Kansere karşı proton terapisi
Akdeniz Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, kanserde yeni bir tedavi yöntemi olan Proton’un, doğrudan kanser hücrelerini hedef alarak yok edici özelliğiyle binlerce kişinin tedavi edilerek sağlığına kavuştuğunu açıkladı.
Akdeniz Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, kanserde yeni bir tedavi yöntemi olan Proton’un, doğrudan kanser hücrelerini hedef alarak yok edici özelliğiyle binlerce kişinin tedavi edilerek sağlığına kavuştuğunu açıkladı.
Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, ışın tedavisi (Radyoterapi) konusunda kanseri tam 12'den vuran yeni bir yöntem olan Proton tedavisi hakkında bilgiler verdi. Son yıllarda kanser tedavisinde kaydedilen önemli gelişmeler sayesinde, kanser tanısının artık ölüm fermanı yerine geçmediğini kaydeden Prof. Dr. Yavuz, "Umut veren gelişmelerin başında yan etkileri daha az ve kanseri yok edici etkileri daha fazla olan, doğrudan yalnızca kanser hücrelerini hedef alan yeni ilaç ve ışın tedavisi yöntemleri geliyor" dedi.
Radyoterapide hedefin tümörlü dokunun yok edilmesi ve bu sırada da normal dokuların korunması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, tedavinin bir ile 8 hafta arasında değiştiğine değindi.
Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, iyonlaştırıcı ışın kullanılarak kanser hastalığının tedavisinin yapıldığını belirterek, "İyonlaştırıcı ışınların biyolojik etkisi, kanser hücresinde DNA hasarı ve ölüm oluştururken, civar normal dokularda en fazla tamir edilebilir düzeyde geçici yan etki oluşturmak şeklindedir. Verilecek radyasyonun toplam dozu küçük ve eşit dozlara bölünerek, günlük seanslar halinde haftanın 5 günü uygulanır. Tedavi süresi 1 günden 8 haftaya kadar değişebilen uygulamalar mevcuttur. Burada, ışın tedavisinin günlere bölünmesinin nedeni tümöre komşu olduğu için ışından etkilenecek normal dokuların seanslar arasında toparlanması içindir" diye konuştu.
HEDEFİ TAM 12’DEN VURUYOR
Klasik foton ışın demetinin vücuda girdikten sonra tümöre ulaşıncaya kadar vücutta yüksek dozlarda radyasyon bıraktığına dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, proton ışınlarında durumun öyle olmadığını belirtti.
Prof. Dr. Yavuz, "Proton ışınları dokuda ilerlerken tümörün ön kısmında ciddi bir radyasyon bırakmaz, yani tümöre varana kadar bir nevi pas geçer ve sadece tümörlü bölgede gerekli olan yüksek dozda radyasyonu bırakır. Tümörün arkasında da hiç bir radyasyon dozu oluşmaz. Normal dokular için en güvenli kanser ışınlama yöntemidir" diye konuştu.
"YÜZ BİN HASTADA BAŞARILI SONUÇ"
Son 40 yıl içerisinde dünyada 100 bin hastanın proton tedavisiyle sağlığına kavuştuğunu işaret eden Prof. Dr. Yavuz, "Yeni bir teknoloji olan proton tedavisi ile ilgili dünyada en fazla tecrübe edilen tümörler şu anda beyin ve sinir sistemi tümörleri, kafa kaidesi tümörleri, göz tümörleri, baş-boyun kanserleri, akciğer kanserleri, yemek borusu kanserleri, karaciğer ve pankreas gibi sindirim sistemi kanserleri, prostat kanseri, yumuşak ve bağ doku tümörleri, lenf bezi kanserleri ve en önemlisi de çocukluk çağı kanserleridir diyebilirim. Şu ana kadar dünya genelinde son 40 yılda 100 binden fazla kanser hastası proton demetleri ile tedavi edilmiş durumdadır" ifadelerine yer verdi.
Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, ışın tedavisi (Radyoterapi) konusunda kanseri tam 12'den vuran yeni bir yöntem olan Proton tedavisi hakkında bilgiler verdi. Son yıllarda kanser tedavisinde kaydedilen önemli gelişmeler sayesinde, kanser tanısının artık ölüm fermanı yerine geçmediğini kaydeden Prof. Dr. Yavuz, "Umut veren gelişmelerin başında yan etkileri daha az ve kanseri yok edici etkileri daha fazla olan, doğrudan yalnızca kanser hücrelerini hedef alan yeni ilaç ve ışın tedavisi yöntemleri geliyor" dedi.
Radyoterapide hedefin tümörlü dokunun yok edilmesi ve bu sırada da normal dokuların korunması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, tedavinin bir ile 8 hafta arasında değiştiğine değindi.
Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, iyonlaştırıcı ışın kullanılarak kanser hastalığının tedavisinin yapıldığını belirterek, "İyonlaştırıcı ışınların biyolojik etkisi, kanser hücresinde DNA hasarı ve ölüm oluştururken, civar normal dokularda en fazla tamir edilebilir düzeyde geçici yan etki oluşturmak şeklindedir. Verilecek radyasyonun toplam dozu küçük ve eşit dozlara bölünerek, günlük seanslar halinde haftanın 5 günü uygulanır. Tedavi süresi 1 günden 8 haftaya kadar değişebilen uygulamalar mevcuttur. Burada, ışın tedavisinin günlere bölünmesinin nedeni tümöre komşu olduğu için ışından etkilenecek normal dokuların seanslar arasında toparlanması içindir" diye konuştu.
HEDEFİ TAM 12’DEN VURUYOR
Klasik foton ışın demetinin vücuda girdikten sonra tümöre ulaşıncaya kadar vücutta yüksek dozlarda radyasyon bıraktığına dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, proton ışınlarında durumun öyle olmadığını belirtti.
Prof. Dr. Yavuz, "Proton ışınları dokuda ilerlerken tümörün ön kısmında ciddi bir radyasyon bırakmaz, yani tümöre varana kadar bir nevi pas geçer ve sadece tümörlü bölgede gerekli olan yüksek dozda radyasyonu bırakır. Tümörün arkasında da hiç bir radyasyon dozu oluşmaz. Normal dokular için en güvenli kanser ışınlama yöntemidir" diye konuştu.
"YÜZ BİN HASTADA BAŞARILI SONUÇ"
Son 40 yıl içerisinde dünyada 100 bin hastanın proton tedavisiyle sağlığına kavuştuğunu işaret eden Prof. Dr. Yavuz, "Yeni bir teknoloji olan proton tedavisi ile ilgili dünyada en fazla tecrübe edilen tümörler şu anda beyin ve sinir sistemi tümörleri, kafa kaidesi tümörleri, göz tümörleri, baş-boyun kanserleri, akciğer kanserleri, yemek borusu kanserleri, karaciğer ve pankreas gibi sindirim sistemi kanserleri, prostat kanseri, yumuşak ve bağ doku tümörleri, lenf bezi kanserleri ve en önemlisi de çocukluk çağı kanserleridir diyebilirim. Şu ana kadar dünya genelinde son 40 yılda 100 binden fazla kanser hastası proton demetleri ile tedavi edilmiş durumdadır" ifadelerine yer verdi.