KADINA ŞİDDET VE ÜTOPYA

Yine geldik, “kadına şiddet” konusuna..

Biliyorsunuz; 25 Kasım, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü”..

“Niye böyle bir gün belirlenmiş” gibi klasik konuları geçelim..

Kafamıza sokmamız gereken en önemli şey; “sadece kadına şiddete” değil, kime uygulanıyorsa ŞİDDETİN BİZZAT KENDİSİNE KARŞI ÇIKMAK olmalıdır..

Bunun için yapılacaklar da bellidir..

Aileler çocuklarını büyütürken, yetiştirirken, eğitim verirken, özetle hayata hazırlarken “ŞİDDET” uygulamayacaklar..

Özellikle ailenin KADINLARI..

Anne, abla, anneanne süpürgenin sapını, terliği, maşayı-değneği ellerine bile almayacaklar..

Ve eğer babalar ve ağabeyler şiddet uyguluyorsa..

Gözlerini karartacak ve güvenlik güçlerine ailenin içinde şiddet olduğunu anlatıp, önlem alınmasını isteyecekler..

Böylece “şiddetsiz yeni bir nesil” yetişecek..

Ve onlar da büyüyünce kadına da, başkalarına da ŞİDDET uygulamayacak..

İstisnaları hariç tabii..

Formül bu..

“Olmaz, bu bir ütopya” diyorsunuz, değil mi?

Evet, bunun ütopik bir düşünce olduğunu, gerçekleşmesinin mümkün olmadığını  ben de biliyorum..

Ama, bildiğim bir şey daha var;

Bunlara “gerçekleşemez” diyorsanız, ŞİDDETİ önlemek de gerçekleşemez..

Çünkü..

Yapılan araştırmalar, şiddet uygulayan yetişkinlerin büyük bir çoğunluğunun, “çocukken şiddet mağduru” olduğunu gösteriyor..

Bugün için dünya kadar “NUTUK” atılacak yine..

“Kadına şiddeti önleme” konusunda koca koca, süslü süslü laflar edilecek..

Ve ERKEKLERE LANET OKUNACAK, değil mi?

Peki, “çocuklara en çok şiddet uygulayanların” KADINLAR olduğu gerçeğini ne yapacağız?

Üstelik KADINLAR sadece fiziki şiddet değil, hem çocuklarına hem de eşlerine “psikolojik şiddet”in en şiddetlisini uyguluyor..

Bunları göz ardı edebilir miyiz?

Yapmayın..

ŞİDDET sadece Türkiye’nin değil, bütün dünyada İNSANLIĞIN bir sorunu..

Toplumları KADINLAR-ERKEKLER arenasına çevirmeyelim..

Dayanaşacaksak, ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜNE “hep birlikte” karşı çıkalım, gereğini yapalım..

Şiddeti “siyasi malzeme” haline getirip, ipleri daha da germeyelim..

“HUZUR” hepimize lazım..

…………………………

GONG

“Cumhurbaşkanımızın açıklamasından sonra Arınç’a düşen görev, istifasıdır..

Eğer istifa olmazsa Cumhurbaşkanımızdan beklentimiz, azlidir..

Artık bu mesele, AK Parti için kapanmalıdır..”

ŞAMİL TAYYAR

 

………………………..

BİR KADININ “ERKEK” İTİRAFI

“Eşitlik ve özgürlük” feryatlarıyla kadına o kadar çok hak ve üstünlük verildi ki..

Erkekler, “ikinci sınıf vatandaş” durumuna düştü..

Ne zaman “şiddet, taciz” olayı olsa, hep erkekler suçlandı..

Dünyada zaten “kadın egemen toplum”lar hüküm sürüyordu, bu durum daha da ağırlaştı..

Kadınlar annedir, cennet onların ayağının altındadır..

Tamam da; erkekler de babadır, ama nedir, hiç düşündünüz mü?

17 yıllık evli bir KADIN, bunu –özetle- şöyle anlatmış:

“Erkek eşine, kızına, kız kardeşine, annesine, babasına, torununa vermek için sahip olduğu her şeyi feda edip, vazgeçer..

Birkaç işte çalışmak zorunda kalsa ve bu sağlığına mal olsa dahi, sürekli mücadele eder..

Ama, sonunda yine kabak onun başına patlar..

Biraz eğlenmek için gezmeye çıksa, SORUMSUZ BİRİ oluverir..

Evde kalsa, TEMBEL olur..

Anneye eğilse SUÇLU olur, eşine eğilse yine SUÇLU olur..

Aile için, BABA İYİ OLDUĞU SÜRECE bütün dünya iyidir..

Bir gün, hatta bir saat İYİ olmasa, o baba DÜNYANIN EN KÖTÜ İNSANI oluverir..

Özetle..

İstisnalar hariç ERKEK olmak zordur, BABA olmak daha zordur..

Bunu bütün KADINLAR ANLAMALI..”

25 Kasım için NUTUK atacaklara takdimimdir..

…………………….

TRAFİK

Hız, yapacağınız son hatanız olabilir..