KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK

Bugün biraz siyasetten uzak konuları ele almakta fayda görüyorum. Çünkü her gün siyaset yazmak ve malzeme bulmak hayli zor. Gerçi “CHP sağ olsun” onlarda malzeme çok.

Ben yine de öyle çok siyaset konularına hele hele aday adayı meselelerine hiç girmeyeceğim. Dün sanırım yeteri kadar bu konuyu ele aldım. Ancak ilerleyen günlerde elbet bu konuyu tekrar ele alacağım.

Günün ilk konusuna geçmeden başlıkla ilgili mevzuyu hemen anlatayım ki neyin ne olduğunu cümle alem anlasın. Yoksa yazının yanında bir de Türkçe Deyimler Sözlüğü vermek gerekecek.

Günümüzde kullanılan pek çok atasözü ve deyimin geçmişini merak ederiz. İşte onlardan biri de “KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK” ve “KEL ALAKA.”

Şimşir sözcüğü, kılıç anlamına gelir. Deyimde kullanılan şimşir sözünün aslı çok sert ve dayanıklı olduğundan tarak, cetvel vb. yapımında kullanılan 'şimşir' ağacından gelmektedir.

Bu deyim aslında, “Yoksul ve ihtiyacı olduğu halde, gereksiz bir şekilde özentiye ve gösterişe yönelmeyi” anlatmak için kullanılır.

Bir başka deyişle birçok gereksinim dururken hiç de gereksinim olmayan, gösterişli şeyler alındığında söylenir bu cümle.

Yazdıklarım bu tariflere uyuyor mu uymuyor mu siz karar verin. İnanın ben de kimin ne karar vereceğini ve neler düşündüğünü çok merak ediyorum.

------------------

IŞILTILI HAYATLAR!

Herkesin malumu olduğu üzere geçen ay 60. Altın Portakal Film Festivali’nde, FETÖ’nün belgesel ile yarışmaya katılmak istemesi; önce yarışma dışı bırakılması sonra da tekrar yarışmaya dahil edilmesi ile kriz yaşanmıştı.

Kriz öyle böyle bir kriz değildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı festivale desteğini çekmiş, Gençlik ve Spor Bakanlığı da salon tahsisini iptal etmişti. Sonuçta jüri görevden çekilmiş ve bu gelişmeler doğrultusunda Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de festivalin iptal edildiğini açıklamıştı.


Üfff. Miş, mış kullanmayı hiç sevmiyorum amma yapacak bir şey yok. Başkan Böcek, daha sonra bir açıklama yaparak festivali 2023 yılı içinde mutlaka yapacaklarını duyurmuştu. Yapabilirler mi yapamazlar mı bilemem.

Ancak bu kriz yılların festivalini ve Antalya’nın imajını yerle bir etmişti. Tam bu dönemde Başkan Böcek çıkış yolu ararken, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin bürokratları öyle bir paylaşım yapmıştı ki, görenler şaşkına dönmüştü.

Büyükşehir Belediyesi Başkan Başdanışmanı Cem Oğuz, Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Lokman Atasoy, Dış İlişkiler Daire Başkanı Zeynep Tuğçe Çiftçibaşı’nın VIP araç içinde birlikte poz verdiği fotoğrafın altına ‘Bu ışıltılı hayatı biz seçmedik’ cümlesi eklemeleri işin tuzu biberi olmuştu.

Benim her daim söylediğim gibi sıkıntı Böcek de değil ekibinde. Bu paylaşımda bunun kanıtı gibiydi. Amma gördüğüm kadarıyla da o gün bu gündür hiçbir şey umurlarında bile değil.

Bu olay dünkü Büyükşehir Belediye Meclisi’nde tekrar gündeme geldi.

Büyükşehir Belediyesi'nin izniyle Konyaaltı Caddesi ve Işıklar’da Atatürk Spor Salonu'nun bulunduğu alanda açılan yerel ürünler fuarlarına 'panayır' benzetmesi yaparak eleştiren AK Partili Meclis Üyesi Nafiz Tanır, Başkan Böcek'e "Sizin ışıltılı hayat yaşayan danışmanlarınızın vizyonu bu mu?" diye sordu.


Tanır'ın bu cümlesini Başkan Böcek cevapsız bıraktı, durumu kurtarmaya çalıştı. İnanın bu sorulurken Başkan Böcek’in yerinde asla ve kat’a olmak istemezdim.

---------------------

SIRMA SAÇLI BAŞKAN!

Günümüzün ikinci konusu da çok ilginç. Antalya’da toplu ulaşımdaki sıkıntıyı neredeyse bilmeyeniniz yoktur. Ya otobüslerden ya da felç olmuş trafik akışından herkes dertlidir.

Toplu ulaşımın büyük bir bölümü Antalya Otobüsçüler Esnaf ve Sanatkarlar Odası tarafından yapılıyor. Büyükşehir az da olsa otobüsü ve tramvayları ile katkı veriyor.

Ancak ulaşımdaki zam isteği otobüsçülerden geldikçe tarife değişiyor. Sıkıysa değiştirmeyin. Hemen tehdide başvuruyorlar. Ya otobüs seferlerini yavaşlatıyorlar ya da sayısını azaltıyorlar. Bir de katkı bedeli var. Az bulduklarında hemen aynı silahı kullanıyorlar.

Otobüsçülerin kullandığı silah Büyükşehir’i ilk bakışta etkilemiyor gibi görünse de seçimlerde cenazesini halkın önüne koymaya yarıyor. Zaten zamlarla da halkı süründürüyorlar.

Ne hikmetse kazanamamaktan yana dem vurur Antalya Otobüsçüler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Yasin Arslan. Neredeyse iflas bayrağını çekeceklerini ve dert üstüne dert çektiklerini söyler.


Görenler duyanlar sanır ki Arslan ve ekibi KANSER olmuş dert çekmekten, stresten saçları dökülmüş zanneder. Hakikaten yaşı genç olmasına rağmen saçı dökülmüş BAŞKANCAĞIZIN!

Öyle kel kel halkın önüne çıkmamaya karar vermiş zat-ı muhterem ve İMAJ MEYKIRI her kimse saç ektirmeye karar vermiş. Son hali ile sırma saçlı bir görünüm kazanmış Yasin Arslan.

Hani iflas edecek durumdalardı, hani dertleri yüzünden hastalık sahibi bile olmuşlardı (!) O kadar derdin ve tasanın içinde hangi arada saç ektirdi inanın dilim tutuldu, hayretler içinde kaldım.

Ey Antalyalılar Arslan’a yapılan pardon ekilen saçlar size zam olarak dönüyor haberiniz olsun. Meğer saç ektirecek para biriktiriyormuş başkan, ondan öyle dert sahibi oldu gösteriyormuş kendini.

Ha Başkan Arslan’ı örnek alan otobüsçüler yarın öbür gün karşınıza sırma saçlı çıkarlarsa şaşırmayın. Sakın saç baş yolmaya kalkmayın vallahi bedeli ağır olur.

Evet gördünüz. İki konu da tam başlığa göre öyle değil mi? “KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK”