İletişim Başkanı Altun’dan Suriye mesajı
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Bundan sonraki süreçte de tüm etnik, dini ve mezhebi grupların dahil olacağı demokratik, çoğulcu, huzurlu ve müreffeh bir Suriye'nin inşa edilmesinde Türkiye olarak elimizden geleni yapacağız” dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Türkiye Yüzyılı: İletişimin Yüzyılı" temasıyla düzenlenen "2. İletişim Şurası Hazırlık Çalıştayı"na katıldı.
Burada konuşan Altun, Türkiye'nin her alanda nitelikli
temsili, Türkiye markasını daha da güçlendirme, devletin söylem birliğini tesis
etme ve devlet-millet iletişimini daha da sağlıklı hale getirmek için İletişim
Başkanlığının kurulduğu günden bugüne ulusal ve uluslararası düzeylerde sayısız
çalışma ve projeyi hayata geçirdiğini söyledi.
Her bir başarıda Türkiye adına onur ve gurur duyduklarını,
zor dönemlerde Türkiye'den, milletten ve hakikatten aldıkları güçle mücadeleyi
diri tuttuklarını ifade eden Altun, "İletişim Şurası"nın ikincisinin,
22 yıl aradan sonra, nisan ayında düzenleneceği bilgisini verdi.
Altun, şura kapsamında, iletişimin her alanını kapsayan 16
çalışma grubunda 425 iletişim profesyonelinin çalışmalarını sürdüreceğini,
Türkiye İletişim Modeli'ne uygun, kapsayıcı, güncel ve güçlü bir iletişim
rehberi hazırlanacağını aktardı.
"KÜRESEL MEDYA
DÜZENİ, HAKİKAT KRİZİNİ DERİNLEŞTİREN BAŞLICA UNSUR"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, kitleler, toplumlar
arasında "gerçekle yanılsama" ve "hakikatle yalan"
arasındaki çizginin belirsizleştiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"İçinde olduğumuz küresel medya düzeni, ne yazık ki,
sözünü ettiğimiz hakikat krizini derinleştiren başlıca unsur. Küresel medya
kartelleri, haber, reklam ve eğlence içeriklerini uluslararası alandaki
adaletsizliği ve sömürü düzenini tahkim edecek şekilde yeniden üretiyorlar. Bu
karteller sehven değil kasten küresel alandaki zulümleri meşrulaştırmaya,
onları görünmez kılmaya çalışıyorlar. Gazze'deki soykırımı tüm dünyaya aktarmak
için hakikat nöbeti tutan gazetecileri, Filistin'in masum çocuklarını,
kadınlarını, insanlarını katleden İsrail hükümetini kasten, bile isteye suçsuz göstermeye,
masum göstermeye, suçsuz göstermeye, görünmez kılmaya çalışıyorlar. Karşımızda
kasti bir vicdansızlık, gayrı ahlaki bir tavır var."
Haklının değil, güçlünün yanında duran küresel bir sistemle
karşı karşıya olunduğunun altını çizen Altun, uluslararası sistemin çözüm
üretemediği, karşısında biçare kaldığı birçok krize şahitlik edildiğini
söyledi.
Altun, 2024'ün dünyanın birçok yerinde zulümlerin,
katliamların, hak ihlallerinin, mağduriyetlerin ve adaletsizliklerin yaşandığı,
dünyanın sözde güç merkezi devletlerinin, barış ve adaleti sağlamakla görevli
teşkilatlarının bütün bu yaşananlara karşı sessiz kaldığı bir yıl olarak tarihe
geçtiğini ifade etti.
"VERDİĞİMİZ
MÜCADELE ÇOK DAHA BÜYÜK BİR ANLAM KAZANIYOR"
Özellikle Suriye'de yaşanan ihtilafta, Rusya-Ukrayna
savaşında, Filistin katliamında, uluslararası kuruluşların nasıl işlevsiz
kaldığının bir kez daha müşahede edildiğini belirten Altun, "Dünyanın bu
ahvali içerisinde ülkemizin durduğu yer ve herkes için adalet şiarıyla
verdiğimiz mücadele çok daha büyük bir anlam kazanıyor, hepimiz için bir gurur
vesilesine, insanlık için bir gurur meselesine ve insanlık için umuda
dönüşüyor." dedi.
Küresel yönetim mekanizmalarının iflas bayrağını çektiği bir
ortamda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğiyle Türkiye'nin
üstlendiği yapıcı rol ve bölge devletlerinin istikrar arayışına sunduğu
katkının, uluslararası camiada da karşılık bulduğunu vurgulayan Altun, şöyle
devam etti:
"Suriye'de yaşanan son gelişmeler, Türkiye'nin insani
dış politikası ile tarihin doğru tarafında yer aldığını bir kez daha
göstermiştir. Derin bağlarımızın olduğu komşumuz Suriye'nin toprak bütünlüğü ve
üniter yapısının korunması, bölgenin geleceğinde terör yapılanmalarına yer
verilmemesi yönündeki politikamız, sahada karşılık bulmaya başladı. Bundan
sonraki süreçte de tüm etnik, dini ve mezhebi grupların dahil olacağı
demokratik, çoğulcu, huzurlu ve müreffeh bir Suriye'nin inşa edilmesinde
Türkiye olarak elimizden geleni yapacağız."
"FİLİSTİN
DAVAMIZ İNSANLIĞIN, VİCDANIN VE ADALETİN MESELESİDİR"
Altun, Suriye ile beraber Türkiye'nin dost elini hiçbir
zaman üzerinden çekmediği bir diğer kardeş halkın ise Filistin halkı olduğunu
belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Filistin davamız, sadece bir coğrafyanın hikayesi
değil, aynı zamanda insanlığın, vicdanın ve adaletin meselesidir. 7 Ekim 2023
tarihinden bu yana Gazze'de yaşanan insanlık dramı, durmaksızın devam ediyor.
Gazze'de İsrail'in uyguladığı soykırımda şimdiye dek 45 binin üzerinde insan
acımasızca katledildi. Bütün bu zulüm karşısında en güçlü ses, yine Türkiye ve
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yükseltildi.
Türkiye olarak, Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e
karşı açılan soykırım davasında müdahillik bildirimini sunduk. İsrail'in
Gazze'deki işgalini, Filistinli sivillere yönelik katliamlarını durdurması için
girişimlerde bulunarak, dünya kamuoyunu defaatle harekete geçmeye çağırdık. Bu
süreçte tüm medya kurumlarımız, TRT, Anadolu Ajansı ve özel medya
kuruluşlarımız gerçekten İsrail'in Gazze'de yürüttüğü zulmü bütün dünyaya
göstermek için çok büyük bir mücadele verdi ve büyük bir başarı ortaya koydu.
Bir yandan İsrail'in dezenformasyonlarını ortaya koyarken, öte yandan
Filistin'in mazlum insanlarının sesini bütün dünyaya duyurdu."
Gazze ve Filistin halkına tüm imkanların kullanılarak insani
yardımlarda bulunulduğunu belirten Altun, Türkiye'nin, hemen her mazlum ve
mahzun coğrafyada çatışmaların çözümünde diplomasiyi aktif bir şekilde kullandığını
söyledi.
Altun, Türkiye olarak dünya barışına verilen katkının bir
diğer yansımasının da yakın zamanda Afrika'da görüldüğüne işaret ederek,
"Etiyopya ve Somali arasındaki ihtilaf, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın lider
diplomasisi ile çözüme kavuştu ve Türkiye'nin arabuluculuğunda Ankara Bildirisi
ile gerçekten çok önemli bir kriz çözüme kavuşturuldu. Bu barış, aynı zamanda
hak ve adalet temelli bir uluslararası siyasetin, halen mümkün olabileceğini
somut bir şekilde gösterdi ve tarihe geçti." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin barışçıl ve insani diplomasisinin bir diğer
önemli sonucunun da Rusya-Ukrayna savaşında, tahıl krizinde ortaya çıktığına
dikkati çeken Altun, şunları aktardı:
"Dünyanın gıda krizine sürükleneceği bir dönemde
Türkiye, Tahıl Koridoru'nun tesis edilmesindeki rolüyle müşfik ve aynı zamanda
stratejik bir güç olduğunu bir kez daha dünyaya gösterdi. Bölgemizdeki ateş
çemberine ve küresel alandaki tüm meydan okumalara rağmen, ülkemizin bu
istikrarlaştırıcı rolü, şüphesiz, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde son 22
yılda 'tam bağımsız Türkiye' ideali ile her alanda sürdürdüğümüz millileşme,
özgürleşme ve büyüme hareketinin bir sonucudur."
Türkiye'nin, tüm insanlık için sarf ettiği adalet gayretinde
ve milletin bekası için yedi düvele karşı verdiği onurlu mücadelesinde,
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak tüm güçleriyle çalıştıklarını ifade
eden Altun, ilk günden itibaren, iletişimi bir disiplin olarak kurumsallaştırma
gayretinde olduklarını aktardı.
CİMER'E GELEN 4
MİLYON 590 BİN BAŞVURU SONUÇLANDIRILDI
İletişim Başkanlığı olarak hayata geçirdikleri uygulamalar
hakkında da bilgi veren Altun, 2024 yılı içinde, CİMER'e gelen 4 milyon 590 bin
başvurunun tüm kurumların desteğiyle titizlikle sonuçlandırıldığını bildirdi.
Altun, Türkiye'nin geleceği olan gençlerle farklı
vesilelerle bir araya gelmeyi ve bu doğrultuda düzenledikleri "Devlet
Teşvik Tanıtım Günleri"nin önemine vurgu yaparak, devletin sunduğu
imkanlarla gençlerin idealleri arasında bir köprü kurduklarını ifade etti.
Uluslararası alanda sağlam ilişki ve etkileşim ağı kurmak
için yoğun çaba sarf ettiklerini aktaran Altun, bugüne kadar medya ve iletişim
alanında 22 ülkeyle ikili anlaşma imzaladıklarını söyledi.
Altun, kısa sürede stratejik iletişim alanında dünyanın
sayılı zirvelerinden birine dönüştüğünü belirttiği STRATCOM'un ise iletişim
alanındaki politika yapıcılar ve profesyonelleri bir araya getiren ve çok
sayıda ülkeyle işbirliğini derinleştiren bir platform olarak öne çıktığını
belirtti.
Kamu diplomasisi alanında hayata geçirdikleri "Vatandaş
Diplomat" projesinin önemine vurgu yapan Altun, geniş katılımlı ve çok
boyutlu sürdürdüğümüz kamu diplomasisi faaliyetlerinde, Türkiye'nin
uluslararası sorunlara yönelik sunduğu çözüm önerilerini merkeze aldıklarını
dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti:
"Bu bağlamda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğan'ın 'Dünya beşten büyüktür' ve 'Daha adil bir dünya mümkün' çağrılarının
uluslararası kamuoyunda daha güçlü yankılanmasını sağlamak için Güney Afrika'dan
Amerika'ya pek çok ülkede paneller serisi düzenlendik, düzenlemeye de devam
ediyoruz. Nitekim şubat ayında Londra'da 'Daha adil bir dünya mümkün'
başlığıyla yine büyük bir sempozyum düzenliyoruz. Bunların yanında Türkiye'nin
çevre ve iklim değişikliği diplomasisindeki öncü rolünü ortaya koyan ve Sayın
Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde sürdürülen Sıfır Atık Projesi'ni
de, 'Türkiye'nin Yeşil Kalkınma Devrimi' ve 'Yaşanabilir Bir Dünya için
Türkiye'nin Sıfır Atık Yolculuğu' kitaplarının eşlik ettiği bir iletişim
kampanyasıyla ulusal ve uluslararası kamuoyuyla paylaştık. Dubai'de 28'incisi,
Bakü'de ise 29'uncusu gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği
Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansları'nı Türkiye'nin çevreci vizyonunu ve Sıfır
Atık hareketini tüm dünyaya anlatma fırsatları olarak değerlendirdik."
İletişim Başkanlığının, önem verdiği bir diğer alanın da
sorumlu oldukları medya ve basın alanı olduğuna dikkati çeken Altun, Başkanlık
olarak bugüne kadar 27 bin basın kartını sahiplerine teslim ettiklerini
söyledi.
Altun, medya mensuplarının haklarının iyileştirilmesinden,
güncel meselelere dair ulusal ve uluslararası basın bilgilendirme
toplantılarına kadar bu alanda yoğun şekilde çalışmaları sürdürdüklerine
dikkati çekerek, "Önümüzdeki süreç, 'Türkiye İletişim Modeli' çerçevesinde
uluslararasılaşmayı merkezimize aldığımız, farklı coğrafyalarda medya
işbirliklerimizi daha da güçlendireceğimiz ve etki alanımızı
derinleştireceğimiz bir dönem olacak. Öte yandan dezenformasyonla mücadeleyi de
kritik çalışma alanlarımızdan biri olarak kurumsallaştırmaya devam edeceğiz.
Keşke sistematik dezenformasyon faaliyetleri, medya ve iletişim iklimini
zehirlemese ve biz de bu yönde bir çaba ortaya koymasak." şeklinde
konuştu.
"2 BİNİN
ÜZERİNDE YALAN HABERİ VE KARA PROPAGANDA GİRİŞİMİNİ BERTARAF ETTİK"
Dezenformasyonla mücadeleyi kritik çalışma alanlarından biri
olarak kurumsallaştırmaya devam edeceklerini vurgulayan Altun,
"Dezenformasyonla Mücadele Merkezimizin yoğun çalışmalarıyla bugüne kadar,
ülkemize karşı üretilen 2 binin üzerinde yalan haberi ve kara propaganda
girişimini bertaraf ettik." dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Yayınları tarafından
bugüne kadar 10 dilde 150'ye yakın eser yayımlandığını aktaran Altun, süreli ve
süresiz yayınların hem vatandaşların bilgisine sundukları bir açık kaynak, hem
de gerek devlet kurumları gerekse de uluslararası muhataplar için bir politika
metni mahiyeti taşıdığını ifade etti.
16 YAPAY ZEKA
KATILIMCISI ÇALIŞTAYDA YER ALACAK
Siber güvenlik alt yapılarını sürekli güncellediklerini,
Türkiye'nin dijital bağımsızlığını, siber egemenliğini desteklemek amacıyla
yerli ve milli yazılım projelerine öncelik verdiklerini anlatan Altun, şunları
kaydetti:
"Bu çerçevede bugün burada bir deneyimi de ilk kez birlikte
yaşayacağımızı da belirtmek istiyorum. Başkanlığımız tarafından geliştirilen ve
her çalışma grubuna özel olarak kodlanan 16 yapay zeka katılımcısı da
çalıştayda yer alacak ve tematik alanlardaki istişare mekanizmalarına katkı
sunacak. Bu tecrübeyi ayrıca değerlendirmemiz, gelecek çalışmalarımız için bir
referans olacaktır."
Altun, etkinlik sonunda ortaya çıkacak somut çıktıların,
öneri ve değerlendirmelerin iletişim alanına çok önemli katkılar sunacağına
inandığını belirterek sözlerini tamamladı.
AA