KEYFİMİZE BARİ İPOTEK KOYMAYIN!

Antalya Büyükşehir Belediyesi hakkında sürekli yaza çize sanki Muhittin Böcek’in muhalifi olduğum gibi bir algı oluştu. Vallahi de billahi de kendisine muhalif falan değilim, sadece eleştiriyorum.

Eleştirmediğim tek konu ise belediyenin yapması gerekenleri yaptığı işler. Bu da zaten olması gereken hizmetler. Ama gel gelelim şunun şurasında 2.5 yıla yakın bir süredir elle tutulur bir tek kasap dükkanı var hizmet olarak.

Bunun dışında adam gibi bir yatırım yok. Öyle ekstra bir yatırım falan değil. Vaat edilen 77 proje içinde yer alan baba projeler hayata geçirilsin yeter. Fakat dün öyle bir haber geldi ki önüme şaşırıp kaldım. Benim keyfim kaçtı. İnanın Lider Gazetesi’ndeki ayrıntıları okuyunca sizin de keyfiniz kaçacak.

Efendim, Antalya’da yaşayıp veya bir misafiriniz geldiği zaman hafta sonu kahvaltılarının değişilmez adresi Çakırlar’daki Akdamlar ve Çağlarca mesire alanındaki gitmeyeniniz yoktur.

Şehir insanının nefes aldığı bir yer. Çoluk çocuk herkes gider ve en azından stres atar burada. Kahvaltıdan sonra birçok kişi de organik tarla ürünlerinden alır.

Fakat burası öyle bir hal almış ti sormayın gitsin. Bölgedeki esnafların keyfini kaçıracak gelişmeler bizimde keyfimizi kaçıracak türden. Esnaf neredeyse topyekun icralık olmuş.

2016-2018 yılına ait ecrimisil bedelleri nedeniyle Büyükşehir Belediyesi tarafından icraya verilmiş. Paraları ödeyemeyen esnafın tüm mal varlıklarına da ipotek konularak.

Seçim döneminde esnafın sorunlarını çözmek için söz veren Başkan Muhittin Böcek sanırım sözünü unutmuş olmalı ki esnaf bir çare kalmış. Nedeni ise Böcek’e güvenip zamanında itiraz etmedikleri için durum içinden çıkılmaz bir hal almış.

Bu noktada bölgedeki mağdur esnafın avukatlığını ücretsiz üstlenen Nizamettin Sağır, sorunun çözümünün olduğunu anlatıyor. Diyor ki, “Konu meclise getirilirse belediye esnafla sulh yoluna gider ve sorum çözülür.”

Bu yolu denediklerini anlatan Sağır, “Bir dilekçe hazırlayıp, Büyükşehir Belediyesi’ne sunduk. O dönem Muhittin Bey koronavirüse yakalandı. Birkaç gün sonra belediyeden bize cevap geldi. Gelen cevapta;  Sulh yetkisinin belediye yetkisi olmadığı için kabul görmediler. Ama yasal olarak meclisin sulh yetkisi var. Kanunun söylediğinin aksine karar veriyorlar. Bunun nedeni de bürokratların engel çıkarması” diyor.

Buradan Sayın Muhittin Böcek’e çağrıda bulunuyorum. Sayın Başkan ben bu haberi okuyunca keyfim kaçtı, muhtemelen sizin de öyle olmuştur. O yazıyı meclise getirmeyen bürokratlarınızı karşınıza alın ve gereğini yapın. Yoksa keyfi kaçanlar sizden hesap sormaya kalkarsa ki öyle olacağı namzet vallahide billahi de sizi sandığa gömer. Haberiniz ola.

Sulh olan ve bu işi biran önce bitirin de kıy gelmeden keyfimiz yerine gelsin. Aksi halde ‘Kezban yenge’ eline oklavayı alıp Hacısekililere kadar seni kovalayacak.

AMAN HALİLİM YAVAŞ

Hani şu ‘Noter Onaylı Aşk Skandalı’nın kahramanı Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk var ya, sıkıştıkça etrafındakilere sarmaya devam ediyor.

İlçe halkı tarafından ‘Kasabanın güler yüzlü şerifi’ olarak konuşulan Öztürk, güreşlerdeki yaşanan skandalların hıncını İYİ Partili Meclis Üyesi arkadaşlarından çıkarmaya başladı.

Aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle Eylül ayı meclis toplantısına katılmayan partili 3 arkadaşını yerden yere vurdu. Hem de öyle böyle değil.

İddiasına göre, meclis üyelerinin işçi alımı talebini yerine getirmediği için kendisini protesto edip meclise katılmadıklarını söylüyor. Eğer bu doğru ise durum daha vahim demektir.

O zaman senin döneminde işe alınan bütün işçilerin nasıl işe alındıklarının tek tek sorgulanması gerekiyor. Hakkı olan mı işe girdi yoksa tamamen partizanlık mı yapıldı diye.

Çünkü senin söyleminden ve yapılan protestodan bu mana çıkıyor. İşte bu noktada İçişleri Bakanlığı’na da büyük görev düşüyor. Müfettişler derhal belediyede inceleme yapıp soruşturma açmalı bu işe alım meselesi için. Meclis üyeleri de tek tek dinlenmeli!

Bakalım bu protestonun ardından başka bir bityeniği çıkar mı çıkmaz mı o zaman hep birlikte görürüz.

MESELE AŞI DEĞİL AZİZİM

Son günlerde koronavirüs ile ilgili yaşanan gelişmelere baktığımız zaman asıl meselenin aşı olmadığı ayan beyan ortada. Bunu herkesin anlamış olduğuna inanıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Kuruluş Yıl Dönümü yani 2023 yılı yaklaşırken tüm hücreler umutla saldırıya geçti. Her şeye ve herkese saldırmaya başladılar.

Kimi aşı sayısına takıyor, kimi aşı olmayın diye çağrı yapıyor, kimi aşının markasına takıyor. Takıyorlar Allah takıyorlar. Miting bile düzenlediler ya, “Özgürlük yok” dedikleri ülkemizde!

Artık bu hücrelerin saldırıları sayesinde kim kimdir görmeye başladık. Eğer ömrümüz yeterde görürsek 100. Yılı daha neler neler göreceğiz.

PİSLİK İÇİNDE BİR PARK

Lara’da yaşayanların bildiği ve çocuklarını severek götürdükleri bir Trafik Parkı vardı! Dı diyorum çünkü son günlerde pislikten geçilmiyor. Aileler buralara hastalık kaparlar diye çocuklarını bırakın götürmeyi yanından bile geçirmiyorlar. İlgisizlikten perişan ve mezbelelik olmuş canım park.

Muratpaşa Belediyesi sorumluluğundaki bu parkın son halini sosyal medya paylaşımlarından görünce içim cız etti. Yahu hiç mi buradan bir ekibiniz geçmez de buranın halini görmez. Yazık.

Eğer biz geleceğimiz diye övündüğümüz çocuklarımıza böyle bir ortamı reva görüyorsak binlerce kez yazık. Ayıp. Kalkın yerinizden ve gidin şurayı bir temizleyin ve çocuklara jest yapın.