KARINCADAN ALINAN DERS

Kadının biri elini yüzüne koyup uzun uzun düşüncelere dalmıştı. Bulunduğu karmaşık iç aleminde kaybolup, dalıp uzaklara gitmişti. Gün batmak üzereydi, aklına birden namazı geldi. Çabucak abdest alıp namaza durdu. Namazdayken parkenin üstünde gözüne varla yok arası küçücük bir şey ilişti, bu bir karıncaydı ve hareket ediyordu.

O kadar küçüktü ki anca gözleri seçiyordu! Çok şaşırdı, beyninde şimşekler çarptı, sanki ilk defa karınca görmüş gibiydi. -Aman Allah’ım dedi, bu ne kadar küçük, kendi kendine.

Sonra namazına devam etti. Allah’ı düşündü! –Allah’ım dedi; sen bu minicik hayvana can veriyorsun çeşitli cihazatlarla (büyüme- gelişme-üreme-hareket-duyu ve sinir sistemleri-beslenme) gibi temel yaşayış süreçlerini destekliyorsun dedi. Ve bununla birlikte 18 bin alemi yoktan var edip, varlığına da biçim verip, varlığından da ne güzel haberdar ediyorsun. -Sen ne kadar büyüksün Allah’ım, dedi…

Sonra kendi iç aleminde mikro alemlerden başlayıp makro alemlerini tasavvur etmeye başladı! Bütün canlıların yemesi-içmesi çoğalması. Derken gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı.

Nasıl ağlıyor, nasıl ağlıyor hüngür hüngür, büyük bir pişmanlıkla! –Allah’ım biz seni hakkıyla birliyemedik, biz seni hakkıyla sevemedik, bize rutin gelen nimetlerin şükrünü bile eda edemedik dedi. Homurdandı durdu kendi kendine!

Zikrimiz, hamdimiz ibadetimiz  ne kadar yetersiz dedi. Ataletten gafletten sana düzgün taat edemedik, diyerek, hayıflandı durdu çaresizce. Sonra o içinde bulunduğu girdaplardan kuytulardan bir anda çıktı sanki. Ağladıktan sonra aynı yağmur misali, açmıştı gül yüzü. Şimşekler yerini gökkuşağına bırakmıştı adeta…

Namazını bitirdi, sirkelendi, alemleri düşünmeye başladı. Hayvanlar alemi insanlar, melekler, cinler, bitkiler görünen-görünmeyen bütün alemleri. Derin derin tefekküre daldı…

Bunlar hepsi birer alemdi. Hatta her bir hücre başka bir hücreye benzememesi dolayısıyla bu da bir alemdi! İçinden bir ses: -İşte Allah bu alemlerin Rabbidir dedi. Galaksi, samanyolu yıldız takımları, uçsuz-bucaksız  bir evren. Allah ne kadar büyüktür dedi yine kendi kendine!

Bunları düşündükçe beynindeki sınırlar-perdeler kalkıyordu sanki! Allah büyüktür bütün korkulara, kederlere, acılara, yokluklara, yorgun yüreklere ve suskun dillere.

Allah Kefil rızkımıza sağlığımıza, aklımıza. Allah vekil bütün hesaplara haklılara, haksızlıklara. Ve Allah en güzel “yâr” Onun rızasını arayanlara! ALLAHU EKBER ne güzel bir vird susuz kalmış gönüllere...

Kadın bunları düşününce yalnız ve çaresiz olmadığını anladı. En küçük karıncayı yaratan, sesini duyan ihtiyacını gideren, onunda bütün sıkıntılarını giderir! Onu her şeyiyle kuşatan bir Rabbi vardı ve yalnız olmadığını bir kez daha anladı! Dua ve tesbihatını yaptıktan sonra karıncaya teşekkür etti. Yaşattığı bu güzel duygular için…

Göklerin ve yerin yönetimi üzerinde, Allah’ın yarattığı her nesne üzerinde ve kendi ecellerinin yaklaşmış olabileceği hususunda hiç kafa yormazlar mı?(Araf/185)Düşünüp ibret alın ey akıl sahipleri(Haşr/2)Allah Kuran’ı Kerim’de birçok ayette, bizi aklımızı kullanmaya derin düşünmeye, tefekkür etmeye davet ediyor!

Biz de Mevlana misali diyelim o zaman; nasibinde varsa karıncadan bile alırsın ders, nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters...Tefekkürle teslimiyetle kalın. Hayırlı Cumalar Türkiye’m! Muhsine bir kul...