İYİLER VE KÖTÜLER

Bizim ülkemizde sokaklarda yığınla sahipsiz kedi ve köpek var. Kimi onlardan rahatsız oluyor, kimi korkuyor, kimi de onların en az bizler kadar bu dünyada yaşamaya hakkının olduğunu savunup kedileri köpekleri sahipleniyor ya da onları beslemeye çalışıyor. Kimi de sahiplendiği hayvanı kaybettiğinde onun yasını tutuyor. İlanlar verip kaybettiği hayvanı bulana ödüller veriyor. Bazıları da beslediği kedisini, köpeğini, kuşunu öldükleri zaman onları yakınlarının mezarına gömüyor.

***

Antalya’da Büyükşehir Belediyesi’nin mezarlığında çalışan bir işçi anlatmıştı. Besledikleri hayvanları gizlice annesinin babasının kabrine gömenlerin olduğunu. Bizim Lider Medya’da da çok sayıda hayvansever var. Onlardan biri de  Lider Haber TV’nin Haber Müdürü sevgili kardeşim Fatma Arslan.  Nerede yardıma muhtaç bir hayvan varsa; bizim Fatma orada.  


Geçtiğimiz pazar günü Fatma iş çıkışı motosikletiyle evine giderken Sakarya Bulvarı’ndan geçen bir otomobil sokak köpeğine çarpmış. Sonra da o sürücü hayvanı orada bırakıp kaçmış. Bacaklarından yaralanan köpek de can havliyle sokakların arasına dalmış. Bizim Fatma da köpeğin peşine düşmüş.  Sokak sokak dolaşıp trafik kazasına maruz kalan o sevimli köpeği bir binanın altında korkudan tir tir titrerken bulmuş.

***

Fatma acılar içinde kıvranan köpeği alıp Büyükşehir Belediyesi’ni aramış. Bulunduğu adresi verip ekiplerin gelmesini beklemiş. Ekiplerin gelmesi bir saat sürmüş. Nedenine gelince; Antalya’da sık sık hayvanlar trafik kazaları geçiriyormuş. Ya da şiddete maruz kalıyorlarmış. Korkunç bir durum. Bu nedenle ekipler vakalara yetişmekte zorlanıyorlarmış. Fatma’dan önce ekipler Üç ayrı vakaya gittikten sonra oraya gidebilmişler.

***

Kanunlara göre trafik kazasına maruz kalan hayvanları tedavi ettirmek çarpan sürücüye ait bir yükümlülük. Trafikte seyir halinde iken sahipli veya sahipsiz herhangi bir hayvana çarpan bir sürücünün nasıl davranması gerektiği Hayvanları Koruma Kanunu’nun 21’inci maddesi ile açıkça belirlenmiş. Söz konusu madde “Bir hayvana çarpan ve ona zarar veren sürücü, onu en yakın veteriner hekim ya da tedavi ünitesine götürmek veya götürülmesini sağlamak zorundadır” şeklinde düzenlenmiş. Ancak kanuna çoğu uymuyor. Çarpıp kaçıyor. Çünkü böyleleri hem hayvanları sevmiyor, hem de kanunların öngördüğü cezalardan korkmuyor. Hayvanı tedavi ettirmek için para da harcamak istemiyor.

***

O nedenle belediyelerin ekipleri de vakalara yetişmekte de zorlanıyor. Vicdansız sürücüler yerine bizim Fatma gibi hayvanseverler kazaya maruz kalan sokak hayvanları için kendilerini parçalıyorlar.  Kazara çarpanların yanında kasıtlı olarak hayvanların üzerinden geçenler bile olabiliyor.

Çarptığı hayvanı tedavi ettirmeyip kaçanlar ya da bu yükümlülüğünü yerine getirmeyenler Hayvanları Koruma Kanunu’nun 28’inci maddesine göre idari para cezasına çarptırılıyor. Geçen yıl bu ceza bin 500 liraymış. Aynı kanunun 14/A maddesine göre hayvanlara zalimce davrananlar ise 3 yıla kadar hapisle yargılanıyorlar. 7332 sayılı kanuna göre ise evcil hayvanı kasten öldüren kişiye 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılıyor.

***

Cezalar caydırıcı değil. Cezalar ağırlaştırılmış olsa da bazıları suç işlemeye devam edecektir. Çünkü bu bir zihniyet meselesidir. Zihniyeti kötüdür hayvanlara eziyet edenlerin. Zaten dünyada iki tür insan vardır. İyiler ve kötüler. Bir insanın nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlayabilmek için O kişinin hayvanlara ve çocuklara davranışlarına bakmak yeterlidir. Gerisi teferruattır.