HERKESİN GÜNDEMİ FARKLI BU ŞEHİRDE

Antalya oldum olası garip bir memleket. Kimisinin derdi turizm, kimisinin derdi koronavirüs, kimisinin trafik, bazısının derdi sıcak hava, siyasetçisinin derdi daha bir başka.

Yani anlayacağınız herkesin gündemi de derdi de bir başka bu şehirde. Sosyal medyada ise Antalya gündemi daha bir farklı!

Bir süre önce, her gün yazı yazmak, konu bulmanın öyle dışarıdan görüldüğü kadar kolay olmadığını yazmıştım bu sütunlardan.

Yazı yazmak bir eylem ve bir iştir. Öyle kıldan tüyden, çiçek, böcek, kelebek gibi şeyler yazmak istersen konu çok!

Bırakın günde bir yazıyı böyle konular olunca günde iki yazı bile yazmak mümkün. Sabah çiçek, öğleden sonra kelebek. Olmadı mı? Sabah spor öğleden sonra deniz.

İşte bizim şehrimizde maalesef yazarlık bu halde ve yerlerde sürünüyor. Ama ciddi ciddi yazmak zorunda olanların işi zor. Zor olduğu kadarda resmen çılgınlık hatta delilik.

Çünkü ya birine dokunduracaksın ya da birinin ayağına basacaksın. Küsen mi aran, kızan mı aran ondan sonra.

Ama olsun varsın. Biz doğruları yazmaya devam edeceğiz. İsteyen kızar, isteyen küser. Yeter ki yazılanların ve eleştirilerin içinde bel altı hakaretler olmasın.

EMEKLİ ÜZERİNDEN SİYASET

Yazımın girişinde herkesin gündeminin farklı olduğunu belirtmiştim. Buna bir örnek olması amacıyla aşağıdaki konuyla olayı anlatmaya çalışacağım.

CHP’li Mustafa Akaydın döneminde yani 2013 yılında 11 milyon lira harcama yapılarak açılışı gerçekleştirilen İsmet İnönü Kentsel Yaşam Alanı.

Yıllarca atıl vaziyette kaldı. Bir dönem madde bağımlılarının merkezi haline geldi. Milyonlar heba edildi. Bir türlü burası işlerlik kazandırılamadı.

Aradan yıllar geçti. Burayla ilgili bir sürü projeler açıklandı ama gerçeğe dönüşmedi, hep lafta kaldı. Aslında buranın Antalya’nın önceliği olmadığı ayan beyan ortaya çıktı. Hal böyle olunca şehrin ortasında bir ucube olarak kaldı.

Peki son dönemde Antalya’nın trafik, ulaşım, Kırcami İmar Planı gibi önceliklerinin yanında bir de sivrisinek ve karasinek gibi sorunun çözüm önceliği varken öncelik başka mecraya kaydı..

Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in önceliği hatta birinci gündemi maalesef bu konular olmadı, olamadı.

Sanki çok elzemmiş gibi Konyaaltı Varyant’a fotoğraf çektirme platformu yaptırdı. Ama herkes buna tepki gösterdi. Kent Tarihçisi Hüseyin Çimrin bile bu garabete isyan etti.

Tabi Başkan Böcek’in hiçbir şey umurunda bile değil. Ölü taklidi yapıyor, eleştirilere sessiz kalıyor. Yahu Başkan, Antalya’nın bunca acil sorunu ve gündemi varken senin gündemin niye farklı?

Tıpkı, Muratpaşa’da İsmet İnönü Parkı’ndaki ucube yapıyı Emekli Kahvesi’ne çevirme önceliğin gibi.
Ama seni anlıyorum. Çünkü seçimde emekliler çantada keklik ya ondan değil mi?

BIRAKIN ARTIK BU İŞLERİ

Dedim ya bu kentte yöneticilerin de yaşayanların da gündemleri çok farklı. Özellikle son dönemde esnafı temsil eden başkanların gündemi ise çok ama çok farklı!

“Baş başa, baş da padişaha bağlıdır. Baş nereye giderse, ayak oradadır”  diye bir ata sözü var ya aynen öyle.

Şimdi koronavirüs nedeniyle vaka sayıları giderek artarken, kapanma tekrar gündeme girerken bizim esnaf temsilcileri neler yapıyor dersiniz?

Çok uğraşmayın aramayın. Ben size söyleyeyim. Hepsi her akşam ya düğünde ya nişanda. Gündüzleri ise ya cenazede ya taziyede ya da mevlitlerde. Boy boy fotoğraflar.

Daha düne kadar ağlayan siz, acilen açılım isteyen siz ne oldu da hiçbir tedbir almadan düğün derneklerde boy göstermeye başladınız? Hiç mi düşünmediniz örnek olacakken kapatmanın tekrar gündeme gelebileceğini?

Ama nerede o sizde o akıl. Çünkü yıl sonunda seçim atmosferine gireceğiniz için her yerde boy göstererek işi garantiye almaya çalışıyorsunuz öyle değil mi?

Artık bırakın bu sosyal medyada düğün dernek paylaşımlarını da esnafın derdine derman olacak çalışmalara imzalar atın. Yoksa yaptığınız magazin muhabirliği ve kimseye bir faydası yok.

Hani dedim ya herkesin gündemi farklı diye. Aslında sizin gündeminiz pandeminin artmasıyla kapanmanın gündeme gelmemesi için çalışma yapmanız olmalıydı. Ama sizin gündeminiz farklı olunca yapacak bir şey yok.

O zaman Allah korusun yeniden bir kapanma olur, kısıtlamalar gelirse ağlamayın. Vallahi de billahi de ilk karşınıza çıkan ben olurum ve o Osmanlı şaplağını suratınıza patlatırım haberiniz ola.

İşte sevgili okurlar. Öyle çiçek böcek yazmak kolay iş ama zülfüyare dokunmak biraz zor zanaattır.

Eee ne yapalım herkesin gündemi farklı, bizim gündemimizde böyle işte.