KARAOĞLAN PARKI’NIN BU HALİ YENİ DEĞİL Kİ!

 Antalya’nın durumu içler acısı perişan. Bu kimi zaman trafik kimi zaman da karşımıza başka bir sorun olarak çıkıyor. Ya çöp ya da şehrin gözbebeği parkların hali hal-i pür melal.

Daha öncede defaten bu köşeden halk dilinde Karaoğlan, orijinal adı Karaalioğlu olan parkın durumunu gündeme getirdim. Yakın bir tarihte de burada çay bahçesi için yapılan ağaç katliamını ele almıştım.

Burada yapılan birçok işlemden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in haberinin bile olmadığına dikkat çekmiş ve ekibinin kendisine ihanet ettiğini iddia etmiştim.

Yanılmadım. Çay bahçesi için yapılan ağaç katliamından Başkan Böcek’in haberinin olmadığı ortaya çıkmış ve yapılacak çalışmalar iptal edilmiş, kesilen daha doğrusu katledilen ağaçların da yerine yenileri dikilmişti.

Lakin Antalyalıların gözbebeği bu parkta kıyım, katliam, pislik, çirkinlik ve adına ne derseniz deyin bir sürü olumsuzluk bir türlü bitmedi, bitirilmek istenmedi. Her gün yenisi eklendi.

Burası aynı zamanda her gün binlerce yerli ve yabancı turistin uğrak noktası. Parkın girişinde Büyükşehir Belediye Başkanı’nın temsil makamı, Yıldız Kenter Sahnesi ve bir de müze olan tarihi bina var.

Yani burada olup bitenler için birilerinin, “Vallahi görmedik, haberimiz olsa gereğini yapmaz mıydık” deme gibi bir lüksleri yok. Hoş her yer kamera dolu ve sürekli gözetleniyor sözde!

Tabi Başkan Böcek bugünlerde başka işlerle meşgul olduğu için buraların temizliğiyle uğraşacak hali yok. Sonuçta bir ekip var onlarda bu işler için var ama onlarda hava sıcak diye klimalı odalarından çıkıp çevreye bakamıyorlar.

Hal böyle olunca hafta sonunda da bu canım parkta yine istenmedik, eskiden görmeye alışkın olmadığımız, son zamanlarda ise görmeye alıştığımız çirkin görüntüler ortaya çıkmaya devam ediyor.

Karaalioğlu Parkı hafta sonu ağırladığı konuklarından arta kalan çöpler yetersiz kalan konteynerler nedeniyle etrafa saçıldı, çöp dağları oluştu. Bu görüntülerde duyarlı vatandaşlar tarafından görüntülenip sosyal medyada paylaşıldı.

Hem de, “Antalya'ya yakışmıyor! Karaalioğlu Parkı ne hale gelmiş yazık!” ifadeleri ile. Bir başka vatandaşın Atatürk Parkı’nın da çöplerden geçilmediğine dikkat çekmesi ilginçti.

Ben onu bunu bilmem. Bu görev kiminse gereğini yerine getirmeli. Getirmezseniz artık vatandaş biz gazetecilerden bile önce sosyal medyada paylaşıp ipinizi pazara çıkarıveriyor.

Ortaya çıkan manzara karşısında ben, “Acaba dünya şehri Antalya bunu hak ediyor mu?” diye kendi kendime soruyorum. Bu sorunun cevabını da Büyükşehir yetkililerinden bekliyorum. Sosyal medya ekibinin uyduruk, klasik cümlelerle vatandaşa verdiği cevaptan daha ciddi şekliyle.

Ha unutmadan, buradaki dilenci, falcı ve seyyar satıcı sorununu da unutmayalım. Hele hele sahipsiz başı boş köpeklerin etrafa saçtığı korkuyu göz ardı etmeyip acilen çözüm bulalım.

Yoksa yarın öbür gün Büyükşehir Başkanı Muhittin Böcek temsil makamına gelirken çöp kokusundan kurtulmak için maske takmak zorunda kalacak. Veya köpek paçandan ısıracak!

İşte o zaman yandı gülüm keten helva.

ALAVERE DALAVERE!

Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri biteli neredeyse 2 aya yakın zaman oldu. Cumhur İttifakı yoluna devam ediyor. Ama Millet İttifakı paramparça oldu. Bunu herkes biliyor.

Lakin CHP ise bırakın paramparça olmayı darmadağın. Genel Merkez’de işler karışık. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu koltuğunu koruma uğruna en yakınındaki adamlarını bile harcadı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ayrı, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ayrı bayrak açmış durumda Kılıçdaroğlu’na. CHP medyası birbirine düşmüş.

Ankara’da durum bu da Antalya’da sanki çok mu farklı? 3 Temmuz’da başlayan ilçe kongreleri nedeniyle delege belirleme ve yönetim belirleme telaşı var. Buralarda da koltuk kavgası var anlayacağınız!

Hafta sonunda Antalya merkezli Gün Haber internet sitesinde Dursun Gündoğdu, “Günün 'Siyasi' çakalı kimin adamı?” başlıklı bir yazıyı kaleme aldı ve CHP’de yaşananları anlattı.

Konyaaltı’nda Gürsu ve Akkuyu mahallerindeki delege geçiminde yaşanan alavere dalavereyi gözler önüne sermiş.

Mevcut ilçe başkanı Onur Duruk sarı, Ayhan Zor beyaz, Demet Meral Gündüz ise kırmızı liste ile üyelerin karşısına çıkmış. Sarı yani Duruk, listesine önümüzdeki ay başkan adaylığında kendisine rakip çıkan Ayhan Zor’u da yazmış.

Yani Onur Duruk, kendisine karşı liste çıkaran ve rakibi olan birini delege seçtirmek için listesine yazmış! Diğer adayların adı yok. Onların listesinde de böyle bir gariplik yok.

Senaryolar farklı farklı. Kimisi, “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” sözünü ortaya koyuyor kimisi, “Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü” diyor. Kimisi de bu işte “Bir çakallık var” olarak yorumluyor.

Kim kimdir, çakal kimdir kurt kimdir, enişte kimdir, tavuk kimde kaz kimde bilemem. Lakin Gündoğdu’nun dediği gibi “Bu işti bir çakallık” var. Hatta “Çakal” da belli gibi.

Yaşanana bakınca CHP’de değişim isteyen çok değişen bir şey yok. Eskiden olduğu delege seçimi ve delegelerin oy kullanma sistemi de ‘Eski hamam eski tas’ misali.

Her belediye başkanı, ‘Alavere dalavere’ ile kendine göre bir ilçe başkanı seçtirmenin derdinde. Ankara’da kendi derdine düşmüş. Antalya’da ne olmuş ne bitmiş kimin umurunda.

Eeee böyle olunca da kaybeden kim? Koskoca Antalya öyle değil mi?