İSTEMEZÜKÇÜLER YİNE SAHNEYE ÇIKTI

Antalya'da her dönem bir ‘istemezükçü’ zihniyet vardır. Geçmişten günümüze kadar hep süre gelmiştir bunlar. Kent adına yapılan iyi veya kötü bir şey karşısında dururlar, hiçbir şey istemezler ve itiraz ederler.

Bu kimi zaman bir yatırım konusu olur kimi zamanda siyasetçi veya bir bürokrat ataması olur. Zırt diye ortaya çıkarlar ve milletin kafasını karıştırıp mide bulandırırlar. Çünkü işleri bu!

Daha dün yazdım böyle bir konuyu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na atılmaya çalışılan iftira olayını. Hizmet ve hizmet eden var ise her daim bunlara karşı çıkacak olan da vardır.

Ben bu senaryoyu 1997 yılında gördüm. Rahmetli Süleyman Akyüz’ün Milli Eğitim Müdürü olarak atanmasında aynı zihniyet hortlamıştı. Sebebi ise bir ilahiyatçının bu göreve atanması.

Ama tarih ve gelişmeler herkesi yanıltmıştı. Akyüz’ün döneminde bu şehir hiç alışık olmadığı başarılara imza atmıştı. Ama o ‘istemezükçü’ zihniyet haksız çıkmasına rağmen çok direndi.

Gün geçmiyor ki bu ‘istemezükçüler’ tekrar sahneye çıkmasın. Tıpkı son yılların en fenomen sloganı, 'Çarşı her şeye karşı' gibi. Kafanızı çevirdiğiniz her yerde böyleleri türedi artık.

O meşhur zihniyet iyi olan bir şeyi ve çözümü istemediği için her şeye karşı çıkar ve tekere çomak sokmaya çalışır. Amaçları ya kendi istedikleri olsun ya da iş yürümesin.

Aslında bu ‘istemezükçülerin’ varlığının yeni olmadığını tarihçi Hüseyin Çimrin’in araştırmalarına göre tabanı 1930'lu yıllarlara dayanıyor. Dönemin Valisi Hüsnü Karakaş'ın Saat Kulesi önünden başlayıp, Dönerciler Çarşısı'na oradan da Doğu Garajı'na bağlanan caddeyi yaptırdığı dönemde aldığı tepkiler gibi!

Şimdi günümüze gelelim. Bu ‘istemezükçülerin’ hedefinde bu kez kente değer katan veya katacak isimleri ‘istemezük’ veya vefasızlık, sahip çıkmama var. Çıkana da çamur atma!

SİZ NEYİ İSTERSİNİZ?

Antalya son günlerde bürokrasinin gereği olarak kurum müdürleri değiştiriliyor. Bu her daim olabilecek bir konu. Rehavete kapılanlar ya görevden alınıyor ya da yerleri değiştiriliyor.

Sağlık, Karayolları ve SGK, en sonda Milli Eğitim Müdürü görevden alındı. Yerlerine yeni isimler getirildi. Bu sıradan bir olay. Zamanı gelince veya gerek görülünler görevden alınabiliyor.

Son olarak Antalya İl Milli Eğitim Müdürü değişikliği oldukça ses getirdi. Ya da bazı kesimlerce öyle istenip öyle gösterilmek istendi. Bir bardak suda fırtına koparıldı resmen.

Gidene bir kulp, gelene iftira, hakaret ve çamur atma telaşı! İddianın biri bin para türünden Nedeni ise kendi istedikleri olmadı ya. Verdiler veriştirdiler. “Ya tutarsa” misali.

Antalya İl Milli Eğitim Müdürü olarak görevlendirilen Emre Çalışkan’ı tanımam bilmem. Amma daha önce görev yaptığı, üstlendiği görevlere bakınca hayli donanımlı biri.

Genç, dinamik, doğup büyüdüğü, eğitim aldığı şehir için gövdesini taşın altına koyacak bir isim olarak gördüm. Tıpkı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gibi. Ankara’da böyle görmüş.

Yeni müdür Çalışkan, Alaaddin Keykubat  ile Akdeniz Üniversitesi’nde Genel Sekreterlik dahil bir çok önemli görevleri yapmış. Bir çalışmaya imza atmış.

Dahası da var. Antalya Valiliği AB Projeleri Koordinasyon Merkezinde Erasmus ve Merkezi Finans ve İhale Birimi Proje Uzmanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığında Eğitici Eğitmenliği ve Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü AR-GE Birimi Koordinatörlüğü görevlerini yapmış bir isim.

Açıkça Milli Eğitimin içinden gelen özellikle Antalya Milli Eğitimi tabiri caizse avucunun içi gibi bilen bir isim var ortada. İyi ama bu ‘istemezükçüler’ kendi istedikleri olmadı ya “Vay siz misiniz bunu atayan” diye saldırıya geçti.

Yahu arkadaş; adam bir koltuğuna otursun, görevine bir başlasın ve işini yapsın. Baktık beceremedi hep birlikte çarmıha gerip eleştirelim. Öyle karavana sallamayalım.

Şunu da unutmamak lazım sevgili ‘istemezükçü’ kardeşler. Bir kişiye saldırırken yıprattığınız kuruma dikkat edin. Hele bu milli eğitim ise 10 kez daha dikkatli olun.

Burası, geleceğimizi inşa edeceğini düşündüğümüz evlatlarımızı emanet ettiğimiz bir yer. Siz önce ne istediğinize bakın. Çünkü eğitimde başarı huzurlu bir ortamda sağlanabilir.

YENGEMİZ SAĞOLSUN

İsmail Balaban’ı tek tek anlatmaya gerek yok sanırım. Kendisini bırakın Antalya’yı tüm Türkiye tanır hale geldi. Bu güreşi ile değil. Aşk hayatı ile. Survivor 2021 şampiyonu İsmail Balaban ile yaşadığı aşkla gündemden düşmeyen İlayda Şeker, dün yine bizi yanıltmadı. Sosyal medyada öyle bir paylaşım yaptı ki sormayın.

Kahramanmaraş'ta Şalvar Güreşi Dünya Şampiyonası düzenlenmiş ve Başkan Muhittin Böcek’in ‘Manevi oğlu’ İsmail Balaban başpehlivan olmuş. Haberimiz falan yok. İyi ki yengemiz İlayda Şeker var. Soysal medyada, “Bugün sevgilim 2. Kez dünya şampiyonu oldu. Çok şükür” paylaşımı ile onun sayesinde haberdar olduk.

Sonra şöyle bir araştırdım ve şampiyonanın ödül törenine kimler yok ki. Sahte diplomadan yargılanan güreş antrenörü, Güreş Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Elmalı Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Aydın bile orada.

“Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” atasözü aklıma geldi. Ama yanılmıyorsam Balaban’ın da antrenörü Aydın. Yedikleri içtikleri nerede ayrı gitmiyor.

Ne yalan söyleyelim, Balaban 669. Elmalı Güreşleri’nin Başpehlivanı olduktan sonra unvanı milli yengemiz sayesinde gölgede kalmış gibi. Şalvar Şampiyonluğu belki bu imajı siler.

Yine de iyi ki yengemiz varmışta onun sayesinde öğrendik şu şalvar işini. Öyle değil mi?