Kalp krizinde 40 yaş uyarısı

Son dönemde sıkça duyulan kalp krizleri ile ilgili konuşan Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Özerdem, kalp hastalıklarında genetik faktörlerin ilk sırada olduğunu söyledi. Özerdem, “Bir bireyin ailesinde kalp hastalığı öyküsü varsa, mutlaka yılda bir defa kan testleri yaptırmalı ve 40 yaş sonrası kalp kontrollerine başlamalıdır” dedi.

Lider Haber TV ekranlarında Selda Kuzu’nun hazırlayıp sunduğu Sağlık Sohbetleri programına konuk olan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Özerdem, son dönemde sıkça gündeme gelen kalp krizi ve damar hastalıkları hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özerdem, “Kalp hastalıklarının tek bir sebebi yok, ama en başa genetik faktörleri yazarım” diyerek dikkat çekti. Kalp damar hastalıklarının yalnızca bir nedene bağlı olmadığını vurgulayan Özerdem, “Damar hastalıkları sistemik seyreder. Ateroskleroz dediğimiz damar sertliği; yaş, cinsiyet, beslenme biçimi, sosyal yaşam ve genetikle şekillenir. Ancak stres, sigara ve genetik yatkınlık bu üçlü, en başat riskler arasında yer alır. Birinci sıraya koyacaksam da genetik faktörlerdir. Çünkü genetiği yatkın olan insanlarda damar hastalıkları çok daha fazla ailevi geçiş gösterir” dedi.


“KADINLAR, MENOPOZ SONRASI DAHA DİKKATLİ OLMALI”

Kadınlarda kalp hastalıklarının menopoz sonrası daha belirgin hale geldiğini ifade eden Özerdem, “Hormon dengesi, tansiyon yüksekliği, duygusal dalgalanmalar ve kan yağlarının bozulmasıyla birlikte kalp sağlığı kadınlar için daha hassas bir hale geliyor. Özellikle menopoz sonrasında da biraz şikayetlerinde artma oluyor. Hanımlarda tansiyon yüksekliği, emosyonel durum bozukluğu, metabolizmanın bozulmasına bağlı kan yağlarında bozulmaları. Onlara hanımların özellikle menopoz sonrasında biraz daha fazla dikkat etmesi gerekir” diye açıklamada bulundu.


40 YAŞINDAN SONRA RUTİN KONTROLLER ŞART!

Toplumda önlem alma bilincinin henüz yeterli düzeyde olmadığını belirten Doç. Dr. Özerdem, “Bir bireyin ailesinde kalp hastalığı öyküsü varsa, mutlaka yılda bir defa kan testleri yaptırmalı ve 40 yaş sonrası kalp kontrollerine başlamalıdır. 40 yaşından sonra herkesin zaten ciddi olarak bir kalp muayenesinden geçmesi lazım. 40 yaşından sonra çünkü bu çok daha artma eğiliminde” diye konuştu.


“KARDİYOLOJİ İLE HAREKET EDİYORUZ”

Cerrahiye başvurmadan önce tüm olası tedavi yöntemlerinin değerlendirildiğini söyleyen Özerdem, “Kardiyolojiyle bir ekip gibi çalışıyoruz. Hastaları birlikte değerlendirip, birlikte karar veriyoruz. Cerrahi en son tercihtir. Kardiyoloji açabilecekse, kardiyologlar açabilecekse açmalılar zaten. Yani biz de cerrahlar olarak hastaları çok fazla böyle ameliyat edelim, aman derdinde olan kişiler de değiliz yani.  Bir hastayı eğer kardiyolog arkadaşım tedavi ederse zaten edebiliyorsa bizi hiç görmüyor hasta. Ne zaman ki kardiyolog ben artık yapacaklarım burada sınırlı. Bundan sonrasını cerrahi yapsın derse o hastayı biz görüyoruz” dedi.


BYPASS SONRASI YAŞAM ŞEKLİ BELİRLEYİCİ

Bypass olmuş bir hastanın normal yaşantısına ne kadar sürede dönebileceğini anlatan Özerdem, “Ameliyat sonrası 1-2 gün yoğun bakımda kalıyor hastalar. Taburculukla iş bitmiyor. İyileşme sürecinde yaşam tarzı değişikliği, düzenli kontroller ve ilaç kullanımı hayati önem taşıyor” diyerek hastalara önemli uyarılarda bulundu. Özerdem, “Sağlıklı olanın hastanın hastaneden evine gidebileceği en erken zamanda göndermek bizim kliniğimizde uyguladığımız da bu. Ama bundan sonra da Bazı komplikasyonlar gelişebiliyor hastalarda. Birinci hafta taburcu olduktan sonra, 10 gün sonra ya da bir hafta sonra hastanın durumuna göre geri çağırırız. Kontrollerini yaparız. Eğer almamız gereken direndik işleri varsa, küçük dikişler varsa onları alırız. Hasta bizi görür. Biz hastamızı görürüz. Ondan sonraki dönemde de bir ay sonra tekrar çağırırız. Birey içinde de çünkü nadir de olsa komplikasyonlar gelişebiliyor” diye belirtti.