İNAN KIRAÇ’IN SERVETİ

1996 yılının ortalarıydı. Antalya Kaleiçi’nde geçmişte depo olarak kullanılan eski bir Rum Ortodoks Kilisesi ile yanındaki iki katlı eski bir konak satın alınıp restore edilmişti. Mimar Sinan Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümünden bir yıl önce mezun olmuştum. O dönemde muhabirlik yaptığım E TV’nin birkaç yüz metre uzağındaki bu yer dikkatimi çekmişti.

Bir gün kameraman arkadaşlardan birini de alıp bu kilise restorasyonunun haberini yapmaya gittim.  Eski Türk evinin girişinde orta yaşlı bir kadınla beyaz saçlı ince uzun boylu bir adam vardı. Son derece mütevazı insanlardı. Burayı müze haline getirmek istediklerini söylediler. Yanlarında Antalya Müzesi’nin eski müdürü Kayhan Dörtlük de vardı. Kayhan Dörtlük’ün ismini üniversiteden mezun olabilmek için yaptığım tez çalışmalarım sırasında duymuştum.

***

Anadolu Türk Mimarisi hocam Prof. Dr. Gönül Cantay benden Alanya’daki Türk eserleriyle ilgili bir tez hazırlamamı istemişti. O tezi hazırlarken Kayhan Dörtlük’ün Alara Kalesinin üstündeki Selçuklu kasrı ile ilgili yazılarından da yararlanmıştım. 1995 yılında tez yazarken bilgilerinden faydalandığım Kayhan Dörtlük ile 1996 yılında o Kaleiçi’ndeki eski kilisenin önünde tanışmıştık. Yanındaki o kadınla beyaz saçlı adamı tanımıyordum. Meğer o kadın Koç Holding’in kurucusu Vehbi Koç’un kızı Suna Kıraç’mış. Yanındaki adam ise eşi İnan Kıraç’mış.


Açıkçası Suna Kıraç’ın Vehbi Koç’un kızı olduğuna pek inanamamıştım. “O harabelerin içinde Türkiye’nin en zengin kadınlarından birinin ne işi olabilir” diye düşünmüştüm. Meğer Kaleiçi’nde birçok yerin de restorasyonunu da yaptırmışlar. O yıl eski kilise ile yanındaki konağın restorasyonu tamamlanıp müze olarak açılışı yapıldı. Açılış törene çok sayıda kişi katılmıştı.

***

Kilise binasında Suna İnan Kıraç çiftinin özel koleksiyonu sergileniyordu. 2 katlı konağın üst katı ise Antalya Kaleiçi’ndeki gelenekleri yansıtan bir etnografya müzesi gibiydi. Açılış günü Suna ve İnan Kıraç çiftinin yanlarında 12 yaşlarında kömür gibi saçlı, kara gözlü bir kız çocuğu vardı. Meğer o çocuk Suna ve İnan Kıraç’ın yetiştirme yurdundan alıp evlat edindikleri İpek’miş. Çift çocukları olmayınca çocuk esirgeme kurumu himayesindeki İpek’i 4 aylıkken alıp evlat edinmişler. İpek annesinin önünde arkasında koşturup duruyordu. Sonra karşıdaki iki binayı da satın alıp burayı da AKMED’in idari merkezi kütüphanesi, sergi salonu ve konferans salonuna dönüştürdüler. 

***

Kaleiçi’ndeki mescitleri mimarları Sinan Genim’e restore ettirdiler. Hatta geçtiğimiz yıllarda restore edilen Kesik Minare olarak bilinen Şehzade Korkut Camiyi de ayağa kaldırmak istemişlerdi. Bürokrasiye takıldıkları için bundan vazgeçmek durumunda kalmışlardı. 1996’da yani AKMED’İ açtıkları yıl ALS hastalığına yakalanan Suna Kıraç artık eskisi kadar gelemez olmuştu Antalya’ya. 

Uzun yıllar bu hastalıkla mücadele eden Suna Kıraç 15 Eylül 2020 tarihinde bu dünyadan göçüp gitti.  Eşi İnan Kıraç’ı da en son 2014 yılında Kalekapısı’nda yıkılan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’na ait binanın yerine inşa edilen kültür sanat merkezi inşaatının temel atma töreninde görmüştüm. O binanın Antalya’ya kazandırılmasında da büyük katkıları olan İnan Kıraç ile bir daha hiç karşılaşmadık. Ancak Suna ve İnan Kıraç çiftinin Kaleiçi’nde kurdukları AKMED’te düzenlenen etkinlikleri, hem bir sanat tarihçi, hem de bir gazeteci olarak sürekli olarak takip ettim.

***

Hatta Prof. Dr. Refik Duru’nun AKMED’te düzenlenen konferansta Burdur’un Hacılar köyüyle ilgili konuşmalarından yola çıkarak yaptığım  “Tarihi Yağmanın kitabı yazılıyor” başlıklı bir haberle katılmadığım bir yarışmada ANSİAD tarafından 2010’da “Yılın gazetecisi” seçildim. Başta Antalya olmak üzere ülkenin kültür hayatına çok büyük hizmetleri olan AKMED halen Koç Üniversitesi bünyesinde faaliyetlerine devam ediyor.

Buna karşılık bu güzide kurumun kurucularından İnan Kıraç’ın evlat edindikleri İpek ile yaşadıklarını 1 Kasım günü çıkan haberlerden okuyunca şoke oldum. Evlat edindiği İpek’i evlatlıktan reddeden İnan Kıraç servetini de bir vakıf kurup muhtaç çocuklara bağışlayacağını açıklamış. Eşi Suna Kıraç ile Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı üzerinden Antalya’da Kepez’deki eğitim parkında çocuklara destek olan İnan Kıraç kuracağı yeni bir vakıfla bunu gerçekleştirecekmiş.

***

Bugün çocuklarımız üniversite eğitimi görmek için gittikleri şehirlerde barınma konusunda büyük sorunlar yaşıyor. İnan Kıraç başta İstanbul olmak üzere barınma sorunu yaşayan üniversite öğrencileri için öğrencilere yurt yapsa,  ücretsiz olarak çocuklara barınma imkanı sağlasa ya da bu yurtları KYK’ya bağışlasa fena mı olur.