İNSANLIĞIN İLK YAYILIŞ NOKTASI

İnsanlığın ilk yayılış noktası Ortadoğu ve özellikle Mezopotamya ve Şam civarıdır. Yahudiler, apokrif kitaplarında Hz. Âdem’in İ.Ö. 3761-3760’ta yaratıldığını kabul ederler.

***

Ancak tabii olarak bunu kabul etmek mümkün değildir. Kısaca belirtmek gerekirse, Âdem ve soyu hakkında Kuran’da bildirilenlerden başka güvenilir bilgiye sahip değiliz.

***

İlk insan olan Hz. Âdem’den, İlk kadın olan Hz. Havva yaratılmış ve bu ilk çiftten de diğer insanlar türemiştir. Böylece insanlar günümüze kadar gelmiştir. Kuran’da ilk yaratılış şöyle anlatılmaktadır:

***

 “Allah, yaratmayı başlatır ki O, yarattığı her şeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır. Sonra onu iade eder, sonra da siz O’na döndürülürsünüz.  Bu sonsuz kâinatta Allah, sayısız varlık yaratmıştır. Hiç biri çirkin ve bozuk bir biçimde değildir. Her şeyin kendine has güzelliği vardır. Her şey kendi yaratılış tarzı ile uyumludur.”

***

İnsanın yaratılmasında şüphesi olan akılsızlara, yaratmayla ilgili bazı ayetlerde de şöyle seslenilmektedir:

“Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı ki onu Allah bina etti, onu yükseltip düzene koydu. Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı. Kahrolası insan! Ne inkârcıdır! Allah onu neden yarattı? Bir nutfeden (spermadan) yarattı da ona şekil verdi. Sonra ona yolu kolaylaştırdı. (Ana karnından çıkmayı veya hayır ve şer yolunu seçmeyi kolaylaştırdı.) sonra onun canını aldı ve kabre soktu. Sonra dilediği bir vakitte onu yeniden diriltir.”

***

 “Bir ayette de: “Biz gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık”  denmektedir. Ayette Yüce Allah, insanı ruh ve beden kabiliyetleri bakımından canlıların en mükemmeli olarak yarattığını belirtmektedir. İnsan, serbest iradesi ile ya bu kabiliyetlerini güzel kullanarak ‘kâmil insan’ olarak meleklerden bile üstün olabilecek, ya da aksine yönelerek şuurlu varlıkların ve hatta diğer canlıların en aşağı mertebesinde ‘esfel-i safilin’ olarak yer alacaktır.

***

Allah belli bir hikmete göre yarattığı her şeye en uygun biçimi vermiş ve onları kendisine en uygun keyfiyetlerle donatmıştır. “Gerçek şu ki, biz insanı katışık bir nutfeden (erkek ve kadının dölünden) yarattık; onu imtihan edelim diye, kendisini işitir ve görür kıldık. Şüphesiz biz ona (doğru) yolu gösterdik. İster şükredici olsun ister nankör.”

***

Mesela, görmek ve işitmek için yaratılmış olan göz ve kulağın daha iyi, daha uygun bir yapıda düşünülmesi mümkün değildir. Aynı şekilde hava, su ve toprak da yaratılmış oldukları hikmetlere en uygun özelliklere sahip olarak yaratılmışlardır.

SON SÖZ

Hiçbir kimse, herhangi bir yaratığın biçiminde ne bir kusur, ne de bir çatlak gösterebilir ve ne de o biçiminde herhangi bir değişiklik yapabilir. Yaparsa, bu değişikliğin hemen sırıttığının ve kendi acziyetinin farkına varır.