İKİ ARADA BİR DEREDE KALMAK
Herkesin malumudur. 2019 yerel seçimleri için CHP’nin terör destekçisi HDP ile yaptığı seçim ittifakını bilmeyeniniz yoktur. O dönemde CHP Antalya İl Başkanı ile HDP’li yöneticilerin bir pastanede yaptığı toplantı ile bu ittifak ayyuka çıkmıştı.
Önce bir pastane ardından da bir benzin istasyonunda, dönemin CHP İl Başkanı Ahmet Kumbul, CHP İl Sekreteri İlkay Budak ile HDP'li heyetle bir araya geldi. HDP'li heyette HDP Parti Meclisi Üyesi Nihat Akkaya, Aydın Çetinkaya ile Antalya HDP Eşbaşkanı Muhsin Taşar ve eski Eşbaşkanı Ahmet Kaya yer almıştı.
Dolayısı ile CHP-İP ittifakını HDP’nin desteklemesi ile Antalya’da CHP’nin adayı Muhittin Böcek, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanmıştı. Her ne kadar konu açıldığında CHP’liler HDP’nin desteği ile seçimi kazandıklarını inkar etseler de bu kaçınılmaz bir gerçek. Herkes neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor.Gelinen noktada olan oldu, Böcek koltuğa oturalı iki yılı geçti.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, koronavirüs tedavisi sırasında iyileşmemsi için destek verip dua eden CHP, AK Parti, MHP, SP, Memleket Partisi, İYİ Parti ve DSP’yi ziyarette ederek teşekkür etti. Ahde vefa örneği sergiledi. İnsani duygularla.
Kendisi ölüm döşeğinde iken koltuk kavgası yapan partisini bile unutmayan Böcek, oturduğu koltuğu borçlu olduğu HDP’yi görmezden geldi. Bu kez ahde vefayı unuttu!
Hem kamuoyu hem CHP’liler hem de HDP’liler böyle bir ziyaretin yapılıp yapılmayacağını merakla bekliyor. Bekliyorlar ama Başkan Böcek’in böyle bir ziyareti yapacağına kimse ihtimal vermiyor. Yapsa bile saklı gizli olması kuvvetle muhtemeldir. Tabi, HDP’liler paylaşımda bulunmazlar ise!
Tabloya ve gizli ittifaka baktığımız zaman HDP’lilerin böyle bir ziyareti beklemek hakları değil mi? Madem gizli ittifakınız ayyuka çıktı bu ziyaretinden yapılması gerekiyor. En azından CHP yönetimi gibi riyakarlık yapmadılar. Fakat böyle bir ziyaretin çok zor olacağını da ifade etmek istiyorum.
Çünkü Başkan Böcek, “İKİ ARADA BİR DERE KALMAK (Sıkışık, zor şartlar altında kalmak. Herhangi bir taraftan yana olunsa diğer tarafı üzecek durum)” deyimini yaşamaktadır. Yani ne yaparsa yapsın KABAK KENDİ KAFASINDA patlayacaktır. Yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal misali.
KARA SİNEK İSTİLASI
Antalya’nın başı bu yıl haşerat ile dertte. Önce larva dönemi kaçırılan sivrisinek, ardından da KARASİNEK istilası. Aman Allah’ım. Gecemiz işkence, gündüzümüz ise ayrı bir dert. Geceleri evde otururken veya sabaha kadar uykusuz geçen bir gün, gündüzleri ise karasinek kovalamakla geçen zaman. Yemek yemek bile sorun oldu bu illet yüzünden. Karasinek istilası nedeniyle evde işkence sokakta işkence yaşanıyor.
Bu işin önlemini alması gereken Antalya Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı İNANÇ ARGUN acaba ne iş yapar? İşini yapmak yerine yoksa her zaman yaptığı gibi makamında SİGARA içmekle mi meşgul?
Onu bunu bilmem amma, sinek ve sivrisinekle mücadelenin adam gibi yapılmadığı açık ve net. Yoksa o görevliler ile bizler başka şehirlerde mi yaşıyoruz diye kendi kendime soruyorum.
Öyle olmadığı kesin de, asıl bu konuların baş sorumlusu Belediye Başkanı MUHİTTİN BÖCEK’e de bir iki kelam etmekte fayda var. Sayın Başkan; “Lütfen bu sinek meselesini ciddiye alın. Yoksa kulaklarınızı her gün binlerce Antalyalı ÇINLATMAYA devam edecek. Bu sinek konusu halledilmeyecek olursa bir KARA LEKE gibi yapışıp kalacak. Temizlemesi de hayli zaman alacak.”
PAZARLAR DENETİMSİZ
Beni çevremde tanıyanlar iyi bilirler. Market yerine alış veriş için semt pazarlarını tercih eden birisiyim. Hem alış veriş yapar hem de şehrin nabzını buralarda tutarım.
Pazar yerleri insanların derdini bir birine anlattığı, insanların ruh hallerinin en iyi yansımasının takip edildiği yerlerdir. Ekonominin bana göre kalbi buralarda atar. Hatta siyaset bile buralarda şekillenir.
Ama gel gelelim son günlerde pazar yerlerinin DENETİMSİZ olması dikkatimi çekmeye başladı. Pandemiyi fırsat bilip denetim bir köşeye atılmış, fiyatlar almış başını gidiyor. Ne etiket ne fiyat kontrolü var!
“Tam yazın ortasındayız. Bolluk başladı fiyatların ateşi söner” diye beklerken pazardaki fiyatlar marketleri neredeyse solmamış durumda.
Havaların ısınması ve meyve, sebzelerinin bollaşmasıyla fiyatlar düşmeye meyilli iken birden ateşi fırladı. Domates, salatalık, yeşilbiber herkesin alabileceği rakamlara gelmişti. Domates 2.5 liraya kadar düşmüştü.
Dün şöyle bir pazar gezmesi yaptım. Domates 5 liraya çıkmış. Yahu ne oldu bir haftada? Ne değişti memlekette? Suya mı zam geldi? Ne oldu da fiyatlar arttı birden.
Meyveler desen yanına yaklaşılacak gibi değil. İnanın bu rakamlarla kim onuyorsa birileri tüketicinin aklıyla alay ediyor olmalı. Yoksa pazarlardaki fiyatlar keyfiyete mi bırakıldı anlayamadım gitti.
Bu işin mutfağı olan Antalya’da birkaç örnek vererek pazarlardaki denetimsizliğe dikkat çekmeye çalıştım. Çünkü NORMALLEŞİRKEN asıl ANORMALLEŞMENİN pazarlarda olduğunu görmek beni korkuttu!