HEYKELİ DİKİLECEK KADIN: PLANCIA MAGNA

Bu kente Plancıa Magna’nın heykelini ne zaman dikeceksiniz

Sevgili okurlar 8 mart kadınlar günü nedeniyle birçok etkinlikler düzenliyoruz.  Kadınların her alanda söz sahibi olduğunu söylüyoruz. Ama maalesef ataerkil zihniyetten kendimizi alamıyoruz.

Kadınlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi göstermeye devam ediyoruz. 

Oysa bu memleket anaerkildir.

Adı bile Anadolu.

Sık sık yazıyorum.

Yine yazacağım.

 Bakın Antalya dünyada ilk kadın belediye başkanı çıkaran bir şehirdir. O belediye Başkanı 2’inci yüzyılda Perge’de yaşamış olan  Plancia Magna’dır.

Bunu ilk dile getiren kişi hayatını Perge kazılarına adayan Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu idi.

Ben de PlancIa Magna’nın kim olduğunu 3 Eylül 2019’da hayata veda eden Haluk Hocadan öğrendim.

Bu kadının anıt mezarı da köylülerin tapulu arazisinin içindeydi. Lahana tarlası olarak kullanılıyordu. Haluk hoca’nın gayretleriyle kamulaştırıldı.

Kendi servetini Perge’nin imarı için harcayan Plancia Magna’nın Antalya’nın ilk kadın belediye başkanı olduğunu ben de bir sanat tarihçi gazeteci olarak Haluk hocanın anlattıklarından yola çıkarak yaptığım haberlerle gündeme getirdim.

Bırakın Antalya’yı Plancıa Magna’nın dünyanın bilinen ilk kadın belediye başkanı olduğunu dile getirdim. 

Yaşadığı dönemde Perge’ye katkılarından dolayı kente heykelleri dikilen Plancıa Magna’yı sadece Antalya değil; bütün dünya tanımaya başladı.

Hatta isminin patentinin alındığını, sosyal medyada bu isimlerin şimdiden başkaları tarafından kullanıldığını bile duydum. Ne derece doğru bilmiyorum.

Ama gelin görünki milattan sonra ikinci yüzyılda yani bundan 1900 yıl kadar önce yaşamış olan bu kadından sonra Antalya’da bir tane bile belediye başkanı çıkaramadık.

Bırakın Büyükşehir Belediyesini ilçe hatta kasaba belediye başkanları arasında bile bugüne kadar hiç seçilen kadın olmadı.

Sanırım bu ayıp bize yeter.

Öte yandan güzel gelişmeler de olmuyor değil.  

Geçen yıl Lider gazetesinde “Perge’nin kahramanları” başlıklı bir köşe yazısı kaleme almıştım.

O köşe yazısının sonunda “Perge’yi kendi servetini harcayarak ihya eden kentin ilk kadın belediye başkanı Plancia Magna adına bu şehirde yarışmalar düzenlenebilir. Etkinlikler yapılabilir. Hatta kente hizmet eden kadınlar, Plancia Magna ödülüyle ödüllendirilebilir. Rixos gibi Plancia Magna da markalaşabilir” diyerek çağrıda bulunmuştum.

Bu çağrımız kısmen de olsa karşılığını bulmuş.

Bu yıl Akdeniz Girişimci İş Kadınları Derneği (AGİDER)  “yılın kadını” ödüllerinde Plancıa Magna’nın kabartmasını kullanmaya başlamış. Buradan AGİDER Başkanı Sayın Figen Sayın başta olmak üzere tüm yöneticileri tebrik ediyorum.

Sunuculuğunu sevgili Cansu Oktay’ın yaptığı Akdeniz Girişimci İş Kadınları Derneği’nin ödül töreninde ödül alanlardan biri de hayatını Patara kazılarına adayan çok sevdiğim akademisyenlerden Prof. Dr. Havva İşkan Işık idi.

Yılın akademisyeni ödülüne layık görülen Havva hocama ödülünü takdim eden kişi ise Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi,  değerli dostum turizmci Ayhan Kızılsavaş idi.

Geçen Şubat ayında yapılan ödül törenine ben katılamadım. Ancak sosyal medyadan takip ettim.  O ödül töreninde Havva hocam çok önemli bir çağrıda bulundu. Dediki, “Buradan yetkililere sesleniyorum. Be kentin en önemli meydanına Plancıa Magna’nın dikiniz lütfen. Ben nefes alırken o heykeli görmek istiyorum bu şehirde”.

Şimdi Havva Hocamın çağrısına kulak verilip bu şehrin en gözde meydanına Plancıa Magna’nın heykeli dikilmelidir. Plancıa Magna’nın yaşadığı dönemde yapılan heykellerinden biri halen Antalya müzesinde duruyor. Müzeyi ziyaret eden kadınlar ise o heykelin önünde sık sık fotoğraf çektiriyor.  Böyle bir heykel Antalya’nın bir meydanında olmayı hak etmiyor mu?

Öte yandan 8 Mart dünya kadınlar günü öncesinde Kadınlara yönelik suçların cezalarının ağırlaştırılacağı açıklandı.

Kravat takım elbise indiriminin kalkacağı söylendi. Bir gazeteci olarak adliyede belki de binlerce dava takip ettim.

Ama bugüne kadar kravat indirimi, takım elbise indirimi veren bir tane bile hakim görmedim. Çünkü böyle bir indirim yok.

Şöyle bir şey var.

Türk Ceza Kanununun 62’inci maddesi hakimlere; sanığa verilen cezada 6’da bir oranında indirim yetkisi tanıyor.

Buna takdir indirimi deniyor. Yani cezada indirim yapıp yapmamak hakimin insafına kalmış bir durum.

Kadınların katillerine “Takım elbise giydiği ya da kravat taktığı için indirim yapılıyor” demek kimse kusura bakmasın ama; Türk yargısına ve hakimlerine yapılan bir saygısızlık hatta hakarettir. Cezaları ağırlaştırmak mı istiyorsunuz? Getirin İstanbul sözleşmesini. Alkışlayalım…