İŞ BİLENİN, KILIÇ KUŞANANIN İMİŞ!

‘At binenin (iş bilenin), kılıç kuşananın’ dişe bir atasözümüz var. Atalarımız öyle hiçbir zaman kurusıkı atmamış, bir şeyi laf olsun diye söylememiştir. Peki bu sözün anlamı nedir? “Her şey, onu gereği gibi kullanmasını, ondan yararlanmasını bilen kimseye yakışır veya iş, ehli olan kimsenin hakkıdır.”

Yani, birine yapması için bir iş veya başka bir şey verirsiniz sonra onun o işi layıkı ile yapıp yapmadığına bakarsınız. Eğer konun ehli ise gözünüz arkada kalmaz.

Bu atasözümüz kimi zaman evde, kimi zaman sokakta, kimi zaman iş hayatımızda, kimi zamanda siyasette geçerliliğini korumuştur. Asırlar geçse de hala geçerli.

Tıpkı, Boğaçayı mevkiinde sahilde yer alan 4 plaj işletmesinin Milli Emlak tarafından CHP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilmesi konusunda olduğu gibi!

Müze Kavşağı-Varyant’tan, 7 kilometrelik sahil şeridini kapsayan Sahil Antalya Yaşam ve Alışveriş Merkezi, Boğaçayı’na kadar uzandı. Sonrası Milli Emlak’a bırakıldı. Yani bu bölge projeye dahil edilmedi veya edilemedi.

Tabi 2019 yılında seçimler yapılıp CHP’li yönetim iş başına gelince bu bölgedeki 5 işletme Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edildi. Onlarda burayı kiraya verdi.

Ancak 2020 yılı sonunda burası Milli Emlak tarafından Antalyalıların kullanıma açılmasını sağlamak ve projeye yapılması şartı ile tekrar Büyükşehir’e tahsis edildi. Yani ikinci kez.

Peki sonra ne oldu dersiniz? Bu işletmeler CHP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından kiralandı. Buraları kiralayanlar Kıyı Kanununa aykırı yapılar ile sahili çöplüğe çevirdi!

Ne Büyükşehir proje yapabildi ne de oradaki yapılan tüm tebligatlara rağmen tahliye edilebildi. Milli Emlak Daire Başkanlığı, ‘Yürütme durdurma kararı’ alınan yerleri yıkıp soruna kökten çözüm getirdi.

Şimdi burada benim anlatmaya çalıştığım öncelikle CHP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 2 yılda bir tek santim proje yapamaması. Demek ki bu konularda hiç ehil değiller.

Ama iş lafa ve algıya geldi mi üzerlerine yok. Yahu siz iki senede sadece burayı kiraya verip rant elde edilmesine göz yummaktan başka ne yaptınız bir anlatır mısınız?

Bir başka konuda oradaki yaptıkları çirkinlik abidesi yapılan işletmecileri. Yıkımdan sonra CHP’li Büyükşehir Belediyesi’ne isyan etmişler, “5 yıldır bizden neden kira aldınız” diye.

Bir de, “Alın size CHP, alın size Muhittin Böcek” diye feveranda bulunmuşlar. Kim haklı kim suçlu anlamış değilim. Birisi beceriksiz diğeri rant için feryat eden.

İşte bu noktada yapılanları şöyle bir gözden geçirin ve “At binenin (iş bilenin), kılıç kuşananın” sözünün bu konuya ‘cuk’ diye denk gelip gelmediğine siz karar verin.

YAPAN GÖZLERE BAKIN

Antalya’da zaman zaman kaldırım işgallerini yazar- çizeriz ama gören bir çift göz görmeyiz. Yani “bu laf bana” diyen ve sözü üzerine alınan bir yöneticiye rastlamayız.

Sanırlar ki kaldırıma gelişi güzel malzemelerini koyan esnafa karşıyız. Oysaki asıl mesele kaldırımı kullanan yaşalar ile görme engellilerin yaşadığı zorlukları dile getirmektir.

Dün sosyal medyada dolaşırken Balbey Mahallesi Muhtarı Abdullah Uyaroğlu’nun görme engellilerle ilgili yaptığı paylaşım dikkatimi çekti. Muhtar, yaşanan sorunu çok güzel anlatmış.

Diyorki, “Atatürk Caddesi’nde yürürken görme engelli bir karı kocaya yardım ettim. Çünkü  kaldırımda engelli yolu üzerinde ilerlerken tam 4 kere kazayla karşı karşıya kaldılar. Biraz sohbet ettik, “Bu engelli yolların bir standardı yok mu?” dediler. Ne diyeceğimi şaşırdım. Aklıma Süleyman Bulut 'un görme engelli yollarını sorumsuzca işgal edenlerin fotolarını kamuoyuyla paylaşması geldi. Şimdi onu daha iyi anladım. Lütfen dostlar, engelli yolları üzerindeki engelleri kaldıralım...”

Bir de birkaç kare fotoğraf eklemiş muhtar bu paylaşımının altına. Hem de görmeyen veya görmek istemeyen kör gözlülerin yani bakar körlerin gözünün içine sokarcasına.

Vallahi hem görme engellilerin hem de benim hislerime tercüman olduğu o paylaşımı ve fotoğrafları bu satırlara taşıdım. Hani bakar körler görürde görme engellerin sorunu çözerler diye!

MUTLULUĞUN FOTOĞRAFI

Okuyanlarınız bilerler, Nazım Hikmet’in “Bana mutluluğun resmini yapabilir misin?” sorusuna Abidin Dino’nun “Mutluluğun Şiiri”yle cevap evermesini.

İşte buna benzer bir olay Antalya’da gerçekleşti. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı Özgecan Aslan Gençlik Merkezi’nin paylaştığı fotoğraf bana bunu hatırlattı.

Anne Hilal ile engelli kızı Zeynep Elif gece gündüz demeden 300 kiloya yakın mavi kapak topladı. Gençlik merkezinin gönüllüleri bu işe al atarak hayırlı bir işe daha imza attı.

Gençler o mavi kapaklar sayesinde tekerlekli sandalye alarak engelli Zeynep Elif’e götürerek teslim etti. Bu esnada Zeynep Elif ve ailesinin mutluluğu fotoğrafa yansıdı.

Nazım’ın dediği gibi mutluluğun resmini yapamadılar ama fotoğrafını çekti gönülle gençler. Önemli olan niyet değil mi. Ha resim ha fotoğraf.