunması gereken vasıflara seçmen kitlesinin çok dikkat etmesi gereklidir.

Ne de olsa bizi temsil edecekler. Bizim adımıza icraat yapacaklar. Bizim adımıza şehrin emin adamı (Şehr-ül Emin) olacaklar. Konuyu biraz daha açalım. Sizin bir mağazanız olsa, oradan sorumlu olacak birini hiç araştırmadan bu mağazada görevlendirir misiniz?

Veya bir çiftliğiniz olsa orada görev vereceğiniz birinin itimada layık olup olmadığına hiç bakmaz mısınız? Ya da bir davada tutacağınız avukatla davanızı peşinen kaybedeceğinizi göze alabilir misiniz? Bu misalleri çoğaltmak mümkündür.

Biz Allah kısmet ederse 31 Mart’ta şehrimizi ve ilçemizi yönetecek, bizleri temsil edecek insanları seçeceğiz. Bu sebeple kimlere oy vereceğimizi ve KİMLERİ SEÇECEĞİMİZİ ÇOK İYİ BİLMELİYİZ.

Öncelikle, 5 yıllık süreçte yeterli hizmeti ve liyakati ortaya koyamayan adayların tekrar halkın önüne aday olarak çıkarılması halkı yok saymak gibi bir şeydir.

Bu seçim, Antalya ve il genelini etkileyen en önemli seçimdir. Genel seçimle alakası yoktur. Biz pazar günü belediye başkanı, belediye meclis üyeleri, muhtar ve azalarını seçeceğiz. Öyle Cumhurbaşkanı veya milletvekili falan seçmeyeceğiz. Daha ona epey bir süre var.

Dikkat etmemiz gereken şey adayları iyi analiz etmektir. Seçim vaatlerini iyi irdelemeliyiz. Antalya’yı yaşadığı sorunlardan kimin kurtaracağına kanaat getirmeliyiz. Özellikle Büyükşehir’de.

Sandıkta paravanın arkasına geçtiğinizde son kez aklınıza adayların yaptıkları, yapmadıkları, yapmayı vaat ettiği tüm projeleri düşünün. Performanslarını gözünüzün önünde canlandırın.

Antalyalı artık sorun istemiyor. Ulaşımın dert olmamasını istiyor. Önümüz yaz, bu nedenle vızıltı da istemiyor. Akordu kaçmış Antalya’ya seçmenin AKORT verme zamanı da gelmiş.

Ooo… Daha çok zaman var demeyin. Çabuk geçer, uzun dediğiniz zaman. Hani bir şarkı var: “Sen iste her şey çok güzel olur/ Sen iste elbet bir yol bulunur/ Yeter ki iste, hiç de zor olmaz/ Sen iste Antalya, akan sular durur” diye.

Uzun lafın kısası mesele Antalya’nın AKORT meselesi... Ne kaybedecek bir 5 yıl ne de bir saniyemiz var. Tabi her şeye rağmen kim hak ettiyse, kim daha iyi hizmet verecekse o seçilsin.

Çünkü başka Antalya yok!

NOT: Büyükşehir için 1 milyon 925 bin 935 seçmen 6 bin 66 sandıkta oy kullanacak.

----------------------

İLAHİ ADALET VAR

Antalyaspor zorlu bir süreçten geçiyor. Hal böyle olmasına rağmen Sinan Boztepe başkanlığındaki yönetim mevcut imkânlarla çarkı döndürmeye çalışıyor. Önceki akşam Boztepe ve ekibinin iftarda konuğu olduk. Hoş sohbetten sonra Boztepe açıklamalar yaptı. Bir dokunuldu bin ah işitildi. Resmen eteğindeki taşları döktü. Haksız da değil.


Sinan Boztepe, hakemleri ve TFF’yi suçladı. Boztepe, Galatasaray maçında yaşananlarla ilgili, “Hakkımız yendi. 3 puanımız alınıp rakibe verildi. Hakkımızın yenilmesine izin vermeyeceğimizi söylemiştik. İlahi adalet var. Gerçekler ortaya çıktı. Haklı haykırışları tüm Türkiye gördü. Özür ve destek mesajları alıyoruz” dedi.

Boztepe, “Düdüğünü asması gereken çok ciddi sayıda hakem var. Bence assınlar. Bu işi yapacak düzgün insanlar gelsin" diyerek içindeki yanan ateşi dışa püskürdü. İçi yanan Başkan Boztepe’nin hedefinde TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi de vardı. Bir nevi Büyükekşi’yi istifaya çağırdı ve “Kim haksızlık yapıyorsa, haksızlığa kim ışık tutuyorsa, buna çanak tutuyorsa, bir lobi oluşturuyorsa bunların hepsi zaten görev almamalı” ifadelerini kullandı.


Ben kendisine İsrailli oyuncu Sagiv Jehezkel'in durumunu sordum. Boztepe, bu konuda kendilerinin yalnız bırakıldığını açıklarken devletten, hükümetten ve TFF’den destek istedi. Alınan karar doğru muydu, yanlış mıydı o ayrı bir tartışma konusu. Ancak “Yürü koçum!” diyenlerin ortalıktan sıvıştığı açık bir gerçek. Bunun için herkes elini taşın altına koymalı. Faturayı sadece Antalyaspor ödememeli.

Aslında İLAHİ ADALET yaşamımızın her alanında var. Geç de olsa İLAHİ ADALET mutlak tecelli ediyor.