İŞİN EN KOLAYI: VURUN ABALIYA!
Bizim millet olarak hep işin kolayına kaçtığımız bazı
konular vardır. Birini suçlayacaksak anlamadan, dinlemeden, ölçüp biçip
tartmadan faturayı hemen ona keseriz. Bir başka deyişle ‘Vurun abalıya’ misali
bütün işi ona yükleriz. Yani, bu deyimin anlamındaki gibi, bütün yükü yumuşak
huylu kişiye yükleriz.
Tabi birde bu duruma maruz kalan sessiz, güçsüz kimsenin hırpalanması, hakkının çiğnenmesi durumunda karşıdaki kişiye ‘Vurun abalıya’ demek sitem yollu söylenen sözdür. Ben bu memlekete geleli 30 yılı aştı. İlk geldiğim yıllarda Konyaaltı sahili obalarla, derme çatma çadırlarla dolu bir yerdi. Sonrasında bunlar gitti salaş birkaç işletme geldi.
Sonrasında dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Hasan Subaşı
döneminde Beach Parkı adı altında plajda büfelerin, arka kısımda ise yeme-içme
ünitelerinin olduğu alan yapıldı. Yıllar önce burası yapılırken de büyük
patırtı gürültü koparılmış ilerleyen zaman içinde herkesin faydalandığı bir
sahil olmuştu. Tabi zaman içinde işler öyle gitmedi.
Plajdaki büfeler gece kulübüne, arka bölümdeki kalan
yeme-içme üniteleri de meyhane veya pavyon vari hale bürünmüştü. Hatta öyle bir
hal almıştı ki mafyanın cirit attığı, insanların yok yere öldürüldüğü bir mekan
olmuştu buralar.
Aradan onca yıl geçmişken kimse çözüm bulamamışken bu
memleketin bir evladı olan Menderes Türel bu kanayan yaraya neşter vurup sahili
sil baştan yapan şimdiki haline getirdi.
Bildiğim kadarıyla ‘Uluslararası İdeal Kent Ödülleri 2018’
kapsamında Konyaaltı ‘Sahil Antalya Yaşam Parkı Projesi’ 3. Uluslararası Kent
Araştırmaları Kongresi kapsamında Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimleri
tarafından birincilik ödülüne layık görülmüştü.
Her ne kadar o dönem CHP’nin önde gelenlerinin itiraz
etmelerine, sahilde eylem yapmalarına rağmen. Sonradan onlarda buranın doğru
bir proje olduğunu kabul ettiler ya!
Sonra burasının işletmesi ihaleyle ALSE’ye verildi. Kısa
süre sonra ALGE Sahil Antalya Alışveriş ve Yaşam Merkezi oldu. Yani şu anki tek
sahibi olan ALKOÇLAR’a geçti yönetim. İhale sürecinde sesi çıkmayanlar ihaleden
sonra tıpkı ‘Vurun abalıya’ misali ALKOÇLAR’a yüklendi. Konuşup, dinlemeden,
anlamadan. “Vay efendim Hülya Koçyiğit’in damadına nasıl verilirmiş” diye.
Siz bir yer aldınız veya sattınız. Alırken de satarken de
kayınbabanızın veya kayınvalidenizin şeceresini hiç zordunuz mu veya size
sordular mı? Ama ünlü birinin damadı oldunuz mu vay halinize. Ağzınızla kuş
tutsanız faydası yok. İyide yapsanız kötü de yapsanız gelen vurur giden vurur.
Tıpkı ‘Vurun abalıya’ misali.
Aslında bakamayın siz ‘Vurun abalıya’ misali yapılanların
sesini çıkarmadıklarına. Çünkü onlar Hz. Mevlana’nın dediği gibi, “Suskunluğum
asaletimdendir. Her lafa verecek bir cevabım var. Lâkin bir lafa bakarım laf mı
diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye” der geçer.
Dün günlerden pazardı. Başka başka planlarım vardı. Öyle
tatil falan değil ha. Yazımla ilgili. Örneğin REAL AVM’deki rant oyunu ve Aksu
Belediyesi’ndeki ‘Nalıncı keseri’ misali yaşanan olayları yazıp çizecektim.
Lakin medyada düşen bir haberi görünce yazımın dümeni
değişti. Yazıda ödülle plajda yaşanan bazı sıkıntılar ile plajla alakası
olmayan konular var. Sırf muhalefet olsun diye yazılmış bazı bölümleri. Haberin
satır aralarında öyle mesajlar veriyorlar ki, ‘Vurun abalıya’ misali anlamadan,
dinleyip bile bile anlamamış gibi yaparak saldırı niteliğinde. Bazı STK’lar da
alet edilerek.
Bizim medya şirketinin de içinde yer aldığı ALGE Sahil
Antalya Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin Genel Müdürü Serdar Çetin’i arayıp
meselenin aslını öğrendim. Bildiğim kadarıyla ALGE Sahil Antalya Alışveriş ve
Yaşam Merkezi’nde yani Konyaaltı’nın Boğaçayı’na kadar olan bölümünde kanuni
yaptırım yetkisi Büyükşehir Belediyesi’nde.
ALGE Sahil Antalya Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin sadece
denetim ve uyarı sorumluluğu var. Yaptırım yetkisi ve kolluk gücü yok. Zaten
kanunlarda zeval vermiyor bu işe. Anladığım ve gördüğüm kadarıyla neredeyse 6
kilometrelik alanda 30’un üzerinde plaj var. Bunlardan 3-5’i tüm uyarılara rağmen
bildiklerini okuyor. Büyükşehir’e yapılan bildirimler sonuçsuz kalıyor. Zaten
son dönemde ulaşım dahil hangi sorun çözüldü ki?
Yaptırım yetkisi ve gücü olan kurumlar gereğini yerine
getirmeyince kendini bildiklerini okuyan 3-5 işletme yeni bir kangren oluşturmuş.
Yani çevreye rahatsızlık vermeye başlamış. Bundan öncelikle sahilin işletmecisi
ALGE Sahil Antalya Alışveriş ve Yaşam Merkezi yönetimi rahatsız. Çünkü
sıkıntıyı tespit ediyor, uyarıyor, bildiriyor ama sonuç ‘Elde var sıfır’
Hem yönetim hem de Antalya halkı mustarip. Koskoca sahilde
3-5c işletme koca kente hükmediyor, başkaldırıyor gibi bir görüntü ortaya
çıkıyor. Sebep, sahili kiraya veren işletmecinin elinde yetki olmaması,
olanında gereğini yerine getirmemesi.
Dünyanın göz bebeği sahilde hoş olmayan, gece kulübü tarzı
görüntüler, açık havada çalgı-çengi işi ise rahatsızlığın desibelini artırıyor.
Bana göre, Büyükşehir Belediyesi ile ALGE el ele vermeli,
bazı yetkiler işletmeye devredilmeli. Ses denetimini Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığı, gıda hijyen denetimini de Tarım ve Orman Müdürlüğü
ekipleri yapmalı. Öyle yüzeysel falan değil, ciddi ciddi!
Bakın bakalım sorunlar o zaman devam ediyor mu etmiyor mu?
Mesele asgari müşterek konularda el ele vermekten geçiyor. Yoksa yarın öbür gün
başka sorunlar çözümsüz kalır.
Haberde okuduğum karavan meselesi var. Ben de bunlara tild
oluyorum. Pandeminin getirdiği bize dayattığı bu sorununda bir an önce
meselenin çözüme kavuşmasını bekliyorum.
Son olarak haberde yer alan şu kuş gözlemcisinin
açıklamalarına takıp kaldım. Sahilde bunca zaman yaban hayatımı vardı da kuş
krizi çıktı. Önce başka kuşlardaki krize bakın sonra buradakine!