KAÇ FIRIN EKMEK YİYORUZ?

Değerli okurlar, malumunuz 17 günlük kapanma sürecindeyiz.

Ne kapanma ama!

Eline bir ekmek alan şehri baştan sona turluyor. Geçtim şehri iki tane genç ta Kaş ilçemizden, Antalya merkeze kadar geliyorlar. Polise yakalandıklarında ise verdikleri cevap ‘’Biz bu mahallede oturuyoruz, sigara almaya çıktık’’...

Ah be gençler! Cahilliğinizin hangisine yanayım? Yasağı delip, taaa Kaş’tan 180 km yol kat ederek Antalya’ya gelme sorumsuzluğunuza mı, yoksa polis abilerinizin sizin adresinizi anında ekranda görebildiğini bilmeyişinize mi?

Oturduğum apartmanın karşısında 128 dairelik bir site var. Sitedeki onlarca çocuk her gün maskesiz mesafesiz birbirleri ile temas halinde oyunlar oynuyorlar. E hadi onlar çocuk diyelim. Ebeveynleri de sitenin kamelyasında maskesiz, mesafesiz bir şekilde oturup çay pasta keyfi yapıyorlar. Hoş! Maske mesafe kuralına dikkat etseler bile, sitenin bahçesine çıkmak da yasak. Ama dinleyen kim!

Sözde aydın, akıllı, gerçekte para babası olan kişilerin kapanma öncesi İstanbul’dan tatil beldelerine akın etmelerine ne demeli? Ya otellerde yapılan partiler?

Hele ki pandeminin başından beri, baş edemediğimiz kumarbazların fırınları, inşaatları, depoları hatta ailesi ile birlikte oturduğu daireleri kumarhaneye çevirip, buraları tıklım tıklım doldurarak salgının yayılma hızına zemin hazırlama aymazlığına nasıl izah getirilir?

Salı günü yasal muafiyet kapsamında olan bir konu nedeniyle kimseye yanaşmadan, bulaşmadan evime adım mesafede olan Aspendos-Termesos ve Perge bulvarlarının kesiştiği Yörükoğlu Kavşağı'ndaydım. Kavşaktaki araç trafiği 17 günlük kapanma öncesindeki durumundan farksızdı.

Yayalara yeşil ışık yanınca karşı kaldırıma koşar adımlarla geçtim. Polis ekipleri Termesos’tan, Aspendos’a çıkan yolu kavşağa yüz metre kala kesmişler. Emekli polis amiri olduğum için ve biraz da merakımdan kontrolleri yaklaşık 10 dakika kadar uzaktan izledim.

İnanın, trafikte seyreden araçların içindeki insanların yarısından fazlası muafiyet kapsamı dışındaydı ve polisler hepsine ceza yazdı!

BU İŞİN ŞAKASI YOK!

Sizlere şahit olduğum bir olayı aktarmak istiyorum;

Bir akrabam iş yerinde virüs kapmış, ama enfekte olduğundan haberi yok. Tabi ki doğal olarak virüsü eşine ve iki çocuğuna da bulaştırmış. Eşi de kısıtlama kurallarını ihlal ederek anne ve babasını ziyarete gitmiş. Virüsü onlara da bulaştırmış. Daha sonra eşinin annesi de yasağa uymayarak diğer kardeşine misafirliğe gitmiş ve o da diğer kardeşine, diğer kardeşi de eşine bulaştırmış.. Şu anda kaç kişiyle daha temas edildi bilinmiyor. Hepsi de karantina altında, psikolojileri bozuk bir halde bekliyorlar. Rabbim şifa versin...

Elimize aldığımız bir ekmek poşetiyle şehri baştan aşağı turlamak yerine, olayın ciddiyetini anlayabilecek hale gelmemiz için illaki fırınlar dolusu ekmek yememiz mi gerekiyor?

Böyle devam edersek; Toplu intiharlara doğru gidiyoruz haberiniz olsun...