KİM SUÇLU?
Bugün sizlere bir hikaye anlatacağım…
Adamın biri eşinin eskisi kadar iyi duymadığını düşünerek doktoru aramış, eşine işitme cihazı almayı düşünüyormuş ancak bunu eşine uygun bir dille nasıl anlatacağını bilmiyormuş.
Doktor: “Yapacağın şey şu, eşinden 40 adım ileride dur, normal bir konuşma tonuyla bir şeyler söyle; eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi tekrarla, sonra 20 adım; cevap alana kadar aynı şeyi tekrarla” demiş
O akşam eşi mutfakta akşam yemeğini hazırlarken adam işlemi uygulamaya koymuş. 40 adım uzaklıktan eşine normal bir konuşma tonuyla seslenmiş;
Hayatım bu akşam yemekte ne var?
Cevap yok
Mutfağa biraz yaklaşmış. Mesafeyi 30 adıma indirmiş ve soruyu tekrarlamış;
Hayatım bu akşam yemekte ne var?
Hala cevap yok
Adam mutfağın kapısına gelmiş artık mesafe iyice azalmış ve soruyu tekrarlamış;
Hayatım bu akşam yemekte ne var?
Gene cevap alamamış
Bu sefer eşine iyice yaklaşmış ve aynı soruyu tekrar sormuş;
"Hayatım bu akşam yemekte ne var? "
Eşi
"Hayatım beşinci kez söylüyorum, Tavuk"
Belki de genelde düşündüğümüz gibi problem daima karşımızdaki kişilerde olmayabilir. Problemlerin sebebini biraz da kendimizde aramalıyız. Çocukluğumuzdan itibaren başımıza gelen her şeyde karşı tarafı suçlarız.
Yalpalayarak yürürken düşer çocuk yeri döveriz, kafasını çarpar sehpayı döveriz, büyürüz kural değişmez, kafamızı mutfak dolabına geçiririz dolap suçlu, trafikte kaza yaparız kesin karşı taraf suçlu, evleniriz mutlu, boşanırız karşı taraf geçimsiz, böyle böyle kendimizi kusursuz hep karşı tarafı suçlu görürüz…
ERDEMLİ OLMAK
Aslında kendimizde de hata olabileceğini düşünsek, burada yanlış yaptım deme erdemi gösterebilsek hatta hatalıyım özür dilerim diyebilsek belki de dünya daha yaşanılası bir yer olacak. Çocuklarımıza başlarına gelen her işte karşı tarafı suçlamama yeteneğini kazandırsak bu çocuklar büyüdüklerinde suçlamayı değil muhakeme yapmayı öğrenerek yaşayacaklar. Kalın sağlıcakla…