İNSANLIK ÖLMÜŞ MÜ CAN MI ÇEKİŞİYOR Kİ?
İnsanlık öldü mü?
Yok abi baksana hala can çekişiyor. Hadi canım. Vallahi ölmedi ama can
çekişiyor. Var mıydı ki insanlık? Varla yok arasında. İnsanlık modifiye edilmiş
haldeydi.
Bir dostum dedi
ki, “Herkesin insanlığı yüreği ve merhameti kadardır.” Hemen başka bir dostum
lafa katıldı, “İnsanlar öldü insanlık yaşıyor.”
Bir diğeri ise “İnsanlık vallahi ölmek üzere. Hatta can çekişiyor.”
Gelin sizinle şöyle tarihteki KATLİAMLARA kısa bir göz atalım. Kim kimi, nerede ve ne zaman İNSANLIĞI ÖLDÜRMÜŞ hatırlayalım. Sonra günümüze gelelim
Yer Avrupa. Tarih
1933-1945. Bir adı Holokost, ‘Yahudi Soykırımı’ veya diğer adıyla HaŞoah. Adolf
Hitler liderliğindeki Nazi Almanya’sı döneminde, yaklaşık 6 milyon Yahudi
sistemli bir şekilde öldürüldü.
Sayıları dokuz
milyonu bulan Avrupalı Yahudilerin neredeyse üçte ikisi öldürüldü. En kötü
etkilenen coğrafya, 1939 yılında yedi milyondan fazla Yahudi nüfusuna sahip
olan Orta ve Doğu Avrupa’ydı.
Kıbrıs Türkü’ne
karşılık 21 Aralık 1963’te hafızalardan silinmeyecek barbarca ve vahşice bir
katliam gerçekleştirildi. Rum Terör örgütü EOKA, ‘Kanlı Noel’ olarak bilinen o
kara günde çocuk, yaşlı, kadın demeden 364 kardeşimizi şehit etti.
İnsanlığa karşı
suç olan bu saldırılarda 103 Türk köyü boşaltıldı. 1974 yılında
gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı ile Türkiye, adadaki katliamlara da son
verdi.
Bir diğer katliam
ise Bosna Hersek'te 1992-1995'te yaşandı. 4 yıla yakın Sırp saldırıları altında
kalan başkent Saraybosna’da BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil
Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.
Kadın ve
çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren
Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeğini ormanlık alanlar, fabrikalar ve
depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar, toplu mezarlara gömüldü.
Geldik günümüze…
Katliam üzerine
katliam gerçekleşen Ortadoğu’da nereye bakacağınızı, neresinden tutacağınızı
şaşırıyorsunuz. Çoluk çocuk demeden katledilen insanlar bir yana, geride kalan,
göçe zorlanan insanların yaşadıkları da akıl alır gibi değil.
Gazze. Diğer
adıyla Müslümanların kutsal mabedi KUDÜS’ün bulunduğu İŞGAL ALTINDAKİ FİLİSTİN.
Bugünlerde bir başka katliama sahne oluyor.
Yoğun bir şekilde sivil-çocuk-kadın
katliamı yaşanıyor. Evleri yıkılıp sokakta yaşamak zorunda bırakılan ve göçe,
hatta sürgüne zorlanan milyonları aşan sivil insan var.
Dünyanın gözü önünde canlı canlı KATLİAM yapılan GAZZE.
Önceki akşamdan
beri yani İsrail’in Gazze’deki El-Ehli Hastanesi’ni bombalayıp 471 masum
insanın öldürülmesi üzerine çevremdekilerin tartışmasını anlatmaya çalıştım
aslında yazımın girişinde.
Bana göre “Başımız
sağ olsun. İnsanlık öleli çok oldu çok” da.
Bir de olaya şöyle
bakalım. Zaten insanlık uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşiyordu.
Nihayetinde insanlık, dün gece GAZZE’DE hayata gözlerini yumdu. Son nefesini
verdi.
Dün ve bugün gazetelerde,
‘İnsanlık öldü mü?' ya da 'İnsanlık ölür mü?' benzeri büyük başlıklar yer aldı.
Maalesef, insanlık artık aramızda yok. Çünkü o 471 masum gibi hem insanlık hem
de biz öldük.
Evet. Önceki gece
GAZZE’DE dünya tarihindeki en büyük kayıplardan biri gerçekleşti. Ortaya çıkan
görüntü ile insanlık son nefesini verdi. Zaten uzun süredir amansız hastalıkla
mücadele ediyordu ya, işte o insanlık, sonunda pes ederek aramızdan ayrıldı.
Oysaki bize
öğretilenlere göre, insanlık, dünya tarihindeki en önemli değerlerden biriydi.
O, doğruyu ve yanlışı ayırt edebilen, sevgiyi ve hoşgörüyü öğreten bir
kılavuzdu. İnsanlar, güzellikleriyle ve kusurlarıyla insanlığın aynasıydı.
O ayna karardı, karartıldı. İnsanlık, güçlü bir simgeydi. O, umut, sevgi ve dayanışmanın sembolüydü. Onun ölümü, dünyamızda bir boşluk yaratacak kuşkusuz. Çünkü insanlık ölünce geriye bomboş bir dünya kalacak.
Bugün, insanlık
ölmüş olsa da, onun hatırası kalplerimizde yaşayacak. Çocuklarımız, bizden
insanlığın değerini öğrenecek ve onun öğretilerini yaşatmak için çaba
gösterecekler. Lakin ne GAZZE’DEKİ ne de dünya çocuklarının kalplerindeki derin
yara silinemeyecektir.
İnsanlık öldü
haberiniz var değil mi? Bu büyük kayıp, tüm insanlığın ortak acısı aslında. İnsanlık
adına, tüm insanların birbirine saygı göstermesi ve sevgi dolu bir dünya
yaratması gerekirken yaşadıklarımıza; yaşatılanlara bir bakar mısınız?
Bu satırları
inanın insanlık gibi büyük bir değeri kaybetmenin acısıyla yazıyorum. Hem de
içim kan ağlaya ağlaya. İnsanlık ölmüş olsa da umut, sevgi ve dayanışmanın
sembolü olarak kalacak ve sonsuza kadar hatırlanacaktır.