İSRAİL’DE NE OLUYOR?
İsrail bugüne kadar Ortadoğu’da yaşanan tüm krizlerin tetikleyicisi olarak sahnedeydi. Ancak şimdilerde kendisi tarihinin en karmaşık kriziyle karşı karşıya… İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu’nun, tartışmalı yargı düzenlemesinin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı görevden alması üzerine yüz binlerce İsrailli sokaklara döktü.
Gelin şimdi biraz işin derinliklerine doğru inelim. Ortadoğu siyasetini kontrol ettiği söylenen İsrail de Hükümet kontrolü kaybetti. Aslında bugünlerin geliş çok önceden belliydi ülkede son 4 yıldır siyasi istikrar sağlanamadı. Halk 5 kez seçime gitti. Ama sandık sonuçları hiç bir liderin tek başına iktidara getirmedi. Kurulan koalisyon hükümetleri uzun süreli olmadı. Bu da sonuçta kriz ortamına zemin sağladı.
Uzun süredir iktidardan uzak olan eski başbakan Netanyahu, 12 yıllık aradan sonra iktidara gelebilmek uğruna radikal sağ partilerle beraber hükümet kurunca kriz çanları da çalmaya başladı. Netanyahu biraz da koalisyon ortaklarının gönlünü hoş edebilmek için yargı reformu kisvesi altında mahkemelerin yetkilerini kısıtlayınca olanlar oldu. Halk bu reformun yargı bağımsızlığına bunun da demokrasiye zarar vereceğini söyleyerek sokaklara döküldü.
Polisin göstericilere karşı orantısız güç gösterisi protestoların şiddetini artırdı. İsrail Meclisindeki Ortak Liste Partisi'nden Arap Milletvekili Ahmed Tibi, hükümetin yargı reformuna karşı düzenlenen kitlesel protestoları, Arap dünyasında 2010 yılında başlayan ve "Arap Baharı" olarak adlandırması ve Arap baharı sürecinde sıkça kullanılan “Halk rejimin düşmesini istiyor” sloganını kullanması protestolara ayrı bir anlam yükledi.
Sokağın hareketini dikkate almadan hükümetin yasayı meclisten geçirmesi ise bardağı taşıran son damla oldu. Bu sefer protestocular da eylemlerinin şiddetini arttırmaya başladı. Kentlerin önemli noktalarında yolları trafiğe kapattılar. Bu Knesset’ten geçmesiyle muhalifler bir kez daha sokaklara dökülerek kritik yolları kapattı.
Şimdi gelelim en önemli konuya eğer Netanyahu hükümeti geri adım atmaz ise eylemler daha da şiddetlenip, göstericilerin eylemlerini Arap Baharı’na dönüştürme riskleri var.
Kendi düşen ağlamaz. Sırf iktidara gelebilmek için ultra milliyetçi yahudi partiyle koalisyon hükümeti kuran Netanyahu aldığı radikal kararların ceremesini çekiyor. Netanyahu bu krizi aşabilir mi bilinmez ama Ortadoğu’da kartların yeniden karıldığı bir gerçek…
Tutun verdiğiniz sözü…
Nedir bu arkadaş anlamıyorum. Ekrana bağlanıp telefonda bol keseden atmak kolay. Asıl olan verdiğin sözü tutabilmek. 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli yaşanan asrın felaketinin hemen ardından düzenlenen, “ Tek Yürek” yardım kampanyasında tüm TV’lerin ortak yayınında ekranlardan AFAD’a yardım sözü verenlerin taahhüt ettiği bağışın 41 milyar liralık kısmı hala ödenmemiş. Bre vicdansızlar insanlar canıyla malıyla uğraşırken televizyonlara çıkıp da bağış sözü verdikten sonra sözünü yerine getirmemek hangi kitaba sığar. Biz gazeteciler toplumun vicdanıyız ve bu tür durumlarda vicdanın sesini kitlelere duyurmakla mükellefiz.
Aslında bizde bu paraların henüz yatırılmadığını Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’dan öğrendik… Oktay bir açıklama yaparak, Türkiye Tek Yürek canlı yayın gecesinde taahhüt edilen 115 milyar 146 milyon 528 bin liranın, 74 milyar 118 milyon 164 bin lirasının yatırıldığını söyledi. Yani 41 milyar liranın yatırılmadığını söyledi ama kibarlığından doğrudan yatırılmayan 41 milyar liralık kısmı değil de yatırılan 74 milyar lirayı söyleyerek , “siz anlayın artık” demeye getirdi. Ama anlayan kim Ekranda şov yapıp deprem bağış paralarını yollamayanlar utanıp da bir açıklama dahi yapmıyorlar.
Ben Fuat Oktay’ın yerinde olsam bu yardım paralarını yatırmamakta ısrar eden bu kişi ve kurumları isim isim açıklarım. Bu vaat ettiği yardım paralarını yatırmayanları ifşa etmediği sürece sözlerini tutup vaatlerini yerine getirenlerde zan altında kalıyor. Arkadaş siz de kamuyu zor durumda bırakmadan fazla da rezil olmadan vaat ettiğiniz yardım paralarını yatırın…
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Bethowen’in o birbirinden değerli eserlerini bestelemeden kafasını soğuk suyun altına soktuğunu biliyor muydunuz? Gerçi ben de son 20 yıldır hep soğuk suyla yıkıyorum ama bırakın beste yapmayı ıslıkla tempo bile tutamıyorum