İNSANLARI MUTLU ETMEK

Sevgili Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki: ‘En iyiniz, kendisinden hep iyilik beklenen ve kötülük etmeyeceğinden emin olunan kimsedir.’ İ.Neccar

***

Müslüman kardeşimizi memnun ettiğimiz zaman her ne kadar o bize karşı teşekkür etmese bile melekler bize dua ederler. Birisini memnun ettiğimiz zaman kalem senin lehine işler ve günahlarımızın silinmesine sebep olur (kul hakkı hariç).

***

Farzları işlemek zaten bizim borcumuzdur. Fakat yaptığımız iyiliklerden hem insanlar hem de de Rabbimiz memnun olduğu için sırat köprüsünü rahat geçmemize sebep olur inşallah.

***

İnsanlığın dünyada en önemli ihtiyacı yeme-içme, barınma ve zaruri ihtiyaçları karşılamaktır. Manevi olarak da en zaruri ihtiyacımız affa uğrayıp cennete kavuşmaktır.

***

Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyorlar ki: ‘Din kardeşinin bir işini yapana binlerce melek dua eder. O işi yapmaya giderken her adımı için bir günah affolunur. Ve kendisine kıyamette nimetler verilir.’ İbn-i Mace

***

Kalpler öyle yaratılmış ki, birisinden iyilik gelirse o kimseye karşı kalbimizde sevgi doğar. Eğer kötülük gelirse istemeyerek de olsa nefret doğar. Ne mutlu şu mübarek Ramazan ayında ‘senden Allah razı olsun’ dedirten Müslümanlara.

***

Birisine karşılıksız yardım ettiğimiz zaman yalnız yardımı alan mutlu olmaz. Yardım edenin de kalbindeki sıkıntı ve kederleri dağılır. Bazı kardeşlerimiz yaptıkları yardımı devamlı başkalarına anlatıyorlar. Zamanla yardımı alan kimse bunu duyunca üzülür. Yapılan yardımlar gizli kalmalıdır.

***

İstediğinize yardım edebilirsiniz tercih size kalmış. Kalbiniz nerede yumuşuyor ise oraya yapabilirsiniz. İmkan dahilinde farklı yerlere de yapmak lazım, tek bir yerle sınırlı tutmayın.

***

Yardımın birini okumakta olan, hafız bir talebeye yaparsanız diktiğiniz bir fidanın 40-50 sene meyve verdiği gibi hafızın okuduğu her harf sizin amel defterinizin sürekli açık ve dolu kalmasını sağlar. Yardımlar da birer yatırımdır aslında. Önce kalplerinizi sonra ellerinizi açtığınız için yüce Rabbim de size cennetini açsın inşallah!

HATIRA

Bucak’ta Musa Çalıkuşu hocamız anlatmıştı, o da Bilecik eski müftüsü Mehmet Emre hocamızdan duymuş. Mehmet Emre hocamız talebe yurdunun sıkıntı haline gelmiş bir borcunu ödemiş ve evine dönmüş. Hanımı sofrayı kurmuş ve ‘hoca efendi eve bal almaz oldun’ diye kahırlanmış.

***

Tam sofraya oturup çorbaya kaşığı çalmışlar ki kapı çalınmış. Bir adam selam vermiş ve ‘hoca efendi şu bir çıta balı size getirdim, afiyetle yiyin’ demiş. Karı koca birbirlerine bakıp hem şaşırmışlar hem mutlu olmuşlar.

***

SON SÖZ

Hem dünyada hem ahirette Rabbimizin sürprizleri ile karşılaşmak isteyenler yalnız insanlara değil tüm canlılara yardımcı olalım.