HER ŞEYİMİZ TAM UBER’İMİZ EKSİK!

Ben sık sık yazıp gündeme getiriyorum, “SAHİPSİZ  ANTALYA” diye ama kimse kulak asmıyor. Buna böyle yazarken öyle boşa laf olsun diye yazmıyor, mutlaka örnek veriyorum. İşte bu SAHİPSİZLİĞE bir örnek daha vereceğim. Ancak önce konuyu ele alalım istedim. Antalya’nın son yıllarda şehir merkezindeki en büyük sorunu sanırım TRAFİK!

Bu sorunun oluşmasında, kangren hale dönüşmesinde, çözümlenememesinde çeşitli gerekçeler var. Öyle veya böyle işin içine siyaset girince sorunlar çözülmüyor öteleniyor. Kangren haline dönüşen ve 7’den 70’e bu şehirde yaşayan her ferdin en önemli sorunu haline gelen TRAFİK SORUNU’nun nedenleri arasında yol, yatırım ve araç sayısı söylenebilir.

Antalya'da trafiğe kayıtlı araç sayısı ekim ayı sonu itibarıyla 1 milyon 297 bin 321’e ulaşmış durumda. Nüfusa baktığımız zaman neredeyse 2 kişiye bir araç düşer hale gelmiş. Tabi bu rakamlara şirket merkezi diğer illerde olup da Antalya’da faaliyet gösteren firmaların ve kiralık araçların yani 07 harici plakalı araç sayısını eklersek durum daha iyi anlaşılır.

Hele hele birde son dönemde Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle araçları ile gelen 50 bini aşkın geçici ikamet izni alan Rus ve Ukraynalıların araçlarını eklersek tablo daha da iyi anlaşılacak. Yolumuz yok, kavşaklar sıkışmış, alt geçit veya üst geçit yatırımı yok, alternatif yolları açılmamış bir Antalya’da bu kadar araç ile sorun bitmek bilmez, işin içinden çıkılmaz.

Hani bir atasözü vardır, “Deveye "Boynun eğri" demişler, "Nerem doğru ki?" diye. Yani “Ayranı yok içmeye atla gider çeşmeye” misali. Hiçbir şeyimiz tam değil. İşte bu minvalde Antalya’da başka bir sorun gündeme geldi. Bir dönem İstanbul’da ortaya çıkan ve gündemi baya bir meşgul eden ABD menşeli UBER TAKSİ SİSTEMİ!

Ne kayıt, ne kuyudat, ne vergi ne de alınmış bir izni olmayan sistem orada MAHKEME KARARIYLA hayatımızdan çıkarılmıştı. Bu sistemin sahipleri bu kez hedefi değiştirmiş. Şehir merkezinde 3 bin 750, il genelinde 6 bin adet sarı renkli T plakalı taksi var. Şoförler ve Otomobilciler Odası’na kayıtlı. Hepsi bir düzen içinde yasal çalışıyor. Vergi levhaları var, durakları var, bakanlıklardan izinleri alınmış.

Ancak MAHKEME KARARIYLA İstanbul’da çalışmalarının yasal olmadığına karar verilen UBER’in yeni hedefi Antalya! Ne izinleri var ne de bir kayıtları. Bir nevi korsan. Bu sistemin Antalya’da başlayabilmesi için yeni taksi veya benzer araçlara ihtiyaç var. Şöyle böyle bin taksiden az değil. Bunlar sisteme dahil olunca seyreyleyin Antalya trafiğini! Ben deyim ARAP SAÇI, siz deyin KİLİT!

Bakın Uber Türkiye Genel Müdürü Neyran Bahadırlı bu konuyla ilgili, “Antalya’da yaşayanlar 22 Kasım 2022 itibariyle uygulama üzerinden Uber Taksi çağırabilecek” demiş. Peki kardeşim bu konuda siz kiminle anlaştınız, kimden izin aldınız, Şoförler ve Otomobilciler Odası ile görüştünüz mü, size UKOME izin verdi mi vs.vs.?

Önce bunlara bir cevap verin sonra. Öyle bu memlekette Hoopp ben geldim bakkal dükkanı açtım” diyemezsiniz. Veya bizler öyle biliyoruz. Her şeyin bir yasal düzeni var öyle değil mi? Sanki HER ŞEYİMİZ TAM BİR UBER’İMİZ EKSİKMİŞ gibi!

Antalya Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Mehmet Ali Alkan’ı aradım, “Bu nedir” diye. “Sosyal medyadan öğrendik” dedi. Alkan, konuyu hemen yargıya taşıdıklarını açıkladı. Burada TRAFİK sorunu dışında başka bir TEHLİKE var. Bir dönem İstanbul’da olduğu gibi burada da UBER TAKSİCİ ile SARI TAKSİCİLER arasında kavga yaşanacak olması. Yani ŞİDDET.

Bakalım bekleyip göreceğiz sonucunu. Ancak yargı alel acele karar vermezse ortalık savaş alınanı dönecek. O hakimler bile bu şehirde arkaçları ile dolaşabilecek, işlerine zamanında gidecek yol bulamayacaklar. Gördünüz mü, bu kentin SAHİPSİZLİĞİNİ. O kadar sorunumuzun üstüne birde nur topu gibi UBER sorunumuz çıktı.

TARİHE TUĞLA ÖRDÜK!

UBER’in illegal bir şekilde hayatımıza sokulması ne kadar SAHİPSİZLİK ise anlatacağım bu konuda SAHİPSİZLİK konusunda yeni bir örnek. Hem de tarihi bir SAHİPSİZLİK!

Antalya’nın tarihi Kaleiçi var. Yat Limanı ile iç içe. İçinde bir çok tarihi binayı barındırıyor. Hem de tescillisinden. Çivi bile çakmanın yasak, işlem yapmanın izne tabi olduğu yerler. İşte bunlardan biride falezlerin altında, Kaleiçi’ne asansörlerle inince hemen sol taraftaki bir dükkan. Bir dönem İzzet Ünlü tarafından işletilen ‘Martı Marina’ isimli müessese!

Benim bildiğim İzzet Ünlü’nün orayı terk etmesinin nedeni bir klima bile takmasına izin verilmemesiydi. Gerekçesi ise Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu’nun tarihi yapı şerhi.

Bugün o tescilli yani tarihi yapı ne olmuş biliyor musunuz? Taş duvarları ve pencereleri TUĞLA ile örülmüş. Yani tarihin göbeğine hançer vurulup TUĞLA ÖRÜLMÜŞ! Golden Apple ödülü almış bir Kaleiçi Yat Limanı’ndaki tarihi bir binanın bu hale getirilmesine kim göz yumdu acaba? Sorsanız inanın herkes ÜÇ MAYMUNU oynar.

Niye mi? Çünkü bu şehir öyle veya böyle SAHİPSİZ. Yalan mı? Yalan diyenin ağzına tuğla örerler vallahi.