İSLAM DÜNYASINA ÖNEMLİ MESAJLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düzenlediği İslam ülkeleri diyanet buluşması töreninde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İslam'ın yükselişinden rahatsız olanlar, bizzat kendilerinin sebep olduğu krizleri öne sürerek, dinimize saldırmaktadır. Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un başını çektiği bu tür girişimlerin esas gayesi, İslam'la ve Müslümanlarla hesaplaşmaktır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nca online olarak düzenlenen 'İslam İşbirliği Teşkilatı'na Üye ve Gözlemci Ülkelerin Diyanet İşleri Bakanları/Başkanları/Başmüftüleri İstişare Toplantısı'nın açılışına video mesaj gönderdi. Dünyanın tamamını etkileyen koronavirüs salgını sebebiyle toplantının dijital platformlar vasıtasıyla gerçekleştirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İçinden geçtiğimiz bu sancılı ve imtihanlarla dolu dönemde, Müslümanlar olarak birbirimizi daha fazla dinlememiz, daha sık fikir alışverişinde bulunmamız gerektiğine inanıyorum. Bu tarz toplantılar, birbirimizi daha iyi anlamamıza imkân vermenin yanı sıra meselelerimizi özgürce konuştuğumuz çok kıymetli platformlardır. Bilhassa inancımızda 'Peygamberlerin varisleri' olarak tavsif edilen siz âlimlerimizin bir araya gelmesi, görüş teatisinde bulunması çok önemlidir. Görüş ayrılıklarımızı bir yana bırakıp, çeşitli zeminlerde istişare kültürünü yaygınlaştırdığımız ölçüde sıkıntılarımıza çözüm üretebiliriz. Farklılıklarımızdan ziyade ortak noktalarımıza, ortak meselelerimize yoğunlaştığımız müddetçe sorunlarımızın üstesinden gelebiliriz" dedi. Müslümanların, 'Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır' ikazına uygun şekilde safları sıkılaştırıp, birbirlerine kenetlendikleri sürece dünya ve ahiret saadetine kavuşabileceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizlerden omuzlarınızda taşıdığınız yükün ağırlığıyla mütenasip olarak, yolumuzu ve ufkumuzu aydınlatan, cihanşümul kardeşliğimizi güçlendiren kararlara imza atmanızı istirham ediyorum" diye konuştu.

'BİZİM NE SÜNNİLİK NE DE ŞİİLİK DİYE BİR DİNİMİZ VARDIR'

Erdoğan, Yemen'den Suriye'ye, Afganistan'dan Libya'ya birçok bölgede kan, gözyaşı ve istikrarsızlığın kol gezdiğini, asırlar boyunca insanlığa ışık tutan, ilim, hikmet ve barışla anılan kadim İslam beldelerinden bugün feryatların yükseldiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünya genelinde her gün ortalama bin Müslüman kardeşimizi teröre veya şiddete kurban veriyoruz. Bilhassa ırkçılık, kavmiyetçilik, mezhepçilik ve terör fitnesi, İslam âlemini içeriden çökerten sorunlar haline gelmiştir. Ölenin de öldürenin de 'Allah-ü ekber' dediği bir tabloyu bizim kabul etmemiz, içimize sindirmemiz asla mümkün değildir. 'Haksız yere bir insanı öldürmeyi tüm insanlığı öldürmek' olarak kabul eden bir dinin mensupları katliam yapmaz, yapamaz. Peygamber Efendimiz bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini tanımlarken 'Müslüman, diğer Müslümanların dilinden ve elinden selamette olduğu kişidir' diyerek, gayet net sınırlar çizmiştir. Şayet bugün Müslümanlar kardeş kavgasına tutuşmuşsa, bunun sebebi veda hutbesindeki 'Benden sonra küfre ve sapkınlığa düşüp birbirinizin boynunu vurmayın' emrine riayet edilmemesidir. Şayet bugün Müslümanlar Irak'tan Yemen'e etnik ve mezhep temelli kavgalarla tüm enerjilerini tüketiyorsa, bunun en büyük nedeni efendimizin 'sıkı tutunun' buyurduğu Kur’an ve Sünnetten uzaklaşmamızdır. Bizim ne Sünnilik ne de Şiilik diye bir dinimiz vardır, bizim dinimiz İslam’dır. Müslüman olmak, âlemlere rahmet olarak gönderilen kutlu Nebî’ye ümmet olmak bize şeref olarak yeter" diye konuştu.

'EMPERYALİSTLERİN BİZİ BÖLMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ'

Allah'a kulluğun dışında bir paye arayanın büyük bir gaflet içinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz üstünlüğün malda, mülkte, ırkta değil; takvada olduğuna inanıyor, böyle iman ediyoruz. İslam toplumlarını içten içe kemiren bu fitnelerin ortadan kaldırılmasında, siyasilerle beraber özellikle siz âlimlerimize çok önemli görevler düşüyor. Bunun için öncelikle Allah’ın ipine sımsıkı sarılacak, fitneye düşmeyecek, kardeşliğimize asla halel getirmeyeceğiz. Emperyalistlerin bizi Şii-Sünni, siyah-beyaz, Türk, Kürt, Arap, Farisî diye bölmesine müsaade etmeyeceğiz. Birbirimizi etnik kimliğinden, kabilesinden, ırkından dolayı değil; sadece ve sadece Allah için, Allah’ın rızası için seveceğiz. Günlük siyasi tartışmaların ümmet bilincimizi gölgelemesine, aramızdaki kardeşlik hukukunu zedelemesine asla izin vermeyeceğiz" ifadesini kullandı.

'PEK ÇOK PROBLEMİN GERİSİNDE İSLAM’IN DOĞRU BİLİNMEMESİ VARDIR'

Kainatın boşluk kabul etmediğini, hak ve hakikatin geri çekildiği yeri hemen batılın işgal ettiğini belirten Erdoğan, özellikle dini konularda boşluğun sonunun dünya ve ahirette hüsran olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, "İnsanlar, dini alandaki susuzluklarını, sahih kaynaklardan gideremezlerse DEAŞ, FETÖ, El Şebab, Boko Haram gibi terör örgütlerinin, İslam'a mugayir sapkın yapıların pençesine düşeceklerdir. Bugün sosyal hayatta yüzleştiğimiz pek çok problemin gerisinde İslam'ın doğru bilinmemesi ve doğru anlaşılmaması vardır. Dinimizin cihanşümul ilkeleri ile hayatın gerçeklikleri arasında güçlü ve muhkem bir bağ kurulması bu bakımdan çok mühimdir. Ülkelerimizden başlayarak tüm dünyada sahih İslam anlayışının yayılması ve dinimizin hakiki mesajlarının duyurulması büyük önem arz ediyor. Yeni medya araçlarını kullanarak bu konuda hepimizin gayret sarf etmesi gerekiyor" dedi.

'BU GİRİŞİMLERİN GAYESİ İSLAM İLE HESAPLAŞMAKTIR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların içinde bulunduğu bu üzücü manzaranın emperyalistlere ve İslam düşmanlarına cesaret verdiğinin altını çizerek, şunları kaydetti: "İslam’ın yükselişinden rahatsız olanlar, bizzat kendilerinin sebep olduğu krizleri öne sürerek, dinimize saldırmaktadır. İslam ve Müslüman karşıtı söylemler, günümüzde batılı siyasetçilerin başarısızlıklarını örtmek için başvurdukları en kullanışlı aparatlardır. Yakın zamanda gündeme getirilen 'Fransız İslam'ı, 'Avrupa İslam'ı, 'Avusturya İslam'ı gibi kavramlar, bunun en son örnekleridir. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un başını çektiği bu tür girişimlerin esas gayesi, İslam’la ve Müslümanlarla hesaplaşmaktır. 'Aşırılıkla mücadele' kisvesi altında terörle muadeleden ziyade; zulme tepki vermeyen, zalime ses çıkarmayan pasif, pısırık, korkak, iddiasız bir Müslüman vatandaş profili hedefleniyor. Dinin sadece evde yaşandığı; sokakta, iş yerinde, çarşıda, sosyal hayatta dine, dini prensiplere ve dini sembollere müsaade edilmediği İslam karşıtı bir sistem kurulmak isteniyor. Dinin devlet eliyle kontrol edildiği, baskı altına alındığı, çok daha vahimi biçimlendirilmeye çalışıldığı bu sistemin adı demokrasi değil, totaliterliktir. Hiçbirimizin, hiçbir Müslüman ülkenin böyle bir hadsizliğe rıza göstermesi mümkün değildir. Dışarıdan sistemli şekilde yürütülen saldırılar, içerden, bu saldırılara zemin hazırlatan hatalar, dinimizin ruhuna asla nüfuz edemeyecektir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dinin alanını genişletmek ya da daraltmak gibi özden uzak girişimler yerine, dinin özünü anlamaya ve idrak etmeye yönelmenin, yeni kapıların açılmasını muhakkak beraberinde getireceğini ifade etti. Ümmetin ve yeryüzünün umudu olarak gördüğü alim ve münevverlerin bu konuda da öncü bir rol üstleneceğine duyduğu inancı dile getiren Erdoğan, "Rabbim, bizleri Kur’an’ın ve Sünneti Seniyye’nin aydınlık yolundan ayırmasın diyor, sizleri bir kez daha selamların en güzeliyle selamlıyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.