KAPI SÜSLERİ TÜM AVRUPA’YA DAĞITILIYOR
Avrupa ülkelerinin yılbaşı hazırlıklarının vazgeçilmezi kapı süsleri, Antalya’nın Aksu ilçesinde hazırlanıyor. Hollanda’ya giden kapı çelenkleri oradan tüm Avrupa pazarına dağıtılıyor.
Avrupa ülkelerinin yılbaşı hazırlıklarının vazgeçilmezi kapı süsleri, Antalya’nın Aksu ilçesinde hazırlanıyor. Hollanda’ya giden kapı çelenkleri oradan tüm Avrupa pazarına dağıtılıyor.
3 ila 5 Euro arasında satışı gerçekleşen kapı çelenklerinin 40 bin adetini tamamladıklarını belirten Ziraat Mühendisi Emine Aladağ, hedeflerinin yılbaşına kadar 100 bin adet çelenk yapmak olduğunu söyledi.
İÇ PİYASADA SATILMIYOR
Günde bin ile bin 500 arasında üretilen kapı çelenkleri Avrupa pazarında yerini alarak, özel marketlerde satılıyor. Avrupa’ya ihraç edilen bu ürünün öncülerinden biri olan Emine Aladağ, süper marketlerde özel stantlar kurularak ürünlerinin satıldığını ifade etti. Aladağ, “Ülkemizde ki büyük marketler plastik, boyalı çelenkleri ithal ediyor ve iç piyasa da ürünümüz satılmıyor” dedi.
“HOLLANDA’DAN AVRUPA PAZARINA”
15 yıldır eşiyle birlikte kurdukları firmada hizmet verdiklerini kaydeden Emine Aladağ, “Şu an yılbaşı için kapı süsleri ve çelenkler yapıyoruz. Kesme çiçek üretiyoruz. Bu çelenkler Hollanda’daki çiçek kooperatifine ve özel müşterilerimize gidiyor. Biz sadece Hollanda’ya gönderiyoruz oradan Avrupa pazarına dağıtımı yapılıyor” şeklinde konuştu.
“HEDEF 100 BİN ADET KAPI ÇELENGİ”
Günde bin- bin 500 adet üretim yaptıklarını belirten Emine Aladağ, “Ürünlerimizin satış fiyatı 3 Euro ile 5 Euro arası değişiyor. Modeline, içerisinde kullanılan malzemeye ve çapına göre fiyatı değişiyor. 40 bin civarında çelenk yaptık, yılbaşına kadar 100 bin adet yapmayı hedefliyoruz. İklim şartlarına bağlı olarak bu sayı azalıp artabilir. 10 sabit personelimiz var. Evden çalışan kadınlarımız var. Evlerine ürün temin ediyoruz. Evde çelenkleri yapıyorlar, biz onlardan satın alıyoruz” dedi.
“RUH HALİMİZ ÇELENKLERE YANSIYOR”
Kullanılan ürünlerin tamamen doğadan elde edildiğini ifade eden Emine Aladağ, “Çelenklerimiz de iki çeşit malzeme de kullanıyoruz, 15 çeşit malzemeyle de yapıyoruz. Kullanılan ürünler tamamen doğadan. O günkü hayal gücümüzle yada ruh halimize bağlı önümüze bir model gelebiliyor. Çelenkleri yapan arkadaşlarımızın hayal gücüne bağlı plansız yürüyen bir iş aslında. O gün ki mutluluğumuz yada hüznümüz o modele yansıyabiliyor” diye konuştu.
“DAĞ KÖYLÜSÜ İÇİN KAZANÇ KAPISI”
Çelenk yapımı için kullandıkları malzemeleri dağ köylülerinden temin ettiğini kaydeden Emine Aladağ, “Bizim bu işe başlamamızın sebebi, plastik ürünler ve yapay çiçekler piyasada moda olmuştu. Bunların ortadan kalkması için yapılan bir çalışma bu. Bizde Antalya’nın her yerinde bu bitkilerden var ve insanlar için büyük bir kazanç kapısı. Akseki’nin bir köyünden bu sene yüklü miktarda mal aldım. Aldığım kişiler içinde evinin çatısını yaptıracak teyze de vardı, oğlunu evlendirecek amca da. İki ay içerisinde bunlar doğada bulunuyor. Dağ köylüsü bunu iki ay içinde toplayıp, kurutup satıyorlar. Onlar için kazanç kapısı. Köylüler bundan dolayı çok mutlu” ifadelerini kullandı.
“SULAK ARAZİLER KULLANILSIN BU SEKTÖR DEVAM ETSİN”
Tarım arazilerinin köylülere kiraya verilmesinden yana olduğunu söyleyen Emine Aladağ, “Bizim öyle imkanımız yok. Şehir merkezinde işletmelerimiz olduğu için dağlara çıkma şansımız yok. Ama dağ köylülerinde çok güzel işler yapan kadınlarımız var. Ormandan toplamak başka bir şey kendi bahçesin de yetiştirmek başka bir şey. Burada görünen bütün otlar yetiştirilebilir ve ekonomiye kazandırılabilir otlar. Onlar yetiştirirse bizde burada işlemesini sürekli yaparsak güzel bir sektör olur. Devletimizden dağ köylülerine sulak arazileri kullanmaları konusunda ricada bulunuyorum” şeklinde konuştu.
“HAYVANINI OTLATMAK İSTİYOR”
Bir yıl boyunca yaptıkları çalışmalardan da bahseden Emine Aladağ, “Yılbaşı, Paskalya, Anneler Günü, Babalar Günü, Cadılar Bayramı, Sevgililer Günü için hazırlıklarımız var. İyi ki bu günler var, o günler için biz iş yapıyor ve para kazanıyoruz. Buradan biri bu ürünleri görünce hayvanını otlatmak istiyor. Onlara göre bu ürünler saman. Bunlara neden para bağladığımı soruyorlar. Benim burada bir sezonluk yatırımım var” diye konuştu.
“NEDEN TÜRK MALI SATILMIYOR ANLAMIYORUM”
İç piyasaya ürün satamadığını dile getiren Emine Aladağ, “Bunu geliştirmek isterim. Benim ülkemde büyük marketler bunu ithal ediyor ama ben buradan dünyaya ihraç ediyorum. O dengeyi sağlayabilirsek ithal etmek yerine bizdeki ürünleri satabiliriz. Hollanda ve Avrupa’da ki birçok süper market özel stant kurarak bizim ürünlerimizi satıyor. Ben ülkemde satamıyorum. Bunun yerine plastik, boyalı yurt dışından gelen ürünler satılıyor. Neden Türk malı satılmıyor anlamıyorum” açıklamalarında bulundu.
İHA
İklim değişikliğinin tarım üzerine etkilerini ve alınması gereken önlemleri anlatan Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde Türkiye tarım sigortaları kapsamında çeşitli tehditlere karşı üreticilere hükümet 10 milyar liralık bir ödeme yaptı. Ürününü garanti altına almak isteyenlerin tarım sigortası mutlaka yaptırması gerekiyor” dedi.
Türkiye’de ve dünya genelinde iklim değişikliğinin tarımsal üretimi ciddi şekilde etkilediğini belirten Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, iklim değişikliğinin Akdeniz Havzası’nı fazlasıyla etkilendiğini vurguladı. Özçatalbaş, “1 ile 4 santigrat derecelik bir artış söz konusu. Ancak 1 santigrat derecelik artış bile tarımsal faaliyetlerde önemli sınırlamalara yol açabiliyor” dedi.
Türkiye'den 114 ülkeye yılın 9 ayında 1 milyar 160 milyon dolarlık meyve ihracatı yapıldı.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumunun (TUİK) açıkladığı Ağustos ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE'nin Ağustos ayında aylık yüzde 1.39 ilan edildiğini belirten Çandır, “Bu rakam, endeksin ölçülmeye başladığı 2015 yılından itibaren Ağustos ayları ortalamasının (2.00) yaklaşık yüzde 30 altında olmuştur. Uzun bir aradan sonra ilk defa ortalamanın altında bir aylık tarımsal girdi fiyat endeksi düşüşü ilan edilmiştir” dedi.
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) Müdürü Abdullah Ünlü Toprağın Sesi programının konuğu oldu. Müdür Ünlü kurum olarak sektör ve paydaşlara öncülük etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Türkiye'nin tohumculuk sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Akdeniz Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Türkiye’nin, tohumculuk sektöründe dışarıya bağımlı bir ülke olmadığını belirterek, aksine ihraç eden bir ülke olduğunu vurguladı.
Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Isparta ve Burdur illerinde Şubat-Nisan dönemi özelinde ciddi kuraklık belirtileri gözlemlendiğini belirerek, kuraklık durumuna karşı alınması gereken önlemleri aktardı. Şube, yağışlarda geçen yılın Nisan ayına göre yüzde 70 azalma yaşandığını vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tayvan'a nitrofuranlı yumurta gönderildiği iddialarını araştırmak üzere inceleme başlatıldığı açıkladı.
Antalya’da 20 dönüm örtü altı alanda yıllık 50 bin paket tohum üretimi yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 7 türde 50 çeşit tohumu 16 ülkeye ihraç ediyor. Uzun, “Antalya’da ilerleyen yıllarda seralarda belki de yemek için domates üretilmeyecek. Tamamen tohumluk üretilecek. Çünkü biz tohumluk ürettiğimiz zaman birim alandan 10 katı daha fazla kazanabiliriz. Bunu bugün günümüzde Hindistan başarmış durumda. Sektörümüze teşvik alabilirsek hem istihdama katkıda bulunuruz hem de ülkemizin ihracatına katkıda bulunuruz” dedi.
Antalya’nın Serik ilçesinde sabahın erken saatlerinde seraya giren kadınların mavi yemiş (blueberry) mesaisi başladı. Saksılardan tek tek toplanan mavi yemişlerin 125 gramı 45 liradan alıcı buluyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz