HZ. ÂDEM’İN ZÜRRİYETİ

Yüce Allah, Âdem Alyhisselam henüz Hz. Havva ile birleşip onlardan zürriyet başlamadan, onun vasıtasıyla kıyamete kadar yaratacağı her insanı kendisine bir nur parıltısıyla gösterdi. Hz. Âdem: ‘Ey Rabbim, kim bunlar?’ diye sordu. Yüce Allah: ‘Bunlar senin zürriyetindir’ buyurdu. Hz. Âdem ‘Ya Rabbim, şu nurlarıyla insanlara üstün geldiklerini gördüklerim kimlerdir?’ diye surunca, Yüce Allah: ‘Ey Âdem, onlar, zürriyetinden gelecek peygamberlerdir’ buyurdu.

***

Sonra Yüce Allah, Âdem Alyhisselam’ın belinden bütün zürriyetlerini çıkarıp onları akıl sahibi yaptı ve kendilerine hitapta bulundu. Onlara imanı emredip, imansızlıktan nehyetti. Kendisine itaat etmeleri için, onlardan söz aldı. Bu Ahdü Misak’a Hz. Âdem ve yedi kat göğü de şahit kıldı. İleride: ‘Biz bunu bilmiyorduk’ demesinler diye. Onlara: ‘Şunu iyi bilin ki, benden başka Rab yoktur. Bana hiçbir şeyi ortak tutmayınız. Bu Ahdü Misak’ımı size hatırlatacak peygamberlerimi de göndereceğim, kitaplarımı da indireceğim. Kuran’da bu misakla ilgili olarak bilgi verilmiştir.

***

Ahdü Misak zaman zaman hatırlatılarak verilen söze uyulması istenmektedir. Bir ayette: “Allah’ın size olan nimetini, ‘duyduk ve kabul ettik’ dediğiniz zaman sizi bununla bağladığı (O’na verdiğiniz) sözü hatırlayın ve Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, kalplerin içindekini bilmektedir.”  Buradaki sözden maksat, insanların yaratılmasından önce, ‘Elest Bezmi’ denilen mukaddes mecliste bütün ruhların Allah’a verdikleri söz olduğu belirtilmektedir.

***

Allah’ın ahdi, insanlara sadece kendisine ibadet etmeleri, kendisine boyun eğmeleri ve kendisine itaat etmeleri için verdiği emirdir. Ahdin kabul edilmesi ise, tüm insanlığın Hz. Âdem’in yaratılışı sırasında verdiği, Allah’a itaat sözüdür. İnsanlar, o sözleşmenin şartlarını ne dereceye kadar yerine getirip getirmedikleri hususunda hesaba çekileceklerdir.

***

Bu sözleşme Hz. Âdem’in yaratılışı esnasında olmuştur. O an, bütün meleklerin bir araya toplanarak, Âdem’in önünde eğilmeleri emredilmiş ve ayrıca insanın, Allah’ın yeryüzündeki halifesi olduğu alenen ilan edilmişti. Aynı şekilde başlangıçtan kıyamete doğacak bütün nefisler bir kerede ve bir yerde bütünüyle toplatılmış, akletme yetkileri kendilerine verilmiş olarak ve Allah’ın huzurunda, O’nun kendilerinin Rabbi olduğunu itiraf etmeleri istenmiştir.

***

Bir hadiste de şöyle dendiği rivayet edilmiştir: “Allah ruhlar âleminde bütün insanları topladı, onlar türlerine ve yaşadıkları devirlere göre kümelere ayırdı ve onlara insan suretini ve konuşma kabiliyetini verdi. Sonra onlardan bir ahit aldı ve buna bizzat kedilerini şahit tutarak ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ diye sordu.

Onlar da, ‘ hiç şüphe yok ki, yalnızca sen bizim Rabbimizsin’ diye karşılık verdiler. Sonra Allah: ‘Hesap gününde bizim bilgimiz yoktu’ diyerek mazeret ileri sürmeyesiniz diye yerleri, gökleri ve babanız Âdem’i bu konuda şahit olmaya çağırıyorum. O zaman, benden başka ibadete layık hiçbir şeyin olmadığını ve benden başka Tanrı olmadığını iyice kafanıza yerleştirin.

Bana herhangi bir şeyi ortak koşmayın. Sizlere, benimle yaptığınız bu anlaşmayı devamlı hatırlatacak peygamberimi ve kitabımı göndereceğim’ dedi. Buna bütün insanlar, ‘şahadet ederiz ki, yalnızca sen bizim Rabbimiz ve İlahımızsın, senden başka İlah ve Rab yoktur’ diyerek cevap verdiler.