HESAPSIZ YAŞAM

Toplum kurallarını üstlenirken, benliğimizin yönetici güçlerini göz ardı etmek gibi bir doğamız var. Ömrü bahara çeviren de kaosa çeviren de bizleriz. Gerçekçi olmak yerine mükemmel olmaya çalışıyoruz, sade olmak yerine ihtişamlı olmaya çalışıyoruz…

Özgür bırakmak yerine baskı kurmaya çalışıyoruz, özgürlüğü sınırsızlık zannediyoruz, sevdiklerimizi olduğu gibi kabul etmek yerine değiştirmeye çalışıp imkansızı zorluyoruz, kendimiz olmuyoruz, kendimizi ve insanları yoracak her şeyi hayatımıza yerleştirmiş durumdayız.

Uzaktan kendimizi hatalarımızın süzgecinden geçirmeli. Yaşamı yaşanılır kılan da zor kılan da bizleriz. Bu zincirlere sıkışan farkındalığımızı geliştirebildiğimiz ölçüde hayat bize doğru akıyor, yoksa akıp giden hayatın sadece uzaktan birer seyircisi oluyoruz.

Hayat, yüreğimizde. Bu hayatta başın dik, kazancın helal, ruhun lider, benliğin disiplin olmalı. Hayat hasbelkader yaşanmaz. Ömrün bariyerlerinde yolculuk ederken virajlı yolları unutmamak lazım.

Her yokuş düzlüğe çıkar ama her düzlükte aralıklı yokuşlar vardır. Hayat güçlü olmayı gerektirir. Haksızlık etmeden, hak yemeden geçirmeli ömrü. Önce kendine saygın olacak ki hayatta net bir duruşun olsun. Ne kimseyi ezmeli, ne de ezilmelisin.

Karıncayı ne önemi var diye ezersen evrenin akışı bozulur, insanları işine gücüne maddi gelir düzeyine yaptığı işe sıfatlarına göre değerlendirirsen hayatın akışı bozulur, herkes eşittir. Herkesin rızkı kaderi farklıdır. Her şey özveri ve emekte gizlidir.

Özenilmeyen hiçbir şeyde emek yoktur ve emek verilmeyen hiçbir şey insana lâik değildir. Giderek değişiyor insan. Kendinle kaldıkça hesaplaşmaların artıyor. Hayatla yüzleşiyor insan. Ömür, sürekli devinim içinde olsa gerek.

Vaktiyle üzüldüğün ne varsa nötrleşiyorsun mesela. Kendine olan  sorguların yüz tutuyor benliğine.  "Ben miymişim" dediğin her şey bir bakmışsın uğurlanmış içinden.

Kimi hissiyatlar, kimi insanlar. Nötr birer duvarsın birçok şeye.  Hayat, neyi gerektiriyorsa ona bürünüyor insan. Bu farkı unutuyoruz sadece ve değişim sürecin başlıyor.

VAKİT GELİNCE…

Vaktiyle üzüldüğün ne varsa, vedalaşıyorsun hesapsız. Tanrı, vakti gelince ödüllendiriyor vaktiyle üzüldüğün yerden. Hayatta mutluluk da tükenmez burukluk da. İnsan, olanı olduğu gibi yaşamalı. Hayatın her daim hatırlattığı bir detay var. Kendin olabildiğin müddetçe ömrü tadarsın. Yoksa hayatın gözünden çıkarsın.