HUZURUN ADRESİ İNSANIN YÜREĞİDİR

İçin bir okyanus gibi alabildiğine derindir bazen, ne engel olabilir ne karşı koyabilirsin. Sen sadece gönlünün sana yaşattıklarını solumakla mükellefsin. Soludukça artar sol yanında özlemin, soludukça keskinleşir o derinliğin…

Bazen kendi içinden kaçmak istersin. Kendinden bile gizlersin bazı şeyleri. Lakin bir noktaya gelirsin. “Artık her şey bitti ben ben değilim artık benden geçti” dersin. Sonra bir el uzanır sana, hayat koskocaman bir mucizeyi, getirir kondurur yaşamına…

Sen, “Ah be kendim! ’Yine kadere haksızlık ettim” dersin ve yeni bir serüven başlar içinde. Sonsuz duygulara yeniden yelken açarsın. Evet evet aynı duygulardan bahsediyorum. Hani kaybetmiştin ya umutlarını, olmaz derdin ya… 

Yine gönlünle mahkemeye çıkarsın da galip gelen yine gönlün olur. Sözüm ona, gönlünle yarış edemezsin. O ne derse onu yeğlersin. O söyler, sen dinlersin… Sonsuzluğa  çığlıklar birikir içinde, alabildiğine…

Sol yanında kötü günler için biriktirdiğin umutlarına sarılma vakti gelmiştir o andan sonra. Umutların, zor günlerinde senin sağlam kıskacın. Güvenin, huzurun… Sıkıca sarıl yaşamına, yeşil umutlar yak benliğine, sarıda duraklarlar belki… Lakin  yeniden canlanırlar da devasa hale gelirler… Yaşam, zor bir imtihan…

Uygula güzellikleri, yakıştır benliğine mutluluğu huzuru koş huzura. Sana gelmez mutluluk, sen kovalamadıkça. Haydi kalk, düş peşine umutlarının, kucak aç onlara, onlar sana koşar adımlarla geleceklerdir…

Umutlarını kaybetmek de neyin nesi? Bilmez misin baharda bile kar yağar da karın beyazlığına saflığına kapılır insan. Soğuk sular içinde ne keskin özlemlerin var. Erimez dediğin, nice buz kesmiş duyguların eriyip akmadı mı yine gönlüne.

Gönlünün hakimi de sensin, mimarı da. Bazen birçok şeyde gönlüne söz geçiremiyor insan. Alışkınız. İnsanız. Kaçıp gidiyor umutlar elimizden bazen, engel olamıyoruz, set çekemiyoruz savrulup giden umutlarımızın önüne, içimizden kayıp gidenlere, sol yanımızdan silinip gidenlere. Çekemiyorsun işte o seti. Belki en zor yanı da bu…

En çok da kendi içinde savaştığın duygular yorar insanı. Heybendeki biriktirdiğin umutlarını kaybettiğini de anlayınca, savrulmuş hissedersin kendini. En büyük hatayı orda yapıyor insan..

Yarının ne getireceğini hiç kestirebildiğin oldu mu? Rastgele çekilen bir fotoğrafta aslında ne kadar güzel çıktığını sonradan fark ettiğindeki durum gibi. Rastgele, beklemediğin bir anda hayatına gelen mucizelerin huzuru, sol yanını çepeçevre kuşattığında, içinde ikinci bir sen, yeni bir sen yarattığında ne de güzel soluyorsun evreni..

Öyleyse varsa içinde sönmüş umutların, şimdi onları yeniden yeşertmeyi dene… Belki geride bıraktığın özlemini duyduğun hiçbir şey geri gelmeyecek, Fakat yaşamın gizli mucizesinde, bir daha gelmeyeceğini bildiğin şeyler şekil değiştirerek gelip konuyor yüreğine. Bu bir insanda, geçmişte gitmelerine üzüldüğün onca insanlara, sonra dönüp, İyi ki gitmişler diyorsun.

Hayatına gelip konan güzellikler öyle mutlu ediyor ki, gülüşlerin gözbebeğine yansıyınca, hayata yeniden geldiğini hissediyorsun. Biraz sabır biraz inanış gerekiyor belki… Her an gelmiyor istediğin her şey sana. En güzel yanı bu ya. Gelen güzellikler, sen beklemediğin anda geliyor…

Ve sen dönüşmüşsün…Bilmez misin, gönlünün canı sevgiyle besleniyor. Ruhun, sadece eşlik ediyor… Gönlünde güzel duygu biriktirebilirsen, sağanak sağanak yağar adeta yaşamına sevgi… Yüreğine salıncaklar kurar, sevginle sallarsın dünyanı…

Hayatı bir tiyatroya benzetecek olsak; hepimiz oyuncularıyız. Kimimiz gerçekçi oynuyoruz oyunlarımızı, kimimiz acemi…

SAKIN UNUTMA

Sen gönlünden bakarsan yaşama, mutluluklar da gözü gibi bakar sana… İçindeki sen ile uyumu yakala… İçindeki senle uyumu yakalayabilirsen, huzurun sana akması adına dayanak noktaların sağlam kurgularla bezenir. Huzurun aslı, insanın yüreğidir... Unutma; sevgi, yaşam kalitendir.