JEOPOLİTİK DEVLETLERİN “POLİTİK” DAVRANIŞLARI

Yerleşme süreci insanlık tarihi ile başlar. İnsanlar çoğalıp topluluklar oluşturduktan sonra bulundukları alanların dışına yayılmaya başlamalarıyla birlikte yaşamaya en elverişli alanlara sahip olma yarışı başlamış ve bu alanlar kapışılırcasına paylaşılmış ve jeopolitik mücadele bu yarışla başlamıştır. (Özçağlar, 2006, 97).

“Yer politikası” anlamına gelen ve Siyasi Coğrafya’nın bir bilim dalı olan Jeopolitik kavramı, ilk defa 1896 yılında İsveç kökenli coğrafyacı Rudolf Kjellen tarafından ortaya atılmıştır (Yılmaz, 2012, 12).

Jeopolitik, devletlerin kendi sınırları dahilindeki ve uluslararası arenadaki politik davranışlarını, coğrafi unsurlar aracılığıyla anlamak, açıklamak ve geleceği tahmin etmek üzerine kurulu coğrafi konuma, politik güce ve güç dağılımına odaklanan bir disiplindir.

Siyasi Coğrafya kapsamında bir bilim dalı olan Jeopolitik, Siyasi Coğrafyanın devletlere sağladığı avantaj ve dezavantajları inceler. Alman Jeopolitik bilimci Haushofer Jeopolitiği, “içinde yaşanılan coğrafi bölgenin ve tarihi gelişimin etkisi altında devletin üzerinde bulunduğu yer ile ilgisi” olarak; Spykman ise “bir ülkenin güvenlik politikasının coğrafi unsurlara göre planlanması” diye tanımlamıştır.

Dar anlamlarda “siyaset ve Coğrafyanın karşılıklı etkileşmine dayanan millî politika” (Definition of Geopolitics | Dictionary.Com) ve “ekonomik, sosyal siyasal ve stratejik faktörlerin, devletlerin dış politikalarına etkisinin incelenmesi (Acar, 1994, 8) olarak da tanımlan ve sosyoloji, uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, dinler, kültürler, mezhepler, demografi, diller, edebiyat, ideolojiler, siyasi organizasyonlar, ekonomik faaliyetler, siyasi konjonktür gibi çok sayıda alanı kapsayan Jeopolitik, ülkelerin mevcut ve gelecekteki önemi üzerinde belirleyici rol oynamaktadır.

Jeopolitik terimi, günümüzde “coğrafya, ekonomi ve demografi gibi faktörlerin siyaset ve özellikle de bir devletin dış politikası üzerindeki etkisinin incelenmesi; jeopolitik tarafından yönlendirilen bir devlet politikası, bir konuyla ilgili politik ve coğrafi faktörlerin bir kombinasyonu” gibi anlamlar kazanmıştır (Definition of Geopolitics /geopolitics).

Devletlerin jeopolitik özellikleri, dış politikalarını ve uluslararası siyasetteki konumlarını etkilemektedir. Yer politikası anlamındaki Jeopolitikte Türkiye’nin özel bir önemi vardır. Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili olması, Boğazları içinde barındırması, Karadeniz ve Hazar Denizi Havzası ile olan yakınlığı, aynı zamanda bir Akdeniz ülkesi olması; Türkiye’nin dış politikasını şekillendirmede belirleyici rol oynamaktadır.

Çok önemli bir jeopolitik konuma ship olmasından dolayı Türkiye dünya egemenliğinde söz sahibi olmak isteyen güçler tarafından devamlı tehdit edilmiştir. Bu tehditlerin hiçbir zaman sona ermeyeceği ve gelecekte de devam edeceğinden şüphe duyulmamalıdır.

Aynı zamanda bir Orta Doğu ülkesi olan Türkiye’nin güçlenmesi, egemen güçlerin bu coğrafyadaki çıkarlarına en büyük engeldir. Bundan dolayı ülkenin varlığının korunması ve devamı, önemli jeopolilik konumunun şuurunda olarak; sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik alanlarda daima güçlü olmasına bağlıdır.