KADIN, ERKEĞE VE HAYATA YÖN VERENDİR
Bu hafta sonu sizleri –yine- biraz düşündüreceğim..
Yaklaşık iki hafta sonra, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” kutlanacak..
25 Kasım Çarşamba günü..
Yani; 1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla BM Genel Kurulu kararı ile ilan edilen, “üç kız kardeşin vahşi ce öldürüldüğü” gün..
Göreceksiniz..
Her yıl olduğu gibi..
Yine basın açıklamaları yapılacak..
Yine toplantılar, seminerler düzenlenecek..
Yine bir sürü kişi “koca koca ve süslü laflar” edecek..
Ve böylece..
“Kadına yönelik şiddetin önlenmesi”ne katkıda bulunduklarını, farkındalık yarattıklarını zannedecekler..
…
Oysa..
Yıllardır yapılan bütün bu etkinlikler ve konuşmalara rağmen, “kadına şiddet” konusunda bir arpa boyu yol alınamamış/alınamıyor..
Niye alınamıyor?
Çünkü “şiddet”in değil, “kadına şiddet” diye yapılan “negatif ayrımcılığın” önüne geçilmeye çalışılıyor..
Çünkü, “kadın-erkek çatışması” sürekli körükleniyor..
Çünkü, erkek “erkekliğini” kadın “kadınlığını” bilmiyor, kimliğinden uzaklaştırılıyor..
Hatta..
Kadınlar erkekleşiyor, erkekler kadınlaşıyor..
Ve şiddetin aslında “kadına mı yoksa erkeğe mi yönelik” olduğu belli bile olmuyor..
Üstelik, “şiddet”i sadece erkek yapmıyor..
Kadınlar (anneler-ablalar) çocuklara erkeklerden (babalar-abiler) çok daha fazla şiddet uygulayan kişiler değil midir?
Ve o şiddete uğrayan çocuklar, büyüdüklerinde en çok şiddet gösterenler değil midir?
…
Bana göre kadın, “toplumun mimarı”dır..
Sanıldığı ve hep söylendiği gibi..
Dünyada, “erkek egemen toplumlar” yoktur, aksine “kadın egemen toplumlar” vardır..
Çünkü..
“Kafası çalışan” her kadın, erkeğe ve hayata yön verendir, yönetendir..
Anne, abla, eş, nişanlı, sevgili…
Erkekleri hep yönlendirmiştir, yönetmiştir..
…
Şunu hep merak ederim;
Kadınların ellerinde böylesine “avantajlı bir durum” varken..
Niye “erkek gibi” olmaya çalışırlar, niye erkeklerle “çatışma” yoluna giderler ki?
……………………….
GONG
Ahmet Davutoğlu..
“Hayatım CHP zihniyetine karşı verdiğim mücadele ile geçti” demiş..
Öyle anlaşılıyor ki..
Davutoğlu ve ekibi bu hızla giderse..
“Yalan, provokasyon ve kirli propaganda” konusunda CHP’yi bile aratacak..
…………………………..
KONUŞTUKÇA OYLARI ERİYOR..
TBMM’de, “25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçilerin kıdem tazminatını ve iş güvencesini yok sayan bir torba yasa tasarısı” varmış..
CHP Antalya İl Başkanı Nusret Bayar, “Hakları gasp edilen emekçilerimizin, işçilerimizin yanındayız” demiş..
Ne güzel söylüyor, keşke öyle olsalar..
…
Ama, gelin “manzaralarına” bi bakalım..
CHP’li belediyeler, seçim biter bitmez binlerce işçiyi kapının önüne koydu..
Haklarını gasp etti..
Çoluk-çocuk hak aramak istediklerinde, CHP’li başkanlar kör ve sağırı oynadı..
CHP’li hiçbir yönetici veya vatandaş, evine ekmek götüremeyen bu emekçilerin yanında olmadı..
Şimdi soralım;
“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz”mış..
Bugüne kadar ne zaman işçi ve emekçinin yanında oldular ki, şimdi olacaklar?
Hala milleti kandırma, göz boyama peşindeler..
…
Yapılan anketlere göre..
Bu CHP yüzde 25’lerden yüzde 17’lere düştü, ama bunlar hala akıllanmadı..
İşleri-güçleri yalan, iftira ve slogan..
Bir gün de “vatandaşa hizmet” için, bir işin ucundan tutun yahu..
………………………
TRAFİK
Alkol algıları köreltir, trafiği kirletir..