KADINA ŞİDDETİN ÖTEKİ YÜZÜ

Kadına yönelik şiddet denildiğinde, genellikle erkeğin kadın uyguladığı her türlü şiddet akla gelirken ve toplumsal algı olarak “kadına şiddet” kavramı erkekle eşdeğer tutulurken, bu bakış açısı konuya cinsiyetler üstü bakabilmemizi ve soruna insani bir bakış açısı ile yaklaşmamızı engellemekte, hatta kadına yönelik yapılan pek çok şiddet türlerini görmemizi engellemektedir. “Kadına şiddet” kavramı sadece erkeğin kadına uyguladığı şiddeti içermekten çok daha öte bir kavramdır ve pek çok yönden konuyu değerlendirmek, sorunu insani bir sorun olarak değerlendirmek gerekmektedir.

***

Kızının eline erkek eli değdi için “namus temizleme” adına kızının ölümüne göz yuman anneler, çoğu zaman olumsuz sonuçlara kadar ulaşan gelin kaynana ya da gelin görümce çekişmeleri, birbirleri ile yarışa giren elti çatışmaları, tacize uğrayan bir kadın için bir başka kadının “kısa etek ve askılı giyiyordu, hak etti” ifadesini kullanması, ya da başı kapalı bir kadın için bir başka kadının “medeniyetsiz ya da modern değil” bakış açısı daha fazlası, çevremizde çok sık karşılaştığımız kadının bir başka kadına yaptığı psikolojik şiddet içerikli davranışlardır.

***

Özgüveni olmayan bir kadın, çevresindeki tüm güzel kadınları potansiyel bir tehlike olarak görebilir ve ona zarar vermek ya da onu çevresinden uzaklaştırmak için zarar verici davranışlarda bulunabilir. Evli bir erkekle birlikte olan bir kadının da, dolaylı yoldan da olsa zarar verdiği diğer kişi yine hemcinsidir. Çünkü bu durum diğer kadının mutsuzluğuna sebep olabilmektedir.

***

Tüm bu davranışlar bir kadının diğer kadına yönelik gerçekleştirdiği zarar verici eylemlerdir. Toplumda, sosyal medyada ya da pek çok ortamlarda “kadına şiddet” kavramına dikkat çekerken, aslında kadına yönelik şiddetin yine hemcinsinden, bir başka kadından geldiğine de farkındalık kazanmak, kadına genel olarak uğradığı şiddet olgusu açısından büyük önem taşımaktadır.

***

Alan yazında özellikle iş hayatında kadının kadına yönelik uyguladığı şiddet içerikli davranışları tanımlayan “Kraliçe Arı Sendromu”, kadının son yıllarda iş hayatında daha fazla yer edinmesi ile birlikte, kadınların en büyük düşmanlarının yine kendi hemcinsleri olduğunu ve kadınlar arasındaki rekabetin kadınların kariyerlerindeki önemli bir engel olduğuna dair kavramları içinde barındıran bir kavramdır.

***

Genellikle iş ortamında cinsiyetçi davranışların çoğunlukla erkeklerden geldiği varsayımı ile birlikte, araştırmalar, erkek egemen toplumlarda başarılı kadınların, kadın astlarının ilerlemesinde çoğunlukla olumsuz rol oynadıklarını göstermektedir. Kariyerinden üst pozisyondaki kadınların diğer kadınların kariyer fırsatlarını geliştirmek yönünde destekleyici tutum sergilemeleri beklenirken pek çok çalışma, üst pozisyondaki kadınların kadın astlarının kariyerlerini yükseltme girişimlerini desteklemekten ziyade karşı çıktıklarını göstermiştir (Derks ve ark., 2011).

SON SÖZ

Yani Kraliçe Arı Sendromu, erkek egemen bir ortamda kadın otorite konumundaysa, diğer kadınlara daha eleştirel ve örtük şekilde zarar verici davranışlar sergileyen kadını tanımlamaktadır.