İKİ NEFES ARASINDA

Doğduğumuz andan itibaren başlar hayat koşuşturması… Anne karnında olmanın güveni, sıcaklığı, huzuru, dinginliği son bulmuştur artık… Nefes almayı öğrenmekle başlar her şey… Kolay bir şey değildir ilk nefes, çatlarcasına ağlamayı, acı çekmeyi gerektirir.

***

Sonrasında da kolay değildir nefes almayı devam ettirmek. Hayatın içinde boğulur gibi olduğun, çıkmaz sokaklarda kaybolduğun, boğazının düğüm düğüm olduğu an’lar, bir an yok olmayı istediğin zamanlar… Bir gölge gibi gelir peşinden yaşamın boyunca…

***

Çocukken büyünce tüm dertlerinin biteceğini düşündüğü zamanların arkasından özlemle bakar insan yetişkinlikte! İş derdi… eş derdi… aş derdi… hiç bitmez… eklenerek devam eder yaşam boyunca! İletişimsizlikler, yalnızlıklar, anlatamamalar, anlaşılamamalar, ….  İp gibi uzaaar gider sorunlar…

***

Tüm bunlar yaşamın gerçeği ve bizim sorunsuz bir fanusta yaşamımızı sürdürme şansımız hiç yok, bu nedenle yapılması gereken, içinde bulunduğumuz koşullarda biz ne yapabiliriz, ne yaparsak ve nasıl davranırsak daha iyi ve daha mutlu bir hayat yaşayabiliriz! Koşulları değiştirme şansımız olmadığına göre yapacağımız şey kendimizde yeni bakış açıları yaratmak olmalıdır.

Mutlu olmak için içinde bulunduğumuz andan daha iyi bir zaman yoktur. Çünkü hayat bizi beklemez… O yolunda devam eder… Hayat, akış hızını bize göre belirmez! O halde biz hızımızı hayatın akış hızına göre ayarlamalıyız.

***

Mutluluk, bir varış noktası değildir, yaşarken yapılan bir yolculuktur. Murathan Mungan’ın da dediği gibi, “Pek çokları mutluluğu daha yüksekte ararlar, bazıları ise daha alçakta. Oysa mutluluk insanın boyu hizasındadır.”

Sorunlar, dertler, sıkıntılar, sorunlar bitmez… Yaşam devam ettikçe bizimledirler… Bizimle birlikte yürürler… Önemli olan onların hayatımızda ne kadar alanı kaplamalarına izin verdiğimizdir. İşte bunu biz belirleriz. Sorunlar sırtımızdaki küfeler gibidir.

***

Onları taşıyabilmek için arada yere indirmek, dinlenmek gerekir. Çok küçük bir sorun bile olsa sürekli sırtınızda taşırsanız, bir süre taşıyamaz hale gelirsiniz ve bu sizin yaşamınızı aksatmaya başlar, ve hayat sizi beklemez, o yoluna devam eder…

SON SÖZ

Sırtınızdaki küfeyi indirin, elinizdeki bardağı arada yere bırakın… Çünkü yaşam aldığınız nefes sayısıyla değil, nefesinizi kesen anların sayısıyla ölçülür!