İNSAN VE İSLAM

Eğer bir insan Hz Allah'a iman eder yüce İslam’ın hükümlerini kalbine yerleştirir ve bizzat bu hükümleri hayatına yansıtırsa hem rabbimiz katında hem insanlar arasında altın gibi değerli bir varlık olur.

***

Yok ben de Müslümanım dediği halde nefsine ve şeytanlaşmış insanlara uyarsa Allah korusun imanını koruyamaz akıbeti perişan olur.

İKİ ÖRNEK

İslam’ın köşe taşını temsil eden Hz Ebubekir (R.Anh) Hazretleri sevgili Peygamberimizi göremediği gün yediği ekmekten, içtiği sudan, teneffüs ettiği havadan zevk alamıyor mutlaka onu görmek istiyordu. Zaman zaman onun (s.a.v) cemalini seyrediyor ya Resulallah sen ne güzelsin diyor.

***

Peygamber Efendimiz de “doğru söylüyorsun ya Ebubekir” diyordu. Peygamber Efendimiz Hz. Hatice validemizin ve amcası Ebu Talip'in ölümünden sonra çok üzülüyor ve kendisini yalnız hissediyordu. Yüce Rabbimiz böyle bir ortamda (moral ve bazı hikmetler için ) peygamber efendimizi bir gecede yedi kat göklere çıkarıyor sonra da daha ileri götürüp kendi huzuruna kabul ediyor.

***

Tekrar aynı gece yeryüzüne indirdiği zaman bu başından geçen olayı Mekke müşriklerine haber veriyor ama onlar bir gecede böyle bir seyahatin gerçekleşeceğine inanmıyorlar. Çünkü onlar bu olayı akıl terazisiyle ölçtükleri için akılları almıyor. Ama Müslümanlar iman terazisiyle ölçtükleri için onlar için bir sıkıntı yok.

Kafirler kendi aralarında diyorlar ki elimize büyük bir fırsat geçti bu miraç olayını Hz Muhammed'e (s.a.v) yakın olan Hz Ebubekir’e söyleyelim O da (bir gecede böyle bir şey olmaz) derse Müslümanlar dağılır. Bizde Muhammed'den (s.a.v) kurtuluruz deyip Ebubekir (R.Anh) efendimize Senin Muhammed bir gecede yedi kat gökleri gezdiğini söylüyor sen ne diyorsun dediler?

***

Mübarek insan Hz Ebubekir Efendimiz Mekke müşriklerine şöyle bir bakıyor herkes meraklı, herkesin sevinçten ağızları kulaklarında pür dikkat dinliyorlar. O söylediyse doğrudur deyince kafirler şaşkına dönüyor her biri kurşun yemiş domuz sürüleri gibi dağılıp gidiyorlar.

***

Hz Ebubekir Efendimiz bu teslimiyeti ile (Anı) yakalamış Rabbimizi ve sevgili Peygamberimizi memnun etmiş Müslümanları da sevindirmişti. Mekke müşrikleri yanmadan söndürmeyi düşündükleri İslam inancını söndüremedikleri için kahroldular; kötü niyetleri kursaklarında kaldı.

SAMİMİ OLMALIYIZ

Askerlikte üç meydan savaşı kazanana mareşal rütbesi takarlar. İşte aynen o gibi Ebubekir efendimizin en kritik bir zamanda kafirlere karşı söylediği şu üç kelime yani O (s.a.v) söylediyse doğrudur cümlesi peygamberlikten sonra İnsanlık tarihinde maneviyatta en yüksek rütbe olan SIDDİK rütbesini kazanmıştır. Biz Müslümanlar da inancımızda samimi olmalıyız, mesela hutbe okunurken imam efendiyi dinleyeceğimiz yerde cep telefonuna bakarsak sözde Müslüman oluruz. Rabbim cümlemize şuur versin.