İFTARDAN SAHURA SOHBET VE SİYASET
Mübarek
ramazan ayındayız. İftardan sonra yani gece yarısından sahura kadar olan sohbetler
de bir başka oluyor. Hele ki, konumuz Antalya, içerikte siyaset olursa tadına
doyum olmuyor. Hele bir de tavşan kanı çay oldu mu değeme gitsin. Saatin anlam
ve önemi kalmıyor. Son sürat akıp gidiyor. Seçim takvimine girildi ve son 16
gün kaldığı için çalışmalarda hızlandı. Her gece bir yerde program var.
AK
Parti’si, CHP’si, MHP’si, İYİ Parti’si, DP’si, BBP’si, yaşlısı, genci
çalışmalarına ivme katmanın telaşında. Kimi ziyarette, kimi ticarette, kimi ise
seyahatte.
Çalışan
çalışana. Ülke için, millet için, mide için. Seçilen, seçilene olacak mı, onu
bilemiyoruz. Hep beraber bekleyip göreceğiz.
Sohbetin
konusu siyaset olursa, kimin seçilip seçilemeyeceği oluyor. Ancak hala büyük
bir kararsız kitle var. Hala seçimi “ŞU KAZANIR” demek ve sonucu kestirmek hayli
zor.
Çünkü
ortalık öyle toz pembe falan değil. CUMHURBAŞKANLIĞI seçimi sonrası ortalık
aydınlandı amma hem halk hem de siyasetçi yorgun gibi. Eski seçim havası yok
ortalıkta.
Hal
böyle olunca beklemek olur mu? Koşmak lazım. Seçmeni seçmek lazım! Siyasette
hatırı sayılan dostlar, anlattıkça içim kıyıldı. Elbette açlıktan değil. Kararsızlıktan,
mutsuzluktan, sessizlikten ve meraktan.
Geçmişten
nakledilene baktım, oynayan, oynayana. En yakın dostunu atlatan, atlatana. Söz
verip de, cayanlarsa cabası. Bence geçmişi bırakıp, geleceğe bakmak daha doğru
olacaktır.
Elbette
ki geçmişten dersler alınacak. Tabi ki, seçenler dikkatli olacak, seçilenlerde.
Yaşanan dönemlerin bir daha geri döndürülmesi imkansız. Kulağından tutup, 360
derece geriye döndüremiyorsunuz.
Tam
turu bırakın, çeyreğin yarısı bile geri dönemez. O halde, baştan sağlama
bağlamak lazım. Başta tercihler doğru yapılmalı. Neden mi?
Komşu
iller, koşarak giderken geleceğe, biz yerimizde saymamak için. Gece sohbetinden
çıkan sonucun özüne baktım, saat sabahın 03.30’u olmuş. Sohbet koyu amma sahur
vakti gelince sohbete nokta vakti de gelmiş demektir.
Evet.
Bu seçim çok farklı bir seçim. Parti değiştireni mi ararsın, son dakika transfer
edilenleri mi ararsın, birbirlerini şikayet edip adaylıktan edenleri mi
ararsın? Çarşı, pazar karışık.
Bu
olanlara bakınca “Antalya’da birlik olmaz” lafı aklıma geliyor. Demek kolay, konuşmak
basit, kaçışın en kestirme yolu bence bu. Ama işin özü öyle değil.
Yörükler
kimin ne yaptığını çok iyi bilir. Değme anketör halt etmiş. Son kararı
verdiklerinde Antalya’da nasıl birlik olunur gösterirler. Aslında Antalya’da dostluk
da olur, güçlü, kuvvetli bir siyasette olur!
Dünya
kentinde menfaatler bir kenara bırakılırsa, küçük hesaplar yapılmadan. Önce
Antalya, sonra yine Antalya olursa elbette her şey olur. Ama mesele bunu
başarabilmekte.
Aşık
Veysel’in dediği gibi; “Gülü yetiştirir dikenli çalı / Arı her çiçekten yapıyor
balı / Kişi sabır ile bulur kemalı / Sabretmeyen maksudunu bulamaz.”
Ben
Antalya’da birlik olunacağından, hem de Antalya için el ele verileceğinden
şüphem yok. Çünkü bu şehrin kaybedecek zamanı yok. Yeter ki istekli ve niyetli
olunsun.
KESER DÖNER SAP DÖNER
Yazımın
ikinci bölümün başlığı aslında “Keser döner sap döner gün gelir hesap döner”
diye bir atasözü. Bunu da Antalya siyasetinde en çok dile getiren Büyükşehir
Belediye Başkanı Muhittin Böcek’tir.
Ya
kendisine yanlış yapıldığında ya da canı çok yandığı bir olaydan dolayı söyler.
Haklı olduğu yönleri de vardır. Fakat bir insan bu sözü söylerken bir gün
kendisine söyleneceğini de hesap etmelidir. Hele siyasetçi ise.
Yıl
2019. Yerel seçime kısa bir süre var. Dönemin AK Partili Büyükşehir Belediye
Başkanı Menderes Türel, projelerini açıkladı. Türel, “100. Yıl’daki TOKİ’ye ait
40 bin metrekarelik araziye Millet Bahçesi yapacağız. Falez Kavşağı ile
Antalyaspor Kavşağı arasında giden o caddeyi tamamen yerin altına alarak
arkadaki yeşil alanla birleştirip, öndeki Atatürk Parkı ile bir bütün haline
getiriyoruz. Meltem Mahallesi’nde oturan vatandaşlarımız hiçbir araç trafiği
ile karşılaşmadan evlerinden çıktıklarında yürüyerek sahile kadar
uzanabilecekler” demişti.
Türel
seçilemediği için bu proje hayata geçirilemedi. AK Parti’nin yeni dönem için
adayı olan Hakan Tütüncü’de buna benzer bir projeden bahsetti. Yani 100.
Yıl’daki trafiğin kesintisiz hale getirileceğinden.
Ama
işte yazımın ikinci bölümünün başlığı olan Böcek’in dilinden düşmeyen o atasözü
gerçek oldu. Hem de Böcek’in başına geldi. Nasıl mı?
CHP’nin
yeni dönem için tekrar adayı olan Böcek’in Antalya Dostlar Meclisi’nde anlattığına
bakalım. Neler demiş;
“Antalya’ya
trafikten arınmış yeni bir yaşam alanı kazandıracağız. 100. Yıl Bulvarı’nın
Falez Kavşağı ile Antalyaspor Kavşağı arasında kalan taşıt yolunu yer altına
alarak kültür, sanat ve sporla bütünleşen yeni bir yaşam alanı inşa edeceğiz.
Şehir Merkezi ile kıyı şeridini birleştiren yol aksı projemiz ile yeni bir alan
yaratacağız.”
Vallahi
bu siyaset böyle bir şey. Büyük lokma yiyeceksin ama büyük laf söylemeyeceksin.
Çünkü “Keser döner sap döner gün gelir hesap döner”miş!
Hayırlı
cumalar.