İSLAM TERBİYESİ
Yanan bir mum yanmayan bir mumu tutuşturduğu zaman ışığına zarar vermez. Işığımıza kavuşmamıza vesile olan, bizlerin toplumda bir yer edinmesini ve iyi insan olmamızı sağlayan tüm öğretmenlerimizin gününü bu vesileyle bir kez daha kutlamış olalım.
Medreselerde bilinen bir söz vardır, ‘bir talebe hocasına evliya gözü ile bakmazsa onun ilminden tam istifade edemez’. Geçenlerde gençler konuşurken duydum, ‘bizim hocanın ders anlatımı çok iyi de giyinmeyi bilmiyor’. Kendisi daha yeni bir şeyler öğrenirken öğreticisini bu şekilde eleştiren talebenin hedefe ulaşma şansı pek olmaz.
Aşıkta gurur olmaz, Cennetteki güller solmaz. Günlük çalışmazsan hafızlık bütün kalmaz. İşte o zaman ahiretteki yükselme makamına ulaşılmaz. Hem madden hem de manen başarılı olmak için bu hayatta tek formül çalışmaktır. Hedefe ulaşmak için planlı ve disiplinli bir şekilde çalışmak gerekir.
Şuurlu insan odur ki Cenab-ı Hakk’ı razı etmek için bir sürü faziletli amel varken vakit kazanmak için fırsatlar arar. Ahiretimizi ve dünyamızı kurtarmak için Müslümanın boş vakti yoktur aslında. Ama televizyon, internet gibi bugün bir çok uyarıcı var. Bunlara ayrılan zamanı azaltıp kendimize dönmemiz lazım.
Ayakkabı darsa değiştirirsin, fakat eşinin kafası/ufku darsa söylediğin hakikatleri kabul edemiyorsa, anlayamıyorsa onu değiştirme şansın yok.
Rabbimiz o aileye sabırlar versin. Aile kendi içinde tutarlı uyumlu olmaz ise çocuğuna zaten bir şey veremez. Aynı dili konuşamayan bir ailenin dünyada huzur bulma şansı olmaz.
Günümüzde bir çocuğa İslam terbiyesi verilmezse, çocuğun arkadaş çevresi doğru olmaz ise bir de anne babası ‘biz gençliğimizi yaşayamadık çocuğumuz yaşasın’ derse maalesef ki freni patlamış bir araç bırakırız trafiğe. Bugün yaşadığımız sorunların temeli hep anne baba eğitiminden başlar.
Toplumun temeli ailedir, en büyük eğitim de orda başlar. Eskiden bir çocuğu bir köy eğitirdi. Bir çocuk yanlış bir şey yapacak olsa köydeki kendinden büyük herkesten çekinirdi. Çünkü tüm bireyler o çocukları gözetir, yanlışları karşısında uyarırdı. Ama artık bu eğitimden mahrumuz.
Bugün toplum bireyselleştiği için kapı komşumuza selam vermez, tanımaz olduk. Çocuklarımızı gözetecek kimse kalmadığı gibi sokağa dahi salamaz olduk.
Onlar da eğitimini tablet ve bilgisayardan almaya başladı ki bu çok tehlikeli bir durum. Bu nedenle köy halkının yerini pedagog, psikolog ve uzmanlar aldı artık.
ŞAPKAYI ÖNÜMÜZE KOYALIM
Toplum delirdi, ortam bozuldu gibi serzeniş, şikayet yerine önce kapımızın önünü süpürmeliyiz. Şapkamızı önümüze koyup biz neyi değiştirebiliriz diye düşünmeli ve bir yerden başlamalıyız. Bizlere düşen çocuklarımızla ilgilenip, onların ilgi alanlarını takip edip onları doğru yönlendirmeliyiz.