İNSAN OLMAYI HİÇ BE-CE-RE-Mİ-YO-RUZ
Daha iki hafta önce yani 9 Kasım’da, ‘İNSAN OLMAYI, KARDEŞÇE YAŞAMAYI BECEREMEDİK’ başlığı ile bir yazıyı kaleme almıştım. Antalya’da 3 olayı irdeleyip bu kanaate varmıştım. Yanılmamışım. Çünkü geçen hafta Konya’da, önceki günde İzmir’de yaşanan olaylar beni haklı çıkardı.
Bu iki olayı ele almadan bir hatırlatma yapmakta fayda görüyorum. eylül ayında oynanan MKE Ankaragücü-Beşiktaş maçının bitiminde bir taraftar sahaya girmişti. Hatırladınız değil mi? O taraftarı uzaklaştırmaya çalışan Josef de Souza, kırmızı kart görmüş ve sonrasında bazı açıklamalar yapmıştı. Souza, "Bir oyuncuyu öldürdükleri gün veya en sevdiği şeyi yapmasını engelleyerek, sakat bıraktıkları gün, ya da bir hakeme saldırdıkları gün beni hatırlayacaksınız" ifadelerini kullanmıştı.
O da yanılmamış tıpkı benim gibi. Çünkü GELİYOR GELMEKTE OLANI görmek için ÜÇ MAYMUNU OYNAMAYIN yeterli. Başka bir şeye gerek yok. İNSAN olun yeter. Konya’da hayvan bakım evinde yaşanan olay ile Göztepe-Altay maçında yaşananların insanlıkla uzaktan yakından alakası yok. Ha insana ha hayvana. Sonuçta ikisi de canlı.
İki ayrı olay iki farklı fotoğraf karesine bakınca insanın aklı havsalası almıyor. Birinde dili olmayan bir canlı hunharca katlediliyor, diğerinde ise konuşabilen insan görünümlüler bir birini öldürmeye çalışıyor. Olaylardan sonra 21 kişi gözaltına alındı. Amenna. Ya o işaret fişekleri? İşte asıl mesele burada. Yapılan incelemede işaret fişeklerine ambulans görevlileri sırt çantalarında getirip stada sokmuşlar ve tuvalette taraftara teslim etmişler.
Olaylara neresinden bakarsanız bakın tam bir garabet. Oturup günlerce üzerine tahlil yapıp, üniversitelerde doktora tezi olacak olaylar silsilesi var karşımızda. Dünya kupasında futbolun keyfini sürüp eğlenirken, Japon taraftarların Kosta Rika maçı ardından tribünleri temizleyip örnek bir davranış sergilemeleri ile mutlu olurken İzmir’de yaşananları görünce utanıyor insan olanlar.
İnanın hem Konya’daki olay hem de İzmir’de yaşananlar gittikçe vahşi, saldırgan bir toplum olma yolunda ilerlediğimizi gösteriyor. Hem de kötülüktü çıtayı çok yükseltmişiz ama farkında bile değiliz. Altay taraftarının yanan meşaleleri Göztepe tribününe atması üzerine Göztepe taraftarı Altay’ın kalecisinin kafasında korner direği kırıyor. Al birini vur ötekisine.
Yahu sizin yaptıklarınız Konya’da köpeği katleden görevlilerden farkı var mı Allah aşkına. Konya’dakiler insan olmayı beceremedi ya siz? Ne taraftarlığı becerebildiniz ne sportmenliği. Bu iki şehirde yaşananlara baktığımız zaman benim günler öncesinden söylediğim gibi ‘İNSAN OLMAYI, KARDEŞÇE YAŞAMAYI BECEREMEDİK’ hem de insan gibi olmayı!
Acayip bir toplum olduk. Trafikte, komşular arası ilişkilerde, aile içinde, hastane, okul ve sokaklarda sebepsiz yere saldırmaya hazır insan görünümündeki canavarlaşan toplum olduk. Aman siz TAHRİKLERE kapılmayın ve UYMAYIN. Çünkü biz maalesef NE İNSAN OLABİLDİK NE DE KARDEŞÇE YAŞAMAYI bilemedik.
Ve inanın BE-CE-RE-Mİ-YO-RUZ!
GERÇEK Mİ DEDİKODU MU?
Aslında elimde belgesi olmayan hiçbir haberi yazmam ve yazılmasına da karşıyım. Çünkü dedikodu üzerine haber yapılmaması gerektiğine inan biriyim. Lakin son dönemde sürekli bana sorulan bir soru ile karşı karşıya kaldım. Kime sorsam tam bir cevap alamadım. İddiayı doğrulatamadım. İçim içimi kemirdi bu iddia. Tam şehir efsanesi.
Düşünüp taşındım ve bu konuyu buradan anlatmaya karar verdim. Bana gelen iddiayı kısaca anlatayım. Belki içinizde bilen birisi çıkar ve bana da konuyu net olarak anlatır! Antalya’da kocaman bir partinin kocaman hem de torun sahibi bir İL BAŞKANI! Önce sekreteri ile aşk yaşıyormuş. Hem de öyle böyle değil. Uzun süreden beri bu ilişki devam ettikten sonra evlenmişler. Çapkın il başkanının sekreteriyle evliyken bu kez de partiden bir kadınla aşk hayatı yaşadığı iddia ediliyor.
İki kişi arasındaki yaşananlar üçüncü kişileri çok ilgilendirmez amma konunun kahramanı siyasetçi olunca işin rengi değişiyor. Hele hele bahse konu olaydaki sevgili HAMİLE ise. Bana anlatılanlara göre, bilmem dedikodu bilmem gerçek kızımız daha önce KÜRTAJ yaptırmış ama bu kez doğurmakta kesin kararlı imiş. Ben demiyorum anlatanlar diyor.
İyi de benim bildiğim ATEŞ OLMAYAN YERDEN DUMAN ÇIKMAZMIŞ! Hani dedim ya ben insanlara muhalif olurum ama böyle bir olayda karşısında dururum. Çünkü olay gayri ahlaki.
Benim bildiğim insan dik durmalı. Hele hele siyasette. Elif gibi olmalı. Kendi zevki için eğilip bükülmemeli. Acaba diyorum ki bu olay seçim yaklaştığı için ŞEHİR EFSANESİ Mİ?
Gerçeği bilen varsa elif gibi eğilmeden anlatırsa bizde bilgilenmiş olalım. Ne dersiniz?