KILIÇDAROĞLU’NUN HAYALİ ERDOĞAN'I DEVİRMEKMİŞ

Salı günü TV’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup konuşmasını canlı olarak izliyordum. Her zamanki gibi, açlık, sefalet, peşkeş, damat, saray edebiyatı yaparken birden bire; “Değerli arkadaşlarım! Dünyada bir ilki gerçekleştireceğiz. Dünyada bir ilki!’’ diyerek parmağını havaya kaldırıp gürledi. Ben de kendi kendime galiba CHP siyasi hayatında ilk defa bir proje açıklayacak diye düşündüm.

Meğerse dünyada gerçekleştireceği ilk proje; farklı görüş ve ideolojilerdeki dostlarını bir araya getirerek Erdoğan’ı devirmekmiş. Yani İYİ Parti ile HDP’yi bir araya getirdiğini itiraf etmiş oldu.

Sonra aklıma CHP’nin 2010 yılında yaptığı 33. Kurultay geldi. Kurultaydan birkaç gün önce genel başkanlığa aday olmayacağını açıklayan Kemal bey, genel başkanlığa aday olmuş başında da bir kasketle salona girmiş, kurultaydaki konuşmasında “İlk seçimlerde CHP’yi tek başına iktidara taşıyacağım” demişti.

Hatta genel başkan olduktan bir yıl kadar sonra Olay TV’ye verdiği röportajda, “yüzde 40 oy alamazsam tasımı tarağımı toplar, istifamı verir giderim” de demişti.

Nereden nereyeee…. 11 yıl önce tek başına iktidar olma vaadi ile yola çıkan bay Kemal, geldiği  noktada  PKK’lıların, FETÖ’cülerin oyları ile iktidar olmanın hayalini kuruyor.

Acıdım, vallahi Kemal beye acıdım. Bir partinin lideri asla hedef küçültmez. Hedef küçültüyorsa o parti batıyor demektir. Zaten CHP’nin battığını anketlerden görüyoruz. CHP’li şortlu anketörün şirketinin  verdiği sonuçlara göre bile yüzde 20 küsur oyları var.

Bir önceki yazımda CHP seçmeninin çoğunun, Erdoğan’ı devirmek için HDPKK ortaklığından rahatsız olmadıklarını, hatta bazılarının genel seçimlerde, barajı aşabilmesi için; HDPKK’ya oy verdiğini yazmıştım.

Ancak aklımın almadığı tek konu, kendisini ülkücü olarak tanımlayan İYİ Parti seçmeninin bu durumdan rahatsız olmaması veya durumun farkında olmaması…

İYİ Partili seçmenlere şunu sormak isterim; (Olmaz da) farz edelim ki Millet İttifakı olarak seçimi kazandınız diyelim. Sizce Cumhurbaşkanı yardımcısı kim olur? Selahattin Demirtaş olamaz mı? Pervin Buldan’a da İçişleri veya Milli Savunma Bakanlığı koltuğuna oturamaz mı?

O yüzden İYİ Partili seçmen kardeşlerime uyarım; içinde bulunduğun kazan kaynıyor. Kurbağa misali o kazanın kaynadığını fark ettiğinizde kazandan dışarı atlama şansın olmaz. Vakit varken o kazandan dışarı atla ve ölmekten kurtul kardeşim…